2"HAFIZA"

39 10 6
                                    

Kaburgalarımdaki inanilmaz ağrıyla bilincim yerine gelmek zorunda kaldı. Ensemdeki uyuşukluk, kemiklerimin ağrısı,kollarımdaki kabuk hissi ile beraber inanilmaz bi acı haline geldi. Göz kapaklarım bana inat sanki tonlarca yük taşıyormuşçasına aralanmamakta ısrarcıydı. Ağzımdaki hava tüpü zımbırtısı'ndan dolayı aldığım sayısız nefesler boğazımda taklalar atıp geri dönüyordu. Nefes alamadığım için öksürük krizine girmeme az kalmıştı. Aniden bogazimdaki yanmadan dolayı havaya kafa atarmışçasına öksürmeye başlamıştım. Çok fazla öksürmeden soğuk bi el ağzımdaki maskeyi çıkarttı ve ciğerlerime alabildiğim kadar hava doldurdum. Nefes alış verişlerim eski haline döndüğünde yavaşça gözlerimi araladım.

Karşımda bir beyaz önlük ve en fazla 17 yaşında olabilecek bi genç kız vardı.

Genç kızın bakışları merak dolu beyaz önlüklü adamın kisiyse rahatlamış gibiydi.

Adamın dudakları bir şey söylemek istercesine açıldığında boğazımda oluşan yumrudan dolayı öksürük krizine girdiğimde tekrar kapandı ve oturuşumu biraz daha dik hale getirebilmek için bana doğru eğildi.
Daha rahat bir şekle girdiğimde doktor "Nisan kendini nasıl hissediyosun?"  demekle yetindi.

Dudaklarimi araladigimda tahmin ettigimden  daha büyük bir acı kapladı vücudumu.

Tekrar denedim ve " Berbat" kelimesi döküldü dudakladimdan.
"Bende öyle tahmin etmiştim ağrılarının olması çok normal yaşadığın herkesin kaldirabileceği türden şeyler değildi. Nefes alırken ve hareket ederken çok çok dikkatli olmanı istiyorum senden. Ağrı kesiciler ani hareketlerde oluşabilecek ağrıları önlemiyor. Herhangi acil birşey olursa yanındaki düğmeye basabilirsin. Daha sonra tekrardan gelicem şimdilik geçmiş olsun Nisan. "

Bu uzun konuşmasının ardından nefesimi titrekçe serbest bıraktım. Gözlerimi yumdum ve tekrardan derin bir nefes aldım.  Aklıma gelen bi ayrıntıyla beraber aniden gözlerimi açtım ve karşımda duran bir çift yeşil göze diktim gözlerimi.

" Sende kimsin? "

Dudaklarımdan  düşen cümlenin çokta kibar olmadığının farkındaydım.
" Korkmana gerek yok. Benim adım Eylül."

Pek sıcak kanlı birine benzemiyordu. Sesinde mesafe vardı.

"Bir trafik kazası geçirdin. Seni bulduğumda yanımda abim de vardı o şuan aşağıda hastane işlemleriyle uğraşıyor gelir şimdi"

Ne diyordu bu kız böyle ne kazası!  Ben kaza geçirdiğimi hatırlamıyorum!
"Ne saçmalıyorsun!  Ne kazası ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Neden bu hastedeyim!  Ah. "

Sanırım çok hızlı ve kendimi zorlayarak konuşmuştum ki göğüsümdeki ağrı ben burdayım diye haykırışa geçti.

Adını henüz öğrendiğim kızın gözlerinde gördüğüm endişeyle beraber hemen yanıma gelmişti.

" İyi misin?  Dikkat etsene. "

" Tamam iyiyim. Şimdi bana herşeyi anlatır mısın neler olduğunu ben neden hiçbir şey hatırlamıyorum? "

Sesimdeki endişeyi sağır olan biri bile duyabilirdi.

" Ne demek hiçbirşey hatırlamıyorum?"

"Hatırlamıyorum diyorum işte ne kazası ben araba kullanmayı bile bilmem"

"Sen gerçekten hatirlamiyorsun. Otobanda abimle beraber giderken ormandan gelen dumani gördük ve kazanın olduğu yere geldik abim seni arabadan çıkardı fakat araba artık ölü bende çantanı ararken sadece bi kağıt buldum üzerinde" cezan bu Nisan" gibi bir şey yazıyordu kağıt parçası nin sana lazim olabileceğini düşündüğüm için cantama koymuştum."

Eylül ayaklanip dolaptan bi sırt çantası aldı ve içinden bana söylediği kağıt parcasini çıkarttı.

"İste bu. Daha sonra seni hemen hastaneye getirdik ve ameliyata aldılar çıktığında hayatı tehlikenin olmadığı ama çok dikkatli olman gerektirdiği dışında bir şey söylemediler ve sen şuan hiçbir sey hatirlamadigini mi soyluyorsun! "

Eylül'ün sesi endişeli ve şaşırmış gibi yansıyordu kulaklarıma.

" Evet Eylül hiçbir sey hatırlamıyorum. Neden kaza geçirdim. Neden o arabadaydim. Hiçbir şey hatırlamıyorum!! Siz kimsiniz bana neden yardım ediyorsunuz!! "

" Tamam Nisan sakin ol, sakin ol"

Eylül acelesi varmış gibi odayı terketti ben sakinleşmeye çalışırken içeriye doktor ve abisinin olduğunu düşündüğüm adam girdi.

"Nisan biz hangi aydayız? " diye sordu doktor. Ve yaka kartindan anladığım kadariyla adi Fatih'ti.

Gözlerimi camdan dışarıya odakladğımda havanın güneşli olduğunu ama yağmur yağdığını gördüm. Sanırım Nisan ayinda falandık. Adımın bir aydan gelmedi ne tuhaf. Annemin ve babamın nisan ayıyla ne zoru vardı acaba.

" Nisan? " sesim sorgu dolu çıkmıştı.

" Ekimdeyiz ekim ayının sonu. "

Gözlerim dolmuştu.  Hiçbir şey hatırlamıyordum. Uyandığımda sanırsam ensemdeki ağrı darbe aldığım içindi.

Daha sonrasında akşama kadar bana sorulanlar dışında tek kelime etmemiştim. Hafızamı kaybettiğim için birsürü test yapmışlardı Fatih beyle en son görüştüğümüzde de yarın bana bilgi vereceğini söylemişti.

Bende daha sonrasında yaşadıklarımı hazmedebilmem için kendimi uykunun kollarında bıraktım.

En son hissettiğim şey birinin saçlarımla oynadığıydı...

---

Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk hikayem.
Şimdilik bölümleri kısa tutup iki günde bir yayınlama düşüncesindeyim. Eğer daha uzun yazıp haftada iki haftada bir yayinlamami isterseniz yorumlarinizi bekliyorum. Tsk tsk.. S.. S

YENİ KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin