Gerçekleri Kabullenebilir Miyim?

76 3 0
                                    

Rüyayı hala aklımdan çıkaramamıştım.Görüntüler gittikçe birbirine karışıyordu.Sabah okula gelmeden üç kan torbasını da içmiştim,bir anlık mutluluktan sonra eski halime dönmüştüm.

O hayatım boyunca beni takip etmişti.Her hareketimi,yaptıklarımı.Bunları yapmasının bir sebebi olmalıydı.Bunları birine aktarmış olmalıydı ama kime?Asıl önemlisi de Luke’da benim gibi miydi?O da yaşamak için bir insanın hayatını emiyor muydu?Ama neden bu kadar zaman varken neden şimdi karşıma çıkmıştı?

Derslerin hiçbiri umurumda değildi.Aslında sorun da bende değildi.Pek ilgimi çeken konular anlatılmıyordu o kadar.Öğle yemeği için sıraya girdiğimde elime sadece bir elma alarak camlara doğru yürüdüm.Camlardan dışarısı tamamıyla gözüküyordu.Yağmur yağmaya başlamıştı.Camın mermerine oturup elmamı yemeye başladım.Herkesi izledim.Herkes kendi hayatını yaşıyordu.Sıkıntılarını,yaşadıkları her şeyi saklayabiliyorlarmış gibiydi.Ama ben bunu yapamıyordum.

Öğleden sonra okuldan ayrılıp evin yolunu tuttum.Okulda kalmak istemiyordum.Kendimi iyi  hissetmediğimi de söylersem hiç bir şey olmazdı.Evin kapısına geldiğimde telefonum çalmaya başladı.Açtığım da biraz korkmuştum ama sesi duyunca rahatladım.Felicia beni evine davet ediyordu.Yine.Aslında evde de durmak istemiyordum.Annem beni hastaneye götürebilirdi.Bu da kötü olurdu tabii.

Felicia’nın evi şimdi daha düzenliydi.Büyü kitaplarını kaldırmıştı ve koltukların rengi açığa çıkmıştı.Bu sefer bahçede oturmak yerine büyük bir balkona masa hazırlamıştı.Manzara muhteşemdi.O barda ne işi vardı anlayamıyordum.Evin bahçesinde güzel bir süs havuzu vardı.İçinde birkaç balık gözüküyordu.Her yer yemyeşildi.Bahçe bakımlıydı.Oturduktan sonra beni bir süre izledi ve ‘’Evet bakalım,Dylan’la aranız nasıl?’’Bu soru beni şaşırtmıştı.Uzun zamandır Dylan’la bakışamıyorduk bile.Ayrıldığımızdan beri de konuşmamıştık.Ve aslında ikimizin de söyleyecek çok şeyi vardı.’’Iıımm…’’dedim.Söyleyebilecek bir şey yoktu.Baktı ve hafif güldü.’’Sen genç ve güzelsin tatlım.Önünde uzun bir zaman dilimi var.’’uzunu biraz bastırarak söylemişti.Gerçekten de sonsuz bir hayatım vardı.’’Başkası da olabilir.Yeni çocuklar,önceden keşfedemediklerin…’’bana Luke’u hatırlatmıştı.Ama bundan önce ki sorum ’’Biz kimiz?’’onu şaşırtmıştım.Aslında böyle söylemek istememiştim.Ağzımdan öylece çıkmıştı.Bana baktı ve biraz düşündü ben açıklama yapacakken ‘’Yani,sizin vampir ırkınız mı?’’kafamı sallamakla yetindim çünkü ses tonu ciddileşmişti.’’Siz,herkesin olmak isteyebileceği bir ırksınız.Önünüzde sonsuz bir yaşam var.Yaşlanmıyorsunuz.Enerjiniz sınırsız.Hızlısınız.Güçlüsünüz.Sadece küçük bir ayrıntı.Kan.’’Kan kelimesini duymak onu içimde hissetmeme yetti.Onu içerkenki zevk hissi…’’Ama sen.Sen hepsinden daha farklısın.Sen ilk vampirin torunusun.Sen bu dünyada ki son ilk vampir bile olabilirsin.Bundan emin değilim tatlım ama sen ötekilerden daha da güçlüsün.Sen insanların zihnine hükmedebiliyorsun ama ötekiler sadece sana saydığım özellikte vampirler.Hiç bir şeye değmezler.Onlar sadece bu dünyada insan katletmeye yararlar ama sen…Yapabildiklerinin farkına var artık.Kim olduğunu anlamanı istiyorum.Senin insanlara katlettiğini düşünerek kendini yemeni istemiyorum.Anladın mı?’’dedi.Bu uzun konuşma beynimde patlamalara yol açtı.Güçlerim.Yapabileceklerim.Hayatım.Artık kabullene bilir miydim ki kim olduğumu.

Birkaç dakika daha oturduktan sonra evin yolunu tuttum.Geç olmuştu ve bana neden bu saate kadar gelmediğimi soracaklardı.Kendimi gürültüye hazırlayarak eve girdim ama evde kimse yoktu.Hiç bir yerde yaşam belirtisi yoktu.Salona geçip annemi arayacakken masanın üzerindeki notu fark ettim.

             Tatlım;

      Dedeni hastaneye kaldırdılar.Onun yanına gidiyoruz.Bir kaç haftadır zor günler geçiriyordu zaten.Bir şey olursa seni ararız.

Eğer acıkırsan sana yemek yaptım.Buzdolabında ki üçüncü rafta.

Seni seviyorum.

                                                                                                                              Annen

Ben ve yemek.Güzel bir ikili değildi ama yinede dedeme üzülmüştüm.Aslında gerçek dedem değildi ama benim üzerimde emeği vardı.

Salona geçtim ve kanallarda dolaşmaya başladım.Tam o sırada annem aradı.’’Bebeğim iyi misin?’’benim için endişelendiği ses tonundan belliydi.’’İyiyim.Ama dedem nasıl,önemli bir şeyi var mı?’’dedim.’’Ahh,tatlım.Dedeni ameliyata almak istiyorlar.Büyük bir ameliyatmış ve riskleri var.Bu nedenle birkaç testten sonra karar verecekler.’’bu beni üzmüştü.Hem büyük annemin ölümü onu yıkmıştı hem de benim evden kaçmam.Bir bakıma benim suçumdu.’’Bb-en çok üzgünüm.Yapılacak bir şey var mı?Evden getirilmesi gereken falan?’’annem konuşurken telefona bir mesaj geldi.O.Benimle konuşmak istiyordu.Hem de şimdi.Onunla görüşmek istemiyordum.Ve şu anda çok ciddi gibiydi.Anneme ’’Tamam.Anne,kapatmam gerek.Bir şey olursa beni ara.’’dedim ve telefonu kapatmamla kapının çalması bir oldu.

‘’Merhaba.’’sadece  bunu diyerek içeri girdi.Onu davet etmemi beklemeden.Ama bu sefer farklı bir şey vardı.Gerçek kişiliğini ortaya koymuştu.Soğuk ve acımasız.

Genç VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin