#4. BÖLÜM #

29 3 0
                                    

Medyadaki Marconi .

Perşembe

Erkenden kalkmıştım. Kaç gündür anne ve babamı göremiyordum. Pijamalarımla aşağıya, salona indim. Annem ve babam bana cin görmüş gibi bakıyordu.

"Kızım okula pijama ile mi gideceksin ? " deyince annem anladım neden bana öyle baktıklarını. Annem ve babam okula gideceğimi sanıyorlardı. Ama benim okula gitmek gibi bir niyetim yoktu.
Sonuçta hastaneden yeni çıkmıştım.

"Anne ya hastaneden yeni çıktım okula gitmemi beklemiyorsun herhalde!" dedim ve kahvaltı masasına oturdum.

Annem çok güzel kaşarlı omlet yapmıştı. Kahvaltı sofrası dopdoluydu.

Aç kuduzlar gibi kahvaltımı yedikden sonra yukarıya odama çıktım. Telefonumu şarjdan çıkardım ve saate baktım. Saat 9'du ve ben sıkılmıştım.

Hemen elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Odama dönüp dolabımın önünde durup öylece dolabın içinde yığılmış haldeki çamaşırlara bakıyordum.

Siyah, dizi yırtık kot ve siyah göbeği açık t-shirt giydim. Hemencecik bir göz kalemi,maskara ve parlatıcı sürdükten sonra çoraplarımı giyip aşağıya indim.

Annemi ve babamı öptükten sonra onlardan harçlık alarak kapıya doğru yürüdüm. Kapıdan çıkıp kapıyı da kapatmıştım.

Önce biraz yürümek istiyordum daha sonra ise bir taksiye atlar bir yerlere giderdim. Yürürken önüme bir siyah araba çıktı. İçinden de bir adam çıktı.

Bu adam da kimdi ? Az kalsın beni öldürüyordu.

Arabadan inen adama doğru yürüdüm ve "sen önüne bakıyormusun? Ehliyeti bakkaldan mı aldın ? " diye bağırdım.

Adam pis bir sırıtmayla üstüme yürüdü. Elinde beyza bir peşkir vardı ve üstüne bir şey döküyordu. Anlamıştım ki beni bayıltacaktı.

Kaçmak için hamle yaptığımda kolumdan tutup zorla peşkiri ağzıma doğrulttu. Hatırladığım son şey adamın o piç sırıtışıydı.

Uyandığımda bir odadaydım. Yattığım yatak rahatsız ve kirliydi. Yırtık yırtık perdeler ve duvarlarda ise kan izleri vardı.

Korkmaya başlamıştım. Bir anda kapı açılmıştı ve irkilmiştim. Yine o adam gelmişti. Adam pis pis bakarken döndüm ve dedim ki " bana pis pis bakmayı kes. Benden ne istiyorsun be adam. " dedikten sonra da nefes almaya başladım. Bu cümleyi biraz hızlı söylemiştim.

Adam " artık çeneni kapa ve beni takip et. "

"Seni takip falan etmeyeceğim" dedikten sonra suratımı büzüştürerek omuz silktim.

Adam sinirlenmişti. Bana öyle bir bakıyordu ki takip etme isteği duydum.

Merdivenlerden aşağıya, bodruma benzeyen bir yere iniyorduk. Kırık, dökük bir kapıdan içeriye girdik.
Çok karanlıktı ve sesler geliyordu.

Korkmuştum. Bir anda ışıklar açıldı ve karşımda 2 kız duruyordu. Şaşkınlıkla bakakalmıştım.

Adama baktığımda ise fena sırıtıyotdu. Ne olduğunu daha anlamamıştım.

Tanımadığım bir adam tarafından kaçırılıp, yıkık dökük bir evin bodrum katında, iki güzel tanımadığım kız ve fena bir sırıtış.

Neyin içindeydim ben ? Bu adam beni niye buraya getirmişti? Bu kızlar da nerden çıkmıştı? Kafamda garip garip ama mantıklı sorular beliriyordu.

Adam bana dönüp " evet küçük hanım asıl evin olan şeytanın evine hoşgeldin." dedi.

Beni kahkaha tutmuştu. Ne bu çizgi filimdemiydik?

Kahkahar içinde gülerken adam ciddi , ciddi baskışlar atıyordu bana.

Kahkaha aayı kesip adama döndüm ve " benimle dalga mı geçiyorsun? Çizgi filimdemiyiz ? " dedim ve sırıttım.

Adam bana her şeyi uzunca anlattı.
"Ben Marconi. Şurda gördüğün iki kız ise senin kız kardeşlerin. Siz şeytanın kızlarısınız. Şeytana hizmet etmek için yarayıldınız. Her yılda şeytan üç tane kız dünyaya getirir. Onları farklı farklı ailelere dağıtır. Belirli bir yaşta onları toplar ve ebeveynlerinin aklından onları siler. Siz kötülük yapmak için yaratıldınız. Size armağan edilen şey soğuk kanlılık. Siz üçünüz bermuda şeytan üçgenini yöneteceksiniz. Siz geleceğin şeytanlarısınız."

Marconi'nin bu dediklerini dinlerken kahrolmuştum. Ben kötülük mü yapacakdım. Ben iyi bir kızdım.ne soğuk kanlılığı? Ben ailemsiz naparım? Neyin içine düştüm ?

Ağlamaya başlamıştım. Daha 18 yaşına bile girmemişdim. Ya ailem?
Onlar benim gerçek ailem değilmiş. Bunca yıl bir yalanın içindeymişim.
Şimdi nolacak ? Daha ne olabilir?

Marconi ayağa kalktı ve " AĞLAMAYACAKSIN! SEN ŞEYTANIN KIZISIN. KENDİNE GEL ARTIK! " diye bağırmaya başladı.

Korkmuştum. Daha fazla ağlamaya başladım. İşte ve sonunda Marconi'den tokat yemiştim. Kızlar da bana bakıp ağlamaya başlamıştılar. Ne onlar ne de ben şeytanın kızları olamazdık.

Bende ayağa kalktım ve "hayır! Böyle bir şey yok. Sen bana şaka yapıyor olmalısın. Rüyadamıyım acaba? Hayır ya inanamıyorum. " dedim tiz bir sesle çığlık atarak.

Marconi sinirlenmişti ve o da " anla artık. Bunlar gerçek.
Alışmak.zorundasın." dedi ve kapıyı çarpıp çıktı.

Kızlara baktığımda onlar da hala ağlıyorlardı. Aslında bana benziyorlardı ama nasıl olabilir ?

Bu düşünceleri aklımdan çıkardım ve kızların yanına gittim. O sırada kapıdan içeri iki kişi girdi. Kızlar endişe ile bakıyorlardı. Belliydi ki bir şey olacakdı.

Adamlar bana doğru gelemeye başladılar. Ardından iki kolumdan da kavradılar ve metal bir dairenin üzerine yatırdılar. Beni oraya kelepçelediler. Üstüme ışıklar tuttular. Ameliyat odasında gibi hissediyordum. Özelliklede Marconi de elinde keskin aletlerle gelince.

Çırpınıyordum. Ağlamaktan kızarmıştım.

Sonunda Marconi bana yaklaşmıştı ve eline adını bilmediğim bir keskin aleti alıp kolumda damar olmayan bir yeri kesmişti. Sırf kanımı akıtmak için.

Akan kanımla diğer kızların kanlarını birleştirdi ve pis pis sırıttı. Ardından koca bir sessizlik ve karanlık...

Şeytanın KızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin