Sabaha kadar uyuyamamıştım. Sabah yataktan kalktım ve lavaboya gittiğimde gözlerimin tamamen kırmızılaştığını ve tenimin çok fazla beyazlaştığını görmüştüm. Ve de deli gibi kana susamıştım. Aşşağıya indiğimde üzerimde siyah taytım ve sıporcu atletim vardı. Dael mutfaktaydı. Yanına giderek
-Bana biraz kan verirmisin?
Dael bardağı bana verdi ve çalışmak için ormana gidiceğimizi bunun için hazırlanmamı söyledikten sonra yanımdan gitmişti. Bense Anna ya bakmak için yukarıya çıktığımda odanin kapısı hafif açıktı. İçeri girdiğimde yerde çamur ve kanlı elbiseler vardı. Anna banyodaydı. Su sesine söylediği şarkıyla eşlik ediyordu. Anna son zamanlarda çok garip davranıyordu. Tam odadan çıkacak ken Anna banyodan çıktı. Beni görünce telaşlanmıştı. Yere bakarak konuşmaya başladı.
-Şey avlanmaya çıkmıştımda.
Gözlerimi kısarak yere doğru yaklaştığımda kanın kokusu beni benden almıştı. Bu hayvan kanı olamazdı. Böyle etkili bir koku ancak insan kanı olabilirdi. Koku beynimi uyuşturmuştu. Hızla annanın kolundan tutarak konuşmaya başladım.
-Anna neler karıştırdığını bilmiyorum ama öğrenicem. Şunu bilmeni istiyorum sana hiç güvenmiyorum.
Annanın kolunu bırakarak aşşağıya indim ve Daelle çalışmak için ormana gittik. Biz gittiğimizde Damon ve Elena da oradaydılar. Elena Daeli görünce koşarak yanımıza geldi ve dael i öpmeye başladı. Ben ise onlara gözlerimi devirdim ve Damon un yanına giderek
-Dael şuan çok meşgul. Beni sen çalıştırırmısın?
Damon gülerek
-Hadi başlayalım.
Hızla damon un karnına bir tekme attım. Damon bir kaç metre geriye savruldu. Sonra damon hızla bana doğru koşarak geliyordu. Bende hızla koşmaya daşladığımda tam çarpışacakken aramızda bir kalkan gibi birşey belirdi. İkimizde yere düştük. Daha sonra ben hızla toparlanarak Damon un yukarıya kaldırdım ve acı çektirmye başladım. Damon acıyla bağırıyordu. Benimse bırakmaya hiç niyetim yoktu taki Elana yüzüme tekme atana kadar. Yere savrulmuştum. Kısa bir süre sonra Elanayı kaldırarak bir ağaca fırlatmıştım. Sonra koşarak yanına gittim ve karnına tüm gücümle bir tekme attım. Ellena ya kısa bir süre tanıdım. Kendini toparlaması için. Elena ayağa kalktı ve hızla bana doğru koşmaya başladı. Bende ona doğru hızla koşmaya başladığımda ikimizde çok kızgındık. O sırada araya Dael girerek
-Yeter bu kadar. Zafrina sen eve git ben arkandan gelicem.
Hızla oradan uzaklaşmaya başladım. Daellerden uzaklaşmıştım. Ormanda beni bir şeyin takip ettiğini hissettiğimde adımlarım hızlanmıştı. Arkamdan gelen çığlık sesiyle ilkinmiştim. Arkamı döndüğümde yüzü maskeli bir adam yüzüme sert bir yumruk geçirdi. O kadar sert vurmuştuki orada bayılıp kalmıştım. Gözlerimi açtığımda gözlerim bir bezle bağlanmıştı.etrafımı göremiyordum. Sadece yanımda bir kaç kişinin olduğunu seze biliyordum. Belki bir kız ve bir erkek. Kız kulağıma eğildi ve
-Gelişin sonunu getirdi zafrina bunun farkındasındır umarım.
Ne dediğini anlamıyordum. Dalga geçerek konuşmaya başladım.
-Benim gelişim sizin sonunuzuda yanında getirmiş olmasın?
Bunun ardından suratıma hızla bir yumruk attı. Konuşmadan gitti. Ayaksesleri gidtikçe duyulmaz hale geldi. Birşeyler yapmalıydım. Buradan kurtulmalıydım. Ellerimi biraz zorladığımda ipler kopmuştu. Gözlerimi çözdüm tam kaçacakken içeriye biri girdi. Bu bir kızdı. Saçları kızıldı. uzun boylu ve zayıftı. Odaya girergirmez
-Kahratsin kaçmış.
