7. Bölüm

3.5K 361 99
                                    

Kapısını çaldıktan bir süre sonra sabahlığıyla açtı ve beni içeri çekti. Geçen sabahtan beri görüşmemiştik ve şimdi endişeyle yüzümü seyrediyordu. Bir şey demedi ve beni salondaki kanepeye oturtup sabahlığını üzerinden çıkardıktan sonra sırtıma geçirdi.

"Yürüyerek mi geldin?" Başımı salladığımda üşüyen ellerimi minik avuçlarına aldı ve öperek ısıtmaya çalıştı. Onun şefkati ihtiyacım olan tek şeydi şu anda. Yeri, nazikçe ellerimi öpüp ısıttıktan sonra yanaklarımı okşadı sıcak elleriyle.

Evin ısısına da alışınca üstümdeki montu çıkardım ve kenara fırlattım. Onu da koynuma alıp sabahlığı üstümüze örttüm ve uyumaya çalıştım. Gözlerimi kapasam da dışarı taşan gözyaşlarım vardı ama Yeri nedenini bir kez bile sormadı.

Sadece saçlarımı okşadı. Boynuma, yüzüme tatlı öpücükler kondurdu ve bir ninni mırıldandı. Annemin küçükken söylediği şu uykuya sürükleyen güzel ninnilerdendi...

*

"Hadi, uyan sevgilim" Yeri'nin tatlı sesi kulağımın dibindeydi. Zorlukla açtığımda gözlerimi, önümdeki sehpada hazır bir kahvaltı ve üstümde Yeri'nin pembe yorganı vardı. Yattığım yerden doğrulduğumda karşımdaki duvar saatine baktım.

Sehun'un istediği gibi devamsızlıktan Profesör Kim'in dersinden kalmıştım. Ama suçlusu Yeri ya da bir başkası değildi. Uyumak güzel ve rahatlatıcı gelmişti. Koynumda Yeri'nin minik gövdesi ve sıcaklığıyla tamamen mayışmıştım dün gece.

O bardağıma çay koyarken ben yüzümü yıkayıp geldim ve sehpanın önünde bağdaş kurarak yanında oturdum. Beraber sessizce kahvaltımızı yerken içten içte meraktan öldüğüne emindim.

"Sehun ile kavga ettik, sanırım bir süre görüşmeyeceğiz" Söylerken umursamaz çıkardığım sesim yarı yolda çatlamıştı ve gözlerim dolmuştu. Başını salladı ve ağzıma bir sosis dilimi atarken izin verdim sadece.

Nasıl bu denli anlayışlı olabilirdi? Onun canını yakıyor olduğumu bilmek üzmüştü, yalanlarla yaşatıyordum. Ona aşık olduğumu hiç söylememiştim ama ondan hoşlandığımı itiraf etmiştim yüzüne.

Kahvaltımız bittiğinde toparladı ve beni yatak odasına sürükledi. Beraber geniş yatağa uzandığımızda saçlarımla oynadı. "Düzelecektir." Dün geceden beri bu konu ile ilgili söylediği ilk şeydi. Alayla güldüm ve dolan gözlerimi saklamak için başımı iyice eğdim.

"Onu herkesten daha çok seviyorsun Luhan ve o da seni seviyor. Düzelecektir." Şefkatli sesi karşısında başım yukarı kalktı korkuyla. Bunu nasıl söylerdi? Sevgilim olan kendisiydi ve bu gerçeği bilmesine rağmen yanımda kalmaya devam ediyordu, öyle mi?

"Kıskanmıyor değilim ama o senin en yakın arkadaşın ve ben senin sevgilinim. Şimdi," son harfi uzatarak söyledi ve üstüme çıktı iyice. Tatlı bir şekilde gülümsedi ve konuştu "Benimle eğlenmek ister misin?" Art niyetle değil tamamen kafamı dağıtmak içindi. Kabul ettim ve bilgisayarını açarken izledim. İki tane joyistick getirdikten sonra onları bilgisayara bağladı ve bir dövüş oyunu açtı.

Söyledikleri canımı yakmıştı şüphesiz, ama kendimi oyuna vermek daha mantıklıydı. 

Dövüş oyunlarını iyi onardı ve ben tanrı kahretsin, yenilip duruyordum. Daha fazla sinirlensem de bir şekilde sinirimi çıkarıyor olmak da iyi geliyordu. Yeri, karşılaşabileceğim en iyi kızdı. Görüp görebileceğim en tatlı ve en masum insandı.

Ancak, kalbim onun için değil Sehun için atıyordu, bedenim onu değil Sehun'u arzuluyordu ve düşüncelerimde Yeri değil sadece Sehun'un ismi, onun görüntüsü, tatlı gülüşleri cirit atıyordu.

Len Priatelia:: HH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin