13. Bölüm

39 10 4
                                    

Medya: Lena ve Pusat
"Bir varmış bir yokmuş... evvel zaman içinde, ormanın derinliklerinde göz kamaştırıcı bir şelale varmış. Tüm köy halkı o şelaleyi merak eder gidip bakarmış. Giden dönmek istemez saatlerce orada kalıp şelaleyi izlemek istermiş. Şelalenin hemen yakınlarında da tam şelaleye yakışacak cinsten güzel bir ağaç varmış. Köy halkı bu ağacı dilek ağacı olarak kullanıp dilekler dileyip ağaca birşeyler bağlamışlardır. Bir gün İlayda adında bir kızda bu şelaleye gitmek istemiş, arkadaşlarıyla beraber toplanıp yola çıkmışlar. İlayda o büyüleyici şelaleyi merak ederken arkadaşı talya "orda kim bilir ne yakışıklı erkekler vardır" diye düşünüyormuş. İlayda onu umursamıyordu çünkü şelaleye yaklaştıkları için çok heyecanlıydı. Şelalenin o huzur verici sesi kulaklarını doldurdu. Adeta içi huzur ile dolmuştu hiç kendini bu kadar huzurlu hissetmemişti. Şelale görüş açılarına girdiğinde neredeyse küçük dillerini yutacak idiler. Böylesine göz kamaştırıcı bir şelaleydi, İlayda şelalenin yanındaki taşın üzerine oturup o büyüleyici şelaleyi izlerken Talya yakışıklı çocuklarla ilgilenip onu yanlız bırakmıştı. Arkadaşı Deniz onu biriyle tanıştıracaklarını söyleyip yanından ayrılmışlardı. "İlayda." Kendi isminin seslenmesini duyduğunda kafasını sesin geldiği yere doğru çevirdi. Arkadaşı deniz  gelmişti aynı zamanda yanında tanımadığı bir çocuk duruyordu. "Bu sana bahsettiğim çocukluk arkadaşım Arda." dedi İlayda içinden demek o meşhur Arda buydu diye iç geçirdi. Arkadaşı Deniz ona hep Ardayı anlatırdı onun ne kadar muhteşem iyi biri olduğundan bahsederdi. Ardaya bakıp gülümsedi. "Bende İlayda memnun oldum." diyerek elini uzattı Ardanın adeta gözlerinin içi parlıyordu el sıkıştılar ve tanıştılar. Sonra Deniz onları yanlız bırakıp biraz uzaktan onları izledi. Onlar ise yan yana oturup şelaleyi izlediler. Arda şelale yerine İlaydaya bakıyordu çünkü onu büyüleyen tek şey şelale değildi. İşte burda başladı bizim hikayemiz." dedi İlayda küçük kız dudaklarını büzdü. "Ya ama anney yine kısacık anlattın banane ben daha uzuyn istiyoyum." dedi.
-------------------
Hızla gözlerimi açtım. Kalbim yerinden çıkıcakçasına atıyordu. Ter içinde kalmıştım. İlayda ne kadarda güzel anlatmıştı. Talya bu kadar büyüleyici bir aşkı nasıl bozmaya kıyabildi. Adeta anlatırken gözleri parıldıyordu İlayda'nın. Aynı zamanda da hüzün vardı o parıltıların arkasında. Peki yanındaki kız kimdi? Ben değildim. Küçük kız İlayda'ya anne demişti. İlaydanın bir kızı mı vardı? Sorular beynimde uçuşurken onların cevaplarını biraz erteleyip yataktan kalktım. Saat sabahın 7'siydi Çakılları arıyamazdım. Mutfağa inip dolaptan malzemeleri çıkartıp kendime sandiviç hazırladım. Sandiviçimi alıp televizyon karşısına geçtim. Sandiviçimi yavaş yavaş yerken bir yandan da düşünüyordum. Bunca zaman bu olayların neden başımıza geldiğini düşünüp durduk. Neden başkaları değilde bizdik diye. Meğer olay benim İlaydayla olan bağımmış. Peki İlayda yaşamıyorsa bu olaylar bizim başımıza neden gelsin ki? Çok saçma İlayda yaşıyor yaşamasa Talya bizimle ne diye uğraşsın ki. Peki bu rüyamda gördüğüm kızın şelalede gördüğüm kızla bir ilgisi var mıydı? Ben bunları düşünürken kapı çalmaya başladı saate baktığımda 8:30 olmuştu bile. Kalkıp kapıyı açtığımda içeriye Pusat ve Çakıl nefes nefese girdiler.

"Hey! Size ne oldu böyle?" diye sordum. "İnci yok." dedi Pusat nefes alış verişini biraz düzene sokup. Hızla içeri gidip 2 bardağa su koyup onlara verdim. "İnci bize haber vermeden niye gitsin ki bence yine ormandadır." dedim. Çakıl gözlerini hafifçe büyüttü. "Ormanda olmaması gerekiyor, Talya onu kendine doğru çekip bizide oraya getirmeye çalışıyor." dedi Çakıl. "Arda abiyi aramalıyız." dedim hızlıca telefonumu elime aldım. Daha o arabayı onlara gösteremeden yeni bir olay olmuştu. Arda abiyi arayıp durumu ona kısaca özetledim. "Dükkanına gelmemizi söyledi." dedim. "Hadi hızla toparlanda çıkalım." dedi Çakıl. Onu onaylayıp hemen üstümü değiştirip aşağı indim. "Demek ki kızlarda gerektiğinde 5 dakikada hazırlanabiliyomuş." dedi Pusat gülümsedim. "Hadi çıkalım." dedi Çakıl. Hızla evden çıkıp Pusatın arabasına bindik. Pusat hızla arabayı sürmeye başladı. Eğer İnciyi yanına alırsa onu ordan nasıl kurtarırız hiç bilmiyorum, hemen harekete geçmemiz lazımdı. Pusatın hızlı gitmesi sayesinde hemen varmıştık. Arabadan inip dükkana koştum. Arda abinin suratı asıktı. "Birşey mi öğrendin Arda abi?" dedim endişeyle. "İlayda yaşamıyo demiştim ben size boşuna uğraşmayın diye bak şimdi sizinle uğraşıcak Talya." dedi Arda abi. "Yaşamadığı hakkında bir kanıtın hala yok." dedim. Arda abi bana hüzünle baktı. "Talyayı buraya çağırdığımda bana "İlayda yaşamıyor hala kabullenemedin mi?" dedi bende "o da nerden çıktı" dedim fakat o bana "çocukları uğraştırma İlayda yaşamıyor" dedi" dedi Arda abi. "Bu hala İlayda ablanın yaşamadığına dair bir kanıt değil." dedim ve cebimden telefonumu çıkartıp Arda abiye o çektiğim arabanın fotorafını gösterdim. "Pek birşey bulamadık ama bu eski arabayı bulduk." dedim. Arda abinin gözleri büyüdü. "Bu İlaydaların kaza yaptığı araba." dedi Arda abi biraz duraksadı sonra bana uzunca baktı.
---------Ardanın Ağzından---------
Hayat o kadar garip ki... önceleri Lenayı İlaydayla birlikte sevmeye gider onu gezdirir, parka götürürdük. Sonra ilaydayı kaybettim. Dünyam başıma yıkıldı. Düşünsenize aşık olduğunuz, deli gibi sevdiğiniz kadını kaybediyorsunuz. Umudum kalmamıştı, tükenmiştim. Sonra bir anda o küçücük ama şuan kocaman güzeller güzeli bir genç kız olmuş Lena karşıma çıktı, ve bana İlaydamın yaşadığını söyledi. Kalbim İlaydanın yaşadığını duyunca hızla atmaya başlamıştı. Fakat aklım onun yaşamadığını artık kendimi umutlandırıp yıpratmamamı söyleyip durdu. Ben ne zaman onun yaşamadığına kendimi zorla inandırmaya başlasam yeni birşeyler çıkıyordu. Allahım lütfen yaşıyo olsun onsuz nefes almak dahi kötü. Her tarafta bir anımız var. Nereye dönsem onunla ilgili bir anım gözümde canlanıyo ne olurdu ölmemiş olsa. Ölmese bile nerdedir ki ne haldedir bensiz napıyordur... Peki ya kuzenim? O ne haldedir? O benim can dostumdu,kardeşim sırdaşımdı. İkisini
birden kaybetmek çok ağır gelmişti bana şimdi ise yaşadıklarını öğrenmek... Derin bir nefes aldım. "Haklı olabilirsin, İlayda ve Cenk yaşıyo olabilir." dedim gözümden bir damla yaş akmıştı. Gözümdeki yaşı yavaşça sildim. "Hadi gidip inciyi kurtaralım." dedim.
