EMİR

37 3 0
                                    

   

  O masmavi gözler sabahın ilk saatlerine açıldı ve derin bir uykudan kalkındığının belirtisi ile ellerle ovuşturulmaya başlandı.Tabi yataktan fırlamanın tek nedeni ise ''Emiiiir!''diyen haykırışlar idi.

-Tamam annem geliyorum.''Birde tatil olacak,neresi tatilse erken kalkmanın.Neyse daha fazla konuşmadan kalkmalı'' diyerek lavaboya ilerledi.Ama her attığı adım onun net uyanamadığının göstergesiydi.Her adımda takılıp duvarları destek edinirdi.

Buz gibi suyu yüzüne atarak ''uvvv'' deyişi bir oldu tabi ama halen daha yorgun hissediyordu.

-Emir ne yapıyorsun yukarıda hadi ,baban kalkmak üzere seni kahvaltıda görmezse küplere binecek!

-Tamam annem tamam geliyorum.''tabi kendime gelebilirsem.Nerden geliyor bu uyku aşkı bilmiyorum ki.''diyerek kendi kendisi ile konuşmaya devam ediyordu.

Merdivenlerden iki basamak atlaya atlaya inerek kahvaltıya doğru ilerliyordu ki babasının sofrada olduğunu görünce birden duraksadı.''Şey...Ben.Biraz uykuluydumda o yüzden geç kaldım babam.Özür dilerim.''

-Gel buraya gel uykucu.

Diyen babası Emir'in biraz tebessüm etmesine ve annesine de yandan yandan bakıp imalı bakışlar atmasına neden oldu.Tabi annesi birden kahkahayı bastırıp''Şunun hallenmelerine bak Hasan Efendi.Nasılda bana yandan yandan bakıp gülüyor .Senin kızmamanla ona bir mutluluk doğuyor sanki.

-Eeee Elif Hanım!O şimdiden böyle ve yaş daha henüz 15 .İnşallah ilerde iyi biri olurda bu hallenmeleri aklımıza geldiğinde birlikte bir daha seferine kahkaha atarız.

-İnşallah Hasan Efendi!

-Emir !Dedi babası ve Emirin birden ağzındaki ekmeği yutkunamamasının nedeniydi.''Senin bugün Zümrüt ablanla yetim çocukların evine gitmen gerekmiyor muydu? Neden biraz geç kalktın.Zümrüt ablan kapıyı çalmış annen söyledi.Seni sormuş sen halen tembel tembel yatıyormuşsun.O da senin uyanmana gönlü el vermeyip yalnız gitmiş .Buna nasıl bir tