7.Bölüm ~ Asla
'Çok geciktirdiğimi biliyorum. Bu yüzden bir de video ekledim ama lütfen bölümü okumadan bakmayın. :D'
Dakikalardır süren sessizlik inanılmaz boğucu olmaya başlamıştı ama daha da önemlisi merakım gittikçe artıyordu. Daha birkaç dakika öncesine kadar yanına oturduğum için beni azarlayan kız, aniden şaşkına dönmüş bir şekilde konuştuğum hostese ve bana baktı. Sanki iki dakika önceki kişi değildi. Hayatında ilk defa insan görüyormuş gibi bize baktıktan sonra fısıldadı. “Yanıma oturabilirsin.”
Yerimi değiştirmek için çağırdığım hostes ikimize de kafayı yemişiz gibi baktıktan sonra yüksek topuklularının üzerinde döndü ve bizi o garip anda yalnız bıraktı. Hostes şaşırmış olabilirdi ama ben şaşırmamıştım. Elvin’in gözlerindeki değişimi gördükten sonra şaşırmama gerek kalmamıştı. Gözlerindekinin benim gücüm mü yoksa Elvin bir gücü kullanıyorken hep böyle mi görünüyor emin değildim. Hatta sessizce çantamı üst bölüme koyup yanına otururken bile bilmiyordum.
Buraya gelirken, düşündüğüm şey onun ağzından biraz bilgi kapmaktı ama şu an bunun bile önemi yoktu. Sadece merak ediyordum. İster istemez kalkıştan beridir dışarıyı izlemekle meşgul olan kıza döndüm. Sessiz ve tepkisizdi ama garip bir şekilde endişeli görünüyordu. Metal yüzüklerle sarılı eli hala dudağındaydı ve çok uzakta bir şeye dalmış gibiydi. ‘Ne gördün Elvin?’ bu sadece içimden geçirdiğim bir şeydi ancak Elvin’in kirpikleri bir an için titredi. Bakışları odağını kaybetti ve daldığı yerden çıkarcasına tereddütle bana döndü. Elini dudaklarından çekti ve biraz önceki garip bakışlarıyla bana bakmaya başladı. Aslında bu durumda garip olan bendim, çünkü saatler geçmiş gibi hissettiren saniyeler boyunca gözlerimi suratına dikmiş bakıyordum. ‘Neden kafanı çevirmiyorsun?’ Şimdi de iç seslerim birbirine karışmış, birbileriyle kavga ediyorlardı ama biraz önceki tepkisi çok fazla dikkatimi çekmişti. ‘Peki sen neden bu kadar şaşkın görünüyorsun Elvin?’ Tekrar iç sesim devreye girdiği sırada Elvin büyük ve titrek bir nefes aldı.
“Adım Elif.”
Ve ardından inanılmaz yüksek ve sinir bozucu bir erkek kahkahası…
Elvin’in birden bire bunu söylemesine şaşırmıştım ama asıl şaşırdığım, öndeki –muhtemelen dakikalardır bizi izleyen ve baştaki kavgamızı göremeyecek kadar geç gelmiş olan- adamın attığı kahkahaydı. Gözlerim Elvin’in ve şimdi gülmekten öksürük nöbetine terfi etmiş olan adamın arasında gidip geldi. ‘Bu adam neye gülüyor?’
Daha sonra biraz önceki sahne aklıma geldi. Birbirlerine iki dilim lezzetli kekmiş gibi bakan iki genç ve gerginlikle ‘Adım Elif.’ diyen bir kız. Acınası bir romantizm sahnesi gibi görünen ama aslında ne olduğunu benim de anlamadığım bir durum. Elvin’in ifadesiz suratına bakarken bile adamın neye güldüğünü anlayınca kendimi tutamayıp ben de gülmeye başladım. Diğer yolcular ortada gülünecek bir şey göremediklerinden –muhtemelen önümüzdeki adam gibi bizi dinlemediklerinden- kafayı sıyırmışız gibi bize bakıyorlardı. Bu komik olduğu kadar garip olan olay, uzun bir süre fark etmek üzere olduğum bir bilgiye engel oldu. Ortam tekrar sessizliğe büründüğünde ama benim olan şeylerin etkisinden hala çıkamadığım bir anda, onun tekrar dikkatini çekemeyeceğimi anladım. Gözlerini, yolculuk bitene kadar açmamak üzere kapadı.
--
Uçak sarsılana kadar iniyor olduğumuzu bile fark etmemiştim. Bu her zaman benim sirimi bozan bir sahne olduğundan uçak durana kadar gözlerimi kapattım, tabii ki biraz daha uyumak istememle bir alakası da olabilirdi. Ama uçak durduğunda buna pişman olmuştum, çünkü üzerimden kollarıyla yanlarından tutarak atlayıp uçarcasına kaçan Elvin geçmişti. Ödümü koparmak ve garip davranmak konusunda onun yarışacak hiç kimse—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Efendisi
FanfictionZamanla oynayabileğini düşünen ama zamanın onunla oynayarak hayatını 'Gözyaşından Önce ve Gözyaşından Sonra' olarak ikiye ayırdığı genç bir adam. O, aynı zamanda, Beklenmedik bir anda, İnanılmaz bir aile geçmişine sahip olduğunu, Bir o kadar da...