Yaşam mücadelesi benim için zaten zorken. Artık çok fazla zorlaşmıştı. Artık sayıca oldukça fazla bir grup un elindeydim. Onlar ne yapmak isterse bana onu yapabilirlerdi. Takım elbiseli hıyar etrafımda dönmeye devam ediyordu. Ve onlarca kişi bir sinema filmi gibi sessizce onu belkide beni izliyordu. Takım elbiseli tekrar konuşmaya başladı " dostum eğer sende istersen sana bir şans verebilirim." Biraz bekledim yüzüne baktım ve "ne tür bir şans". Adam devam etti " sana bu grup 'a katılma şansı verebilirim." dediğinde ben. Bir an için iyimser düşünerek bir grup ta yaşamanın ne kadar iyi olabileceğini aklımdan gerçirir ken adam " ama bir şartla sana bir görev vereceğim. Eğer ki bu görevi başarı ile yerine getirir isen seni grup'umuza alacağım." Bunu duyar duymaz ne yapmam gerektiğini çözemedim. Adam fırsat vermeden devam etti "şimdi görevinin ne olduğunu merak etmişsindir. Açıklayayım." Derken siyah eldivenlerini yavaş yavaş çıkartıyordu. " senin yapacağın görev bu grubu yaşatmak, hayatta tutmak olacak. Nasıl mı ? " sorusunu sorduğu an eldivenlerini çıkartıp yanında duran zayıf tırsağa verdi. Ve adamın belindeki silahın alıp bana bakarak " bu gruba protein kaynağı olarak dostum." dediği anda silahı kafama dayadı ve "her kez bir mücadele verir dostum bizimki de bu üzgünüm." Dedi ne anlatmaya çalıştığını ne düşündüğünü anlamıştım hergelenin. Beni o demir kutuda tutarak önce marine etmiş tadımı arttırmıştı bildiğin. Silahı kafama tuttu ve tam tetiğe basarken. "patron !!" Sesi yükseldi. Adam cevap verdi " ne var josep burada bir iş yapmaya çalışıyoruz." Sesin sahibi bizi izleyen kalabalık grubun önüne gelip "patron unuttun mu kafasına sıkınca çoğu yeri heba oluyor en iyisi kanlı odaya götürüp pala ile halletmek." Dediğinde ben bu gerzeklerin ne muhabbeti yapıyor olduklarına şaşırmadım. Adamlar bildiğin beni öldürüp yiyecekler. Bunada şaşırmadım zira yamyamlarla karşılaştığım ilk sefer değildi bu.
Patron dedikleri hıyar "tamam josep götür hallet o zaman" dediği an arkadan vurulan bir tekme beni yere yapıştırdı ve "hadi gidelim Yemek". Bundan sonra ne olacağını bilmiyordum ama bu pisliklerin elinden kurtulmak için her şeyi yapardım. Beni kanlı oda dediği yere getirirken arkamızdan 15-20 kadar çocuk koşuyordu. Ve sanki mutfakta yameği bekleyen çocuklar gibi benim başımdalardı. Yürürken etrafa bakma şansımda olmuştu bildiğin eski bir fabrikaydı burası gayet büyüktü ve iğrenç kokusu vardı. Josep denen hıyar beni neden kanlı oda dediğini anlamadığım yerin kapısının önüne getirdi. Kapıyı açtığı an anladım neden dediğini. Odanın tabanı tamamen kan ile kaplıydı ve iğrenç bir kokusu vardı. Josep hiç konuşmadı ve dirsekleri ile bastırarak beni diz çöktürdü. Hemen duvarın kenarına yaslı duran köreldiği belli palayı aldı tam o sırada " çocuklar bunu izlememelisiniz" diyerek kapıyı hafif açarak içeriyi izleyen çocukları kovdu ve kapının içerden süngüsünü taktı. Ben her fırsatı değerlendirmek ve buradan kaçmak istiyordum. Ama ellerim bağlıydı ve bu halde çok zordu. Josep sağ tarafıma geçti "elveda dostum" dedi ve kör palayı boynuma çaprazlama indirirken, bütün gücümle üstüne atladım. O ne olduğunu anlamadan pala ya bir tekme attım. Pala elinden yere düşmüştü. Adamın üstünden kalktım hemen yüzümü ona döndüm. Oda ilk şoku atlatmaya başlıyordu ve ayağa kalkmaya başlamıştı. Her ne kadar içten istemesem de tek kurtulma şansım bu hıyarı öldürmekti. Ve olağan gücümle adamın suratını tekmelemeye başladım. Her tekme attığımda içimdeki o garip duygu yerini sakinliğe bırakıyordu. Sonunda adamın kafasını onlarca defa tekmeledikten sonra. Geriye atılıp adama baktım, artık kanlı odasında kendi kanıda vardı hıyarın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALONE
Science FictionYıl:2038 Bundan tam 22 yıl önce herşey bitti Dünya ısınmaya başladı. Nefes alamamaya başladık. Tarım yapamamaya başladık. Aç kalmaya,susuz kalmaya öldürmeye başladık. Herkezin bir amacı vardı yaşamak. İşte bende onlardan biriyim Benim adım Jack Na...