Ne yani beni göremiyormuydu.
Kısa bir şaşkınlığın ardından kendimi dışarıya attım.Dael kırmızı kafayla konuşuyordu. Gözlerimin içine baktıktan sonra kıza bir yumruk attı. Ardındanda kızla kavga etmeye başladılar. Bende Dael e yardım etmeye çalıştım. Kızın suratın sert bir yumruk indirdikten sonra kız kaçtı. Dael arkasından gitti bir süre sonra tekrar geri geldi.
-Dael beni kaçıran o değildi. Bir erkekti.
Dael biraz durduktan sonra.
-Bir işbirlikçisi olabilir.
Beraber eve gittiğimizde anna beni görünce birden telaşlandı. Suratına sahte bir gülümseme yayarak konuştu.
-Heyy!! Neden geçkaldınız?
Bense gözlerimi devirerek odama çıktım. Nik yanıma gelerek
-Neden bu kadar geç kaldınız zafrina?
Derin bir nefes alarak
-Ormandan dönerken ben önden geldim Dael arkadan geldim. Birisi bana yumruk atarak bni bayılttı. Sonra bir yere götürdü. Bi kız vardı. Kızıl saçlı uzun boylu zayıf bir kızdı. Bir şekilde kurtuldum sonra Dael geldi.
Nik bunun ardından hiç bir şey söylemeden aşşağıya indi ve Daeli kolundan tutup dışarıya çıkardı. Mutfağa indiğimde Anna elinde bir bardakla bana bakarak
-Biliyormusun Zafrina çok zeki bir kızsın. Ama çok salaksın.
Bunun ardında Annaya bakarak
-Biliyormusun Anna çok aptalsın bir o kadarda salaksın.
Anna kaşlarını çatarak ayağa kalktı ve
-Yanlış kişilere güveniyorsun Zafrina.
Yüzüme bir gülümseme yayarak dalga geçercesine konuşmaya başladım.
-Anna şu an çok aptal görünüyorsun. Biliyomusun kendini çok akıllı zannediyorsun. Benide çok salak. Zannettiğinden çok şey biliyorum.
Anna
-Hayır ben nekadrını bilmeni istiyorsam sen o kadarını biliyorsun.
Bunu dalga geçerek söylemişti. Ve bende fazlasıyla sinirlenmiştim. Annayı bir elimle havaya kaldırdım ve acı çektirmeye başladım. Yüzümde anlamsız bir gülüş vardı. Bunu yaparken bir yandanda soğuk kanımı son damlasına kadar içiyordum. Bardaktaki kan bitince annayı yere bıraktım ve yanına giderek
-Benden daha yaşlı olabilirsin ama ben senden daha güçlüyüm.
Sonra içeriye Nik girdi. Bike bakarak
-Nik! Carles ve Helen neredeler?
Nik
-Bir işkeri var. Avusturalya ya gittiler. Yakında dönecekler.
Yukarıya çıktığımda Dael Anna nın odasındaydı. Anna yatakta yatıyor Dael de Annanın elinden tutmuş bitşeyler konuşuyorlardı. Dael beni görünce huzla yataktan kalktı ve kapıya yöneldinde hızla odama çıktım. Dael arkamdan gelerek
-Zafrina!
Arkamı döndüğümde Daelin yüzünde mahcup bir hal vardı
-Ben herşey için özürdilerim. Gerçekten böyle olsun istemezdim.
Kaşlarımı çatarak onu dinliyordum ama söylediklerinden hiçbirşey anlamıyordu. Bunun ardından Dael kendi odasına döndü. Kendimi yatağıma bırakmıştım ki telefonumun sesiyle ilkildim. Arayan numarayı tanımıyordum. Telefonu açtığımda bir çığlık sesi duydum ve telefonu elimden fırlattım. Bunun ardından telefonuma bir mesaj geldi. Bu bir görüntüydü. Beni kaçıran kız başka bir kızı parçalıyordu. telefonu Nike götürdüm. Nik görüntüyü izledikten sonra.
-Bu Irina.
Dael gözlerini kocaman açarak konuşmaya başladı.
-İnanamıyoru. Irina bir melez değilmi?
Kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım
-Benim gibimi yani?
Nik
-Hayır. O hem vampir hem kurt.
Yok artık yaa. Bu nasıl bi dünya. Kimin ne olduğu belli değil. Kısa bir şaşkınlığın ardından konuşmaya