Uyandığımda burnuma her zaman tiksinç bulduğum hastane kokusu dolmuştu. Midem alt üst olmuştu. Saçma sapan sebze yemekleri yüzünden adam akıllı doyamamıştım ve yaklaşık 12 saattir yemek yemiyordum. Yataktan kalkıp karşımdaki kanepede uzanan adama dikkat kesildim. Eylül'ün abisiydi. Daha önce de gelmişti ve Eylül abisi olduğunu söylemişti. Hiç benzemedikleri ilgimi çekmişti. Eylül'ün sapsarı beline kadar uzanan saçları vardı, gözleri çimen gibi yemyeşil teni beyazdı. Sanırım tek ortak yönleri ten renkleriydi. Abisininse simsiyah saçları vardı gözleri her daim! Canımın çektiği çikolata rengiydi. Kahverenginin en tatli en açık tonundaydi. Çıkık elmacık kemikleri dolgun şekilli dudakları. Ve özenle yerleştirilmiş gibi biçimli dişleri vardı. Ufak bir ayrıntı daha. Kasları tişörtünü patlatabilecek gibi duruyordu.Yataktan kalkmaya çalıştığımda dizlerimin hala yara olduğunu gördüm. İçimden küfürler savurarak lavaboya ilerlemeye başladım. Koridorda ilerlerken duyduğum sesle yerimde kalakaldım. Iki adım geriledim ve kanepede uzanan kas ayısının horladığını gördüm. Sesli bir şekilde kıkırdayarak lavaboya ilerledim.
Üstümdeki lanet elbiseyi çıkarttığımda karşılaştığım manzara içler acısıydı.
KIRMIZI.
Lanet olsun yatak. Elbiseme bulaştıysa eğer kesinlikle çarşafa da bulaşmıştır.
Kendime küfürler saydırarak lavaboda işimi hallettim ve aceleyle yatağa geri döndüm.
Gördüğüm kan lekesiyle midem bulandı ve çarşafı toplamaya başladım. Göğüsümdeki ağrı başedilemez hale gelene kadar işimi bitirmiştim. Çarşafı yatağın altına tıkıştırdım ve eski halime döndüm.
Kollarimdaki yanık izleri dizlerimin ağrısı göğüsümdeki ağrıyla beraber acıyla inledim.
Kapının açılmasıyla içimde oluşan rahatlama hisse tarif edilemezdi.
Eylül odaya girdiğinde dudaklarımdan rahatladiğimi belirten sesli bir nefes firar etti.
"Eylül günaydın"
Sıcak gülümsemesiyle beraber oda bana günaydın dedi ve yanıma geldi.
Arkasını dönüp abisine baktığında hala uyuduğunu gördü ve gülümsedi."Eylül birşey söylemem lazım"
"Tabi söyle"
" Ben regl oldum. "
" Dolabına koyduğum çantada hepsi var getiriyorum hemen"
Eylül elinde kanatlı bebeklerimle gelirken gülümsedim ve acele ederek lavaboya ilerledim.
İşimi halledip yatağıma geri döndüğümde dışarıda gökyüzünü delercesine yağmur yağıyordu.
"Sever misin?" sesin sahibi Eylül'ün abisiydi.
"Aşığım. " evet yağmura aşıktım. Yaza göre kışı daha çok seviyordum. Kar tanelerini, yağmur damlalarını, son bahar yapraklarını çok seviyordum.
" Yagmur'a aşık bir kız."
Yagmur'a aşık bir kız.
Yagmur'a aşık bir kızdım.
"Umarım sadece Yagmur'a aşık olarak kalırsın küçük. Çünkü aşk gerçekten acıtıyor." sesinde aci vardı. Yaşanmışlık vardı.
"Adın ne? "
Neden bir anda böyle bir soru sordun ki Nisan.
"Aras."
Güzel isim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ KADER
Teen FictionGözlerimi açtığımda başka bir kalp, başka bir vücuda sahiptim. Ha birde başka bir hayat. Bambaşka bir hayat kucaklıyordu beni, hayatımı, geçmişimi bırakıp gelmiştim buralara kadar. Kaderin bana verdiği defteri ya siyaha boyayacaktım bundan sonra...