•° "Sınırsız Part-1"

215 110 9
                                    


Bölüm Parçası;

Galantis-Runaway


"Kaçmak istiyorum,
Bu alandan başka herhangi bir yere,
Kaçmak istiyorum."


Kader,kendi ellerimle parçaladığım kağıdı elime tutuşturmuş,benden kendi sonumu yazmamı istiyordu.Bu hayatı bu şekilde yaşamamın,alnıma vurulmuş bir damga olduğunu düşünmüştüm her zaman.Bilirsiniz,damgalar,özellikle alna vurulan damgalar kalıcıdır.Hiçbirşekilde değiştirilemezler ve siz kader denilen o damgayla yaşarsınız.Ben,bana yazılan kaderin lanet olduğunu düşünerek geçirmiştim ömrümü ve şimdi,şu anda...elimdeki bu kağıda bakarken gözlerim doluyordu.Haksızlık etmiştim belkide.Belki de değişmez sandığım kurallar,bir kalemle yeni baştan yazılabilir,kaderin ağları yeniden örülebilirdi.Örülebilirdi değil mi?

İlk seferde bocaladım.Bekledim ve elimdeki kalemi başıma vururken düşündüm.Bunu yapmaya mecbur muydum,mecbur olduğumu varsayarsam tek başıma yapabilir miydim?Ve sonu görünmeyen bu karanlık yola bir adım atarsam,ışığı görür müydüm?

Cevap belirsizliklerle doluydu.

Anahtarı deliğe yerleştirdim ve ağır kapıyı ses çıkarmamaya özen göstererek ittim.Annemin eve gelmeyeceğini biliyordum.Yine de karanlık bir köşede beni beklediğini düşünen paranoyak hislerim tetikteydi.Kapıyı ardımdan kapattım ve telefonumun ışığıyla birlikte merdivenleri tırmandım.Annemle ikimizin yaşadığı kocaman evimiz,bugün sessizdi.Sanki attığım her adımımı izleyen gözler vardı duvarlarda.Sanki yapmak istediğimi şimdiden biliyorlardıda beni anneme ispiyonlayacaklardı,sanki herşey annemin tarafındaydı.Kendimi fazlasıyla savunmasız hissediyordum.Burada beni iyi hissettiren tek birşey kalmamıştı.Gitmek,en doğru seçimdi ve tüm bunların,evrenin bana verdiği bir mesaj olduğunu hissediyordum.

Odamın önünde durup sırt çantamdan anahtarımı çıkardım.Küçüklüğümden beri odamın kapısını kilitlerdim ve içeri kimseyi almazdım.Yılların alışkanlığı gereği,bugünde evden çıkmadan önce kilitlemiştim kapıyı.Anahtarı bulup içeri girdiğimde,havasızlıkla beraber odamın kokusu doldu burnuma.Bu kokuyu seviyordum.Eğer şansım olsaydı gideceğim yere,bu odanın kokusunu da götürürdüm.Ancak şimdilik elimde gelen,yalnızca kendimi götürmekti.

Telefonumu kenara bıraktım ve gece lambamı yaktım.Sönül yeşil ışık dikkat çekmezken önümü görebileceğim düzeydi.Dolabımın üstünde duran valimizi indirdim ve başta parfüm şişem olmak üzere birkaç parça eşya yerleştirdim içine.Fotoğraflarımı,çizim defterlerimi,kitaplarımı ve son olarak kıyafetlerimi koyunca kapağını kapadım.

Adımlarım benden bağımsız çalışma masama kayınca,uzun süredir kullandığım eskimiş sandalyeme oturdum.Bazen bu sandalyeye oturup,tıpkı bugünkü gibi bu evden kurtulduğumu düşlerdim.O zamanlar bu,o kadar imkansızdı ki...Bir yerden sonra saçmaladığımı kabul eder,sonra da gözyaşlarıma yenik düşerdim.Ah o gözyaşları,keşke hepsini geri almam mümkün olabilseydi.

१KARA KELEBEK१[askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin