Multide Rose.
Cumartesi
Sabah erkenden kalkdım. Jason ile birlikte okula gidecekdik. Cuma günü gelmeyenler için cumartesileri okul vardı.
Kalkar kalkmaz hemen dün geceden yıkamam nedeni ile nemli olan saçlarımı kurutma makinesi ile kuruladım. Sonrada taradım.
Hemen gardrobumun önüne geçdim ve bakındım. En sonunda siyah dizi yırtık kot üstüne ise beyaz bol bir
t-shirt giydim. Çoraplarımı da ayaklarıma geçirdim ve en son olarak makyajımı yapıp , çantamı hazırlayıp aşağıya indim.Mutfaktan nefis kokular geliyordu. Annem yine yapmış yapacağını. Yemek masasına oturur oturmaz önüme krepimi koydu. Ne kadar da düşünceli bir anne.
Ayı gibi kahvaltı yapdıktan sonra korna sesi duydum. Pencereden dışarıya baktığımda Jason'un gelmiş olduğunu gördüm.
Hemen çantamı kaptım ve ayakkabılarımı giydim ve çıktım. Arabaya atladım Jason'un yanağından öptüm.
Jason arabayı sürerken bende müzik dinliyordum. Aklıma yine o kızlar gelince Jason'a döndüm ve "kızlar ne olacak ?" Dedim.
Arabayı müsait bir yerde kenara çekti ve yüzümü elleri arasına alarak "korumaları gönderdim ve haber bekliyorum. Fazla telaşlanıyorsun. "
Dedi.3 dakikalık bir sessizlikten sonra Jason arabayı çalıştırdı. Okula geldiğimizde Rose 'u gördüm. Arabadan indim ve direkmen onun üstüne atladım.
Sarıldım ve yanaklarından öptüm. Çok özlemiştim onu. Neden okuldaydı ki o dün okula gitmişti.
"Hayırdır ? Sen neden okula geldin ? " dedim.
Kahkaha attı ve "ne için olabilir ? Tabiki de senin için " dedi.
Uzunca sarılmamızın ardından Jason'un orada olduğunu fark etmiştim. Rose'dan ayrıldım ve "hadi ders başkamak üzeredir girelim mi? "
Dedim.İkiside kafa salladı ve sınıflara doğru yürümeye başladılar. Bende arkalarımdan gittim tabi.
Sınıfa girdik ve sıralarımıza geçtik. Jason benim yanımda oturuyordu.
Rose ise yanımızdaki sırada.Hoca içeri girdi ve ders başladı. Fen dersiydi. 80 dakikalık dersin ardından tenefüs vardı. Üçümüzde kantine gittik.
Kantinden tost ve soğuk çay almıştık.
Bir banka geçip oturduk ki Rose " ben sizi baş başa bırakayım " deyip gitti. Heyecanlı görünüyordu.Bir çocuğun yanına gitmişti. Baş başa bırakmak bahane. Asıl istediği çocuğun yanına gitmek. Belli ki aşık olmuştu kereta .
Kendiliğinden bende bir sırıtma oluşmuş ki Jason bunu fark edip ne olduğunu sordu. Bende düşüncelerimş anlattığımda aklında bir fikir olduğunu söyledi.
Ona dönüp " neymiş o aklındaki şey?" Dedim.
"Hayatım şimdi ben bu çocukla arkadaş olsam ve daha sonra yakınlaşsam da aralarını yapmaya çalışsam diyorum. " deyince şaşırdım. Normalde yalvarsam böyle şeyler yapmaz.
"Hayatım sen ciddimisin ? " dedim dalga geçerek.
Kızgın kızgın bana bakıyordu ve "ciddiyim tabiki ne oldu yapamam mı sanıyorsun ? " dedi. O kadar ciddiydi ki iddiaya girmek istemedim ve "hayır hayatım yaparsın"dedim.
Rose ve adını bilmediğimiz o çocuğun yanına gittik. Çocuk çok sempatik bir şeydi. Hemen "selam " dedi. Ah ne çocuklar varmış bizde Jasonların eline düşelim.
Bende çocuğa " selam" dedim ve daha sonra Jason bana göz kırpdı. O an anladım ki rose'u alıp gitmem lazım.
"Rose tuvalete gidebilirmiyiz. Beyler de tanışır hem. Cidden çok acil " diye bir bahane uydurdum. Tabi ki bahanelerim çok zekice. Burda zeki bir insan var.
Rose evet anlamında kafa salladı ve birlikte lavaboya gittik.
Rose "hadi girmiycekmisin tuvalete hani acildi? " dedi. Ay ne kadar saf çıktın sen.
Kıkırdamaya başladım. Rose hiç bir şey anlamamıştı ki söze başladım.
" şimdi Rose sen benim güzeller güzeli kankam. Biz Jasonla o çocukdan hoşlandığını anladık. Jason da çok iyi bir fikir üretti. Şahsen bu fikir beni baya şaşırttı ama neyse. Jadon bu çocukla arkadaş olacak ve sizin aranızı yapacak " dedim.Rose kahkaha atmaya başladı. E herhalde o da sevindi. Derken Rose "o benim kuzenim jackob " dedi. Kaynar sular başımdan aşağı dökülür gibi hissettim .
Bu sefer ikimizde kahkaha atmaya başladık. Jason orda rezil olmasın diye yanlarına gittik. Jackob ve Jason çoktan konuşmaya, kaynaşmaya başlamıştılar.
Daha sonra jackob Rose ile konuşmaya başladı ben de o sırada Jason'ı bir kenara çektim ve olanları anlattım. Büyük bir şokun üstüne onların yanına döndük.
Tenefüs bitmişti ve ders zili çalmıştı. Kahretsin en iğrenç ders, matematik vardı.
Sıralarımıza geçtik. Yine bir 80 dakikalık dersin ardından okul bitmişti. Malum diğer dersler resim ve müzik olduğundan cumartesileri onları yapmıyorlar.
Rose ve Jackob ile vedalaştıktan sonra Jason ile arabaya ilerledik. Jason beni eve bıraktı ve onunla da vedalaştık.
Eve gider gitmez annemin hazırladığı sofra ile göz göze geldik. O kadar açtım ki annemim yaptığı sarmalardan yürüttüm bi kaç tane. Daha sorna yukarıya lavaboya çıkdım. Üstümü değiştim ve pijamalarımı giydim.
En son lavaboya da uğradım ve elimi yüzümü yıkadım. Aşağı indim ve düzgünce sofraya oturdum. Ailecek yemeğe başladık.
Çok sessiz bir yemeğin ardından anneme "eline sağlık" dedim ve yukarı çıktım. Yağlı ellerimi lavaboda yıkadım ve odama geçtim.
Kendimi yatağa atıp elime bir de kitap aldım. Okurken gözlerimin kapanışı ve de uyuya kalmam.
1 saat sonra uyandım. Midem bulanıyordu. Hemen lavaboya koştum. Ben de lavaboyu bugün baya ziyaret ettim. Küsmez artık.
Lavaboda baya bir kustuktan sonra kendime geldim. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı salona indim. Annemden ilaç istedim ve verdiği hapı yuttum.
Yarım saat sonra daha iyi olmuştum .
Jason'u aradım ve biraz konuştuk.
Akşam olmuştu ve başım da ağrımaya başlamıştı. Annemden bir panadol aldım ve içtikten sonra uyudum.Jackob
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Kızları
Novela JuvenilÇok masumlar ama onlar şeytanın kızları...her şey değişecek... Bu iyi ve. kötünün. savaşı...