---------Lenanın ağzından---------
Arabadan indik. Napıcağımız hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Korkuyor muydum? Belki o da Talya'nın yapabileceklerindendi. Ya İnciye zarar verdiyse veya hepimizin gözü önünde zarar verirse? Derin bir nefes aldım. Bunların hiçbiri olmıycaktı. Ben güçlü bir kızdım ve arkadaşımı kurtarıp tüm bu olanları çözecektim. "Hadi dağılıp İnciyi arıyalım." dedim. "Pekala Çakıl sen burdan git, Pusat sen de şu taraftan, Lena sende burdan git diğer taraftan da ben gidicem." dedi Arda abi. "Deniz ablaya haber verdin mi Arda abi?" diye sordum. "Verdim o direk şelalenin oraya gelicek." dedi Arda abi. "Tamam o zaman hadi dağılalım." dedi Çakıl. Hepimizin yüzünde endişe vardı. Arda abinin gösterdiği yoldan yürüyerek gözden kaybolduk. Bu sefer ilerlerken çok dikkatli ilerliyordum. Olurda yine tuzak kurmuşlarsa diye. Yol iki yola ayrılınca durdum. sağdan mı gitmeliyimdim yoksa soldan mı? "İlayda!" Bu Arda abinin sesiydi sol taraftan gelmişti. Hızla sol tarafa doğru koştum. Şelalenin oraya çıkmıştı. Arda abi bir kızın peşinden bağırıyordu. "İlayda dur gitme!" diye bağırdı. Arda abi kızın peşinden koşmaya başladı. Bende onların arkalarından koştum. Pusat ve Çakıl kızın önünü kesip yakaladılar. Kızın hala arkası bize dönüktü. Arda abi kıza doğru ilerleyip omzuna dokundu. Kız yavaşca bize döndü. "Ben İlayda değilim." dedi kız. Arda abinin yüzünde hayal kırıklığı vardı. "Peki kimsin?" dedim. Kız gözlerini kaçırdı. "Onu tanıyor musun?" diye sordum. "Ben... benden sadece bunu size vermem istendi, üzgünüm." dedi kız. Kağıtı Arda abinin eline tutuşturdu ve arkasını dönüp yürümeye başladı. "Dur gitme!" diye bağırıp kızı durdurdum. "Bak eğer onu tanıyorsan bize onun iyi olup olmadığını söylemelisin." dedim. "Bakın bu işin peşini bırakmalısınız." dedi kız. "Neden?" dedi Arda abi. "Talya sandığınızdan da tehlikeli." dedi kız. "Bana zarar veremez." dedi Arda abi. "Sizin birlikte olmamanız için sana bile zarar verir o." dedi kız. "Yani İlayda yaşıyor öyle mi?" dedi Arda abi. "Bu işi daha fazla kurcalamamalısınız." dedi kız tekrar. "Bak ne olursa olsun biz onu kurtarıcaz." dedim kız derin bir nefes aldı. "İlayda sizin bu işe daha fazla bulaşmanızı istemiyor." dedi kız. "Neden? Nerde o şuan niye gelmiyo yanımıza?" dedi Pusat. "Gitmem gerekiyor." dedi kız. "Sadece birkaç gün beklemeniz gerekiyor ben size haber vericem. Çünkü sizin güce ihtiyacınız var öyle pat diye kurtaramazsınız İlaydayı." dedi kız. "Bize nasıl ulaşıcaksın?" dedi Çakıl. "Ben sizi bulurum sadece ben gelip size haber verene kadar uzaklaşın burdan normal bir yaşantı gibi devam edin. Talya sizin bu işi bıraktığınıza inanmalı." dedi kız derin bir nefes aldım. "Peki Cenk?" dedi Deniz abla. O ne zaman geldi hiçbir fikrim yoktu. "O da iyi merak etmeyin. Bu arada İnciyi ben size getiricem bir şekilde siz arabanın orda beni bekleyin." dedi ve yanımızdan uzaklaşarak gözden kayboldu. "Vay be!" dedi Çakıl. Arda abi bir anda bana sarıldı. "Çok teşekkür ederim Lena siz olmasanız onun yaşadığını bilmiycektim ona kavuşamıycaktım." dedi Arda abi gülümsedim. Mutluyduk İlayda ve Cenk yaşıyordu. Bu duruma en çok sevinen Deniz ablayla Arda abi olmuştu. Adeta ikisinin de gözleri ışıldıyordu. Hepimiz arabanın oraya doğru ilerlemeye başladık. Peki şimdi neler olucaktı? Sırada ne vardı? İlayda ve Cenk yaşıyordu. Şimdi eski normal yaşantımıza dönücektik. 2-3 gün normal geçicekti. Peki ya sonra? Sıradaki gizem neydi? Kim bilir daha neler bekliyordu bizi. Belkide hepsi bitecekti. Normal yaşantımıza dönücektik mutlu olucaktık. Pusatla birlikte arabaya yaslandık. "Sence şimdi herşey düzelicekmi?" dedim. "Bilmiyorum." dedi Pusat. "Bu 2-3 gün bize iyi gelicek." dedi Pusat. "Normal yaşantımıza dönücez hem o sırada bazı şeyler kafamıza iyice oturmuş olur." dedim gülümsedi Pusat. "Ne garip herşey bu gizemli şelalenin orda başladı." dedi Pusat. "Evet." dedim. "Bizde aynı Arda ve İlayda gibi burda tanıştık." dedi Pusat. "Tanıştığımız gibi tüm bu olaylar olmaya başladı." dedim. "Dua ette kaderimiz böyle olmasın." dedi Pusat bakışlarımı ona çevirdim. Ne demeye çalışmıştı? "Ben geldim!" İncinin sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. "Hoşgeldin!" dedim sevinçle. "Bana tüm olanları anlattı İlayda abla ve Cenk abi yaşıyormuş!" dedi İnci sevinçle. "Evet." dedim gülerek. "Artık burdan gitmelisiniz." dedi kız. "Pekala 2-3 gün sonra görüşmek dileğiyle." dedim gülümseyerek. Hepimiz arabaya bindik Arda abi arabayı çalıştırdığında kıza el salladım. İsmini dahi bilmiyorduk ama bu kızın bize çok yardımcı olacağı kesindi. Bakalım bu 2-3 gün nasıl geçicekti? Sıradan gizemsiz bir gün mü olacaktı? Yoksa aksine daha bir gizemlimi olucaktı?
------------------------

Bir Melek ÖlürkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin