III

104 13 10
                                    

Hıçkırıklarımı tutma ihtiyacı duymadan titreyen ellerimle kapıyı küçük çaplı bir mücadeleden sonra açtım. Kapıyı çarpıp odama gittim ve kendimi yatağa attım, yüzümü yastığa kapatıp daha sesli ağlamaya başladım: ''ANNNEEEE! *hıck* Ann-nnee öz-özür diih-dilerim annee *hıck* DAYH-DAY-YANAMIYH-YORUM ANNEEE!! ÇO-ÇOK ÖZÜR Dİ-DİL-LERİM AN-NEEĞĞHH *hıck* Babam *hıck* benim yü-yüzüm-den felç-li kal-aldı anneee ÇOK ÖZLEDİM Sİ-İZİ ANNEEEE!!''

Hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmedi, saatlerce ağladım... Gece 3 sularında gözyaşlarım usulca yastığıma damlıyordu, hıçkırıklarım ise devam ediyordu. Sanırım bir tür kriz geçiriyordum. O kadar yılın ardından annemi karşımda görmek, o kadar değişik hissettirdi ki... İçimdeki buzdan duvarlar annemin sadece silüetiyle eriyordu. Ben bunu hak etmiyordum.

Sabah şişmiş gözlerle ve çatlayacak gibi ağrıyan başımla gittim hastaneye. Acilde hasta olduğunu duyunca hızlıca üniformamı giyinip acile gittim. Bir kadın, sedyeye oturmuş elini tutarak muhtemelen doktor bekliyordu. Kadının önüne geldiğimde oturağı çekip kadının karşısına oturdum.

''Neyini-''

Anne...

Karşımda oturan kişi, annemden başkası değildi. Boğazıma oturan dev gibi yumru ile yutkunma ihtiyacı hissetsem de, yutkunamadım. Hayır, bu sefer ağlamamalıydım. Gözlerim dolsa da, pansuman malzemelerini hazırladım.

''Sabah bulaşık yıkarken bardak kırıkmış, elim kesildi birden. Çabuk yap emi kızım? Kocam felçli, evde yalnız başına. Gideyim hemen.'' Boğazımdaki yumru, annemin söyledikleriyle büyüdü, büyüdü... Boğazım o kadar ağrıyordu ki. Sonunda dayanamayıp birer gözyaşının gözlerimden akıp gitmesine izin verdim.

Eldivenleri elime geçirip annemin eline dikiş atmaya koyuldum. Yaklaşık on beş dakikada bitmişti. Dikişin üzerini sargı bezi ile kapattım. O sırada gözlerimden birer yaş daha aktı. 

''Sağolasın kızım. Benim kızım da doktor olacaktı biliyor musun... Neden ağlıyorsun evladım?'' Söyledikleri kafamın içinde yankılanıp duruyordu.

Benim kızım da doktor olacaktı...

Benim kızım...

''K-kızına- y-yani şey... N-ne oldu kızınıza?'' Annem acı bir tebessüm etti,''Kaçtı. Şimdi nerelerde, ne yapıyordur kim bilir... Yaşıyor mu onu bile bilmiyoruz. Neyse ne, ben gideyim artık. Sağolasın tekrar.'' dedi ve gözden kayboldu, arkasında bir enkaz bıraktığının farkında olmadan...

Kızın doktor oldu anne, az önce annesinin eline dikiş attı...














BedelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin