Ayağımın baş ucumda ötmediği bir zaman... Sabah kalkma, sıcacık yataktan ayrılma derdi yok; Ancak uykumun zamansız olması tatil günümde bu saatte kalkmama en büyük neden sanırım...
Anneme sürpriz yapmak için mutfağa yöneldim. Üşengeçlik ağır basmış olacak ki rotamı odama çevirdiğimi fark ettim.
Kapıyı açar açmaz rengarenk bir dünya ile karşılaştım. Ne kadar yaşım oyuncak oynamak için biraz büyük olsa da geçmişimi saklamaktan asla vazgeçmemiştim.
Pembe peluş köpeğim havlamaya; hikaye kitabı serimin baş kahramanı Yeşim'in, şimdiki okuduğum kalın-genelde siyah romanlara bakıp iç çekmeye; minik ördeklerimle Barbie bebeklerimin, çay kahve seti ile oynamaya başladıklarını gördüm.
Güneş odamda, ışık odamda, bulutlar ve gökyüzü, hatta Pembiş'im bile odamdaydı.
Çocukluğum, Akhisar'ım, hatta annem ve babamın aynı anda ellerini tutabildiğim- aile olduğum günler odamdaydı.
Hiç bitmesin istemiştim. Geçmişim ellerimdeydi. Yaşanan herşey çok değerliydi...