17. Bölüm

4.1K 372 188
                                    

*The Civil Wars- Dans to me end of love. Şarkı biterse başa alın lütfen :> Bir de şarkı sözleri zaten kısa, atlamayın rica ederim*

*

"Kalkın sürtükler"

İnanın uyanırken duymak istediğim ses Yifan'ınki ve duymak istediğim sözcükler bunlar değildi. İç içe geçmiş ellerimizi birbirinden ayırdım ve zorlukla da olsa Sehun'un kucağında kalktım. O ardımdan gelirken, kamp alanında göz gezdirdim. Diğerleri çoktan ateşi yakmış, ilk biralarını yarılamış ve bir tane çadırı kurmayı başarmıştı.

"Neden o çadır o kadar uzakta?" Normalde kurduğumuz alana oldukça uzak olan çadıra bakıp sorduğumda Chanyeol yerinde kıpırdanmış Baekhyun da arsızca gülmeye başlamıştı. "Biz çocuk yapıcaz" Bunu duyunca kahkaha atmama engel olamasam da Chanyeol koluma bir tane geçirince susmuştum.

"Kalkın sizde yapın bize ne! Ne gülüyorsun sanki?" Utançtan yanakları kızarmıştı. Normalde utanan Baekhyun olurdu ama bugün bir gariplik vardı. "Yoksa altta mısın?" Chanyeol'a inanamayarak baktığımızda alnımın ortasına bir fiske atmıştı.

"Sen bu çocuğa nasıl dayanıyorsun? Salak bu bayağı" Sehun'a bakarak söylediğinde tatlı bir kavgaya tutuşmuştuk. Kumların üzerinde yuvarlanıp birbirimize vururken ve saçlarımızı çekiştirirken Sehun beni çekmiş Baekhyun'da Chanyeol'u olduğu yerde bırakıp kucağına oturmuştu.

Şansımıza hava önceki kadar soğuk değildi. Montlarımızı çıkarıp kazaklarımızla otururken oldukça güzel bir rüzgar sarmalıyodu çevremizi. Evet huzurun tanımını yapmıştım. Resmen edebiyat okumalıydım.

"3 kutu karışık pizzamız, baharatlı 30 tane şiş tavuğumuz ve zibilyon tane marshmallowumuz var. Önce ne yiyelim?" Kyungsoo poşetleri karıştırırken biz oylama yapıyorduk. Pizza ve tavuğu aynı anda yemeye karar verince Baekhyun ve Kyungsoo her zamanki gibi yemeklerden sorumlu olmuştu.

Yifan, Kyungsoo ile paylaştığı çadırı kurmaya giderken Chanyeol ve Baekhyun oturup sohbet ediyorlardı. "Gel bari bizimkini de kuralım" Sehun söylediğinde onayladım. Geçen sefer ki yerimize kurmaya karar verdiğimizde kumun içinden çıkan yengeçle yerimden sıçramıştım!

Sen bu havada, bu kumda... Sen burada ne arıyor?

Büyük değildi belki ama tedirgin etmeye yetmişti. "Başka yere kuralım" Sehun söylediğinde elimdeki çadır materyalleri ile onu takip ettim. Chanyeol ve Baekhyun'dan ayrıca az önceki yengeçten uzak bir yer arıyorduk.

Sadece biraz yürüyünce çimenlerin arkasında kalan mağaramsı yere gelmiştik. Rüzgarı kesiyordu, dalgaların sesi geliyordu ve yengeçlerden uzak gibi görünüyordu. Demirleri koyup çadırı kurarken biraz tedirgindim esasen.

Diğerlerinden bu kadar uzakta Sehun ile baş başa kalma fikri bir şekilde kanımı kaynatıyordu. Gençtim, güzeldim ve aşıktım bence kaynama sebebi oldukça açıktı. Ben bunları düşünürken Sehun elimdeki demirleri alıp birbiri ile birleştirmişti. Ardından gerisini devam ettirirken kenara oturup onu izledim.

Telefonumdan şarkı açıp dinliyordum. Elindekini bıraktı ve beni kaldırdı. "Dans edelim mi?" Lise mezuniyetimizdeki dans şarkısıydı. İkimizde sınıfımızdan bir kızla katılmış olsak da gecenin sonunda onları unutmuştuk çoktan. Beraberdik, başbaşaydık. Yine ve yine.

Birbirimizden uzak durma fikrini çoktan unutmuştuk bile.

Gülümseyerek kalktığımda ayakkabılarımızı çıkarıp kenara attık. Çok salakçaydı belki ama güzeldi. Elimi tutup belimi kavradığında sağ omzuna avucumu yerleştirim. Gözlerime bakarken şarkıya uyarak dans ediyordu.

Len Priatelia:: HH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin