5. Bölüm

3.5K 370 170
                                    

Odaya sessizce girdiğimde saat 12'yi çoktan geçmişti. Yurda patronumun bana çalışma satlerimi gösterdiği bir takvimle geldiğimde sorun çıkarmadan odama geçebilmiştim neyse ki. Yorgunlukla kendimi kullanmadığım yatağa attım ve diğer yatakta uyuyan Sehun'a baktım.

Büyük olasılıkla oldukça kızgındı bana. Önce ki gece Yeri'de kalmış şimdiyse geç gelmiştim. Derin bir uykudaydı ve minik minik horulduyordu. Hala nemli saçlarını koklayıp öptüm ve kendimi banyoya attım. Üstümdeki ter ve diğer vücut sıvıları akana kadar suyun içinde kaldım.

Yorgunluğum su gibi akıyordu ve deli gibi uykum geliyordu. Giyinip çıktıktan sonra Sehun'un çatılmış kaşlarla uyumaya devam ettiğini gördüm. Bir süre baş ucunda çömelip onu izledim. Çok özlemiştim  kokusunu, bakışını, kendisini hatta arada attığı tripleri bile özlemiştim.

Gözlerimin yaşarmasını engelleyemiyordum. Bir insan bir diğerini nasıl sevebilirdi bu kadar? Kalbimden boğazıma ılık bir sevgi yükseliyordu ve ben onu izlerken bile doyamıyordum. Sarılsam bile geçmeyecek gibiydi.

Hiçbir şekilde uyanmayacağını bildiğimden tam dudağının yanına bir öpücük kondurdum. Uzunca kaldım orada ve çekildim. Kaşları düzelmişti ama uyumaya devam ediyordu. Alnına da bir öpücük bırakıp kendi, uzun süredir kullanmadığım yatağıma geçtim ve yüzüm ona dönük bir şekilde yattım. En son hatırladığım pembe dudakları ve arada genişleyen tatlı burun delikleriydi.

*

"Neden beni uyandırmadın?" Geçen günün aynısı gibiydi. Sehun yine gömleğini ilikleyemiyor ve sinirle soluyordu. Yarı kapalı göz kapaklarıyla yerde oturmuş sinirle tepiniyordu. "Yorgun görünüyordun" Oldukça soğuk bir şekilde söyledi ve sanki beni görmek istemiyormuş gibi kendini banyoya kapattı.

Yatağımdan kalkıp düzelttikten sonra hızlıca giyindim ve onun banyodan çıkmasını bekledim. Arada küfürlerini işitiyordum. Bunlar gülümsememe neden olsa da çıktığında takındığı soğuk ifadesi gülümsememi soldurmuştu.

"Ben erkenden çıkıyorum, Eun Ra ile buluşacağım" Ve bir şey söylememe fırsat vermeden odadan ayrılmıştı. Ayakkabılarının koridorda çıkardığı gıcırtıları dinledim. Daha sonra banyodaki işlerimi halledip bende çıktım.

Henüz kargalar bile uyanmamış olmasına rağmen fakülteye doğru ilerledim. Uzun zaman sonra ilk kez aynı odada olmamıza rağmen Sehun'dan ayrı yatmış ve ilk kez tek başıma okula gidiyordum sabah sabah. İçimi dolduran huzursuzluk büyüdü. Geri geri giden adımlarımla durdum ve etrafıma baktım. Birkaç kişi benimle beraber yürüyordu ancak onlar ilerlemeye devam ederken ben onları seyrettim.

Canım yanıyordu, öyle çok acıyordu ki canım tarif edemiyordum.

Onu öyle çok seviyordum ki kanatıyordu ruhumu. Kendimden daha çok değer veriyordum ancak o bencil bir şekilde kendi yalnızlığını, kendi ilgiye muhtaçlığını düşünüyordu sanki benim hiç ihtiyacım yokmuş gibi.

Oysa ki en büyük ihtiyacım kendisiydi!

Yumruk olan ellerimi çözdüm ve ilerlemeye devam ettim. Fakülteye varmadan önce yaktığım sigaramı içime çekerken gözlerimi kapadım ve sonra açtım. Fakat keşke açmasaydım diye isyan etmeye başlamıştım içimde çoktan.

Kimseyi umursamadan sabah sabah birbirinin ağzını yiyen bir çift görmek istemiyordum. Eun Ra ellerini boynuna sarmıştı ve Sehun kalçalarına yakın bir yerden onu kendine çekmiş sarılarak öpüyordu.

Bunun beni ne denli üzdüğünü gözlerim yaşardığında tekrar fark ettim. Bilekliğine karışan Eun Ra'nın saçları onu hiç etkilemiyordu belli ki ancak o bilekliğin, o kıza değmesi bile sinirimi bozmaya yetmişti. Sigaramı yere attıktan sonra hışımla gidip elini Eun Ra'nın başından çektim. Bileğini tutup her daim cebimde taşıdığım anahtarla bilekliği açtım. Onu aldım ve bir şey söylemeden ilerledim.

Len Priatelia:: HH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin