Bunu bir geçiş bölümü olarak düşünün,aklınızda soru kalmasın istedim sadece.Bu yüzden fazla sakin bir bölüm oldu.Medyadaki şarkıyla okuyun lütfen,iyi okumalar!
"Bana her şeyi anlat,Kook."
Ji Min'in idam olma düşüncesi zihnimde debelenip dururken,akıl sağlığımı yerinde tutmaya çalışıyordum.Bütün bildiklerim bir su birikintisi kadardı ve sadece birkaç gün kadar kısa bir dilim içerisinde,durmak bilmeyen su damlalarının esiri olmuştum.
Zihnime damlayan su damlaları bildiklerime tutunamıyordu.Bir türlü,bütün parçaları birleştirip denize ulaşamıyordum ve durmadan ruhuma vuran dalgalar bana yardımcı olmuyordu.
"Ben o,orospu çocuğunun oğluyum."
Jung Kook,hala bu gerçeği sindiremediğini belli eden bir ifadeyle bana baktı ve konuşmasına devam etti.Yumruk yaptığı ellerini ritmik hareketlerle baldırlarını vurdurmasından bu konu hakkında konuşmak istemediğini anlamıştım.
Fakat bu sefer kaçmasına izin vermeyecektim.
"Dört yaşındayken,öz annem intihar etti ve yetimhaneye verildim."
Yutkunup,çekingen bir hareketle Jung Kook'a yaklaştım ve elimi omzuna koydum.Ona sinirliydim,hatta çok fazla sinirliydim fakat bu yaşadıkları kendisinin tercihi değildi.
Bu yüzden ona destek olmak zorundaymış gibi hissediyordum.
"Birkaç sene sonra beni çocukları olmayan bir aile evlatlık edindi.Üzerime o kadar düşkünlerdi ki,onları biyolojik ailem olarak göz önünde bulundurdum hep.O orospu çocuğuna minnettar olduğum tek şey de budur aslında,hayatımdan siktir olup gitmeseydi onları tanıyamayacaktım."
Jung Kook,sinirle kasılan çenesini sabit tutmak için derin bir nefes aldı ve bana baktı.Gözleri şeytanın pelerinin gölgesinde kalmışçasına yoğun bir ateşle yanıyordu.
Anlatırken sinirlerine hakim olmakta zorlandığı,ardı ardına sıraladığı küfürlerinden bile belli oluyordu.
"Daha sonra,2001 olayı gerçekleşti ve babalarımızın cenaze töreninde Ji Min hyung ile tanıştım.Halk o kadar körü körüne bağlanmıştı ki hükümete,babalarımızın ihanet ettiklerine inanmışlardı Yun."
Dudaklarından dökülenlerin gerçekliği,ruhumu acımasızca kavururken gözyaşlarım söndürme görevi görüyordu.Bu acının kölesi olmayı kabul ederek,gözyaşlarımın akmaması için dudaklarımı dişledim ve gözlerimi zemine odakladım.
Uzun zamandır babamın mezarını ziyaret etmediğim gerçeği,beni kötü hissettiriyordu.
"Bedenlerini yakmalarına müsaade etmedik fakat izin vermediler Yun.Siktiğimin ülkesinde,bedenleri için küçük bir toprak parçası vermek bile istemediler."
Jung Kook titrek sesiyle mırıldandığında ellerimi dudaklarıma bastırdım ve bütün acımı hapsetmeyi denedim.Göğsümde koca bir kaya taşı vardı ve bacaklarıma bağlıymışçasına beni daha da yıkıyordu.
Nefes almak canımı yakıyordu.
"O gün,Ji Min Hyung ile intikam almak için yemin ettik.Ben daha yedi yaşındaydım,Ji Min Hyung ise dokuz.Fakat hayat,en kurak yerini göstermek için geç kalmadı."
Burnumu sertçe çekip ellerimi dudaklarımdan ayırdım ve göğsüme kadar çektiğim bacaklarıma sabitledim.Yıllar geçmesine rağmen hala kabullenemediğim gerçekler yüzüme bir tokat misali çarpıyordu fakat buna alışmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer melody » ji min ✅
Fanfic"Güneşin doğuşunun güzelliğinden bahsediyordu hayranlıkla,ayın batışını farketmeden." dollyjim'e ithaflarımla. Killer serisinin birinci kitabıdır. started :: 131015 finished:: 061016 11062016 :: aksiyon #2