8. Bölüm

107 20 15
                                    

Gözlerimi araladığımda dağ evindeki odamdaydım.

"Uyandı!" dedi İnci heyecanla. Başımı tutarak doğrulmaya çalıştım başım ağrıyordu. Çakıl doğrulmama yardım edip arkama yastık koydu.

"Noldu bana?" diye sordum. Hepsi şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. "Hatırlamıyor musun?" dedi Pusat. Biraz düşündüm ama başımdaki ağrı düşünmemi engelliyordu sanki düşünmeye çalıştıkça daha çok ağrıyordu yüzümü buruşturdu.

"Hatırlamıyorum." dedim. "Hiçbirşeyi mi?" dedi İnci. "Başımdaki şiddetli ağrı düşünmemi engelliyor sanki düşünmeye çalıştıkça dahada artıyor." diye mırıldandım.

"Tamam canım ben sana özet geçiyim." dedi İnci yanıma gelip yatağın bir ucuna otururken. "Şimdi Pusatla Çakıl maç üzerine bir iddiaya girmişti Pusat kaybederse sen ceza vericektin Çakıl kaybedersede ben." dedi İnci.

"Kim kaybetti?" diye sordum. Derin bir nefes alıp devam etti. "Çakıl fakat önceden Pusat kaybettiğinde Çakıl kazanmasına rağmen Pusatın cezasına ortak olmuş bu nedenle Pusatta cezaya ortak olmak zorunda kaldı." dedi gülerek.

"Peki cezayı ne verdik?" diye tekrar sordum kendimi hafızasını kaybetmiş bir kız gibi hissettim neyseki sadece bugün olanları hatırlamıyorum. "Cezayı bulan sendin nonoş taklidi yapıcaklardı Çakılı ben hazırladım Pusatıda sen bir güzel süsledik sonra bunlar taklit yaparken sen videoya aldın sonra Pusat bunu farkedince ondan kaçmaya başladın. Evden dışarıya çıkıp ormana koştun sonra seni aramaya başladık fakat hiçbirimiz bulamadık." dedi İnci. Şaşkınlıkla dinledim onu sonra kahkahalarla gülmeye başladım.

"Nonoş taklidi ha?" dedim alayla. Pusatla Çakıl bana ölümcül bir bakış attılar. Sonra durup dudaklarımı büzdüm. İncilerde birşey hatırladım sanıp merakla bana baktılar. "O anı hatırlamadığım için çok üzüldüm bak şimdi." dedim alayla bunun üzerine kafama yastık yedim. Başımdaki ağrı kendini göstermek istercesine ağrıyınca gülmeyi kestim.

"Peki sonra nasıl buldunuz?" diye tekrar bir soru yönelttim. "Bulmadık ki." dedi Çakıl. "Nasıl ya." dedim. "Senin çığlık sesini duyduk fakat ormanda olduğumuz için sesin heryerde yankılandı." dedi Çakıl. "Sonra sen koşarak bizi buldun Pusatın yanına gittin o evin önündeydi daha ne olduğunu anlatamadan sadece pusat ben iyi değilim diye zar zor konuşup pusatın kollarında bayıldın." diye devam etti İnci.

"Ben......" diyebildim sadece bakışlarımı duvara çevirdim hiçbirşey hatırlamıyordum. "Neden hiçbirşey hatırlamıyorum." diye mırıldandım. Yavaşca yataktan kalktım fakat kalkmamla yalpalayarak yatağa düşmem bir oldu başım dönüyordu. Bir elim başıma gitti.

"Hey! Sen iyi misin?" diye sordu İnci 3 birden dibimde bitmişti. Konuşacak gücü kendimde bulamadığım için başımı olumsuzca iki yana salladım. "Tamam canım sen kendini zorlama uzan ben sana çorba yaparım." dedi İnci. Çakıl beni yatırıp başıma bir öpücük kondurdu. "Herşey güzel olucak korkma." dedi ve odadan çıktı. Bende dinlenmek amaçlı gözlerimi kapattım. Fakat gördüğüm yüz ve kolyeyle yerimden sıçradım. Elim yatağın hemen yanında bulunan vazoya çarptı ve vazo yere düşüp parçalara ayrıldı.

Gördüğüm yüz boş bakan bir surat ifadesi vardı kızda kolye tanıdık gelmişti hızla yataktan kalktım ani kalkışımla başım yine dönsede umursamayıp bizim gizemli bulduklarımızı koyduğumuz çekmeceye gittim. "Lena!" Pusatın bağrışıyla vazonun düşmesi yüzünden endişelendiklerini anladım. Fakat benim odadan çıktığımı görünce rahatlamışlardı. "Birşey mi oldu ne düştü?" dedi Çakıl. Onları umursamayıp çekmeceye ilerleyip hızla karıştırdım. Sonunda bulmuştum kolye şelalenin içinde olan kızın bana verdiği kolyeydi. Yavaşca kolyeyi elime aldım almamla beraber hepsi aklıma geldi o an yaşadığım korku heyecan karışımı dengemi sarstı ve kendimi yerde buldum. Başımı duvara yaslayıp oturur pozisyonuna geldim.

Bir Melek ÖlürkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin