Bedeli Neydi?

15 9 0
                                    

Sabah alarmdan önce uyandım. Dün akşam erken yatmıştım. Banyoya girdim. Kısa bir duş aldım. Herzamanki halimin yanı sıra bugün daha güzel görünmek istedim. Önemsedigim bir şey yoktu. Tamamen kendime olan saygımdan süsleniyordum. İnsanların hakkımda iyi yada kötü düşünceler beslemesi beni bağlamıyordu. Öğretmenlerime saygısızlık yapmıyordum çünkü amcamı tanıyorlardı. Amcam önemliydi. Bana sahip çıkmıştı. Azra'dan hiçbir zaman ayırmamış, ikimize de eşit davranmıştı. Bu çok zor bir şeydi. Her ne kadar aynı davranmaya çalışsa da o öz kızıydı. Tabiki benden önemli olmalıydı. O çok adaletli ve iyi bir insandı. Düşüncelerimden arınıp formalarımı giydim. Saçlarımın birazını ayırıp iki yandan topuz yaptım. Sevimli olmuştu. Genel olarak pek sevimli değildim ama şimdi normale oranla sevimli görünüyordum. Yine makyajımı yaptım. Çantamı alıp aşağıya indim. Odamda fazla zaman geçirmiş olmalıyım ki Azra inmiş ve masaya oturmaya hazırlanıyordu. Günaydın dedim. Günaydın canım dedi. Sevgi sözcükleri pek kullanmazdım. Ama Azra diyince o kadar rahatsız olmuyorum. Kahvaltı yaptık. Azra:
-Neden dün hiç yanıma gelmedin?
×Sınıfta oturmayı tercih ettim.
-Bugün birlikte dolaşalım.
×Sadece ikimiz?
Tebessüm etti.
-Sadece ikimiz.
Kahvaltıyı bitirdikten sonra ayaklandık. Nurten Teyze-yardımcımız-bize iyi dersler kızlar dedi. Seviyordum Nurten Teyzeyi. Çok samimiydi. Samimi insanları severim. Arabaya doğru ilerledik. Ali abiye de günaydın dedikten sonra okula doğru ilerledik. Yolculuğumuzda Azra konuşuyor ben dinliyordum. Sonunda okulun önüne geldik. Kapıdan içeri girerken Azra lafa atladı;
-Yeni çocuğu gördün mü?
×Gördüm,dedim. İblisten bahsediyordu. Adını bilmeme rağmen böyle seslenmeye devam edecektim.
-Çok yakışıklı değil mi sencede?
×Hayır tam bir aptal.
-Erkeklerden anlamıyorsun,dedi.
Sınıflarımıza ayrıldık. Birkaç kişiye selam verdikten sonra yerime geçtim ve hocayı beklemeye başladım. Ama hocadan önce sinsi iblis geldi. Bu çocukta sevmediğim bir enerji vardı. İtici geliyordu.
-Günaydın Beria.
×Günaydın.
-İsminin anlamı ne? Daha önce hiç duymamıştım.
×İlgilendirir mi? İsim işte.
-Nazik olmaya çalıyorsam sende  nazik olmaya çalışıcaksın,dedi.
Emir kipiyle konuşması sinirlerimi bozsada biran önce susması için:
×Yaşıtlarından daha olgun ve güzel, dedim.
Tatmin olmuş bir ifadeyle önüne döndü ve bir şeyler geveledi. Dikkate almadım. Hoca geldi ve ayağa kalktık. Bu sefer o da kalkmıştı. Benim boyum kısa olabilir ama o da fazla uzundu. Bana yukardan bir bakış attı. Sinir bozucu.

Birant'ın anlatımından
Değişik bir kızdı. Pek sıcakkanlı birisi değildi. Kendi gibi ismi de değişikti, merak ettim ve sordum. Ilk terslesede konudan saptığım ve tartışmaya gidebilecek olan bir konuşmayı sonlandırıp anlamını söyledi. Yaşıtlarına göre olgun ve güzel demekmiş. Tam ona göreydi güzel ve olgun. Tam senlik diye fısıldadım ama duymadı. Hoca geldi ve ayağa kalktı sırf aramızdaki farkı merak ettiğimden ayağa kalktım. Benden yaklaşık 20 santim kısaydı. Pis bir bakış attım. Oturduğumuzda o dışarıyı izlemeye başladı. Dersi dinlemiyordu. Bende onu izlemeye başladım. Güzel bir kızdı. Kız ırkını seven erkeklerden değilim. Sadece zeki olanları severim. Uğraştırsınlar beni. Bu kızda zekiydi. Belki bir kusur bulurum diye yüzünü incelemeye başladım. Onunla alay etmek eğlenceli olabilirdi.
------
Dersin sonuna geldiğimizde hiçbir kusur bulamadım. Tamamen hatasız gibi yaratılmıştı. Bir insanın her şeyi kusursuz olamazdı. Düşündüm bir şeyden verip başka yerlerden almıştı. Ağır bir bedel ödediyse ancak bu kadar güzel olabilirdi. Hep böyle düşünürdüm. Böyle bir güzellik ağır bir bedel demekti...
Bunları düşünürken merak duygum kendini belli etti ve ayaklandım. Küçük bir araştırma yapabilirdim.

Oylarınızı bekliyorumm😊
Bundan sonra hikayeyi Birant'ın ağzından devam ettirmeyi düşünüyorum.

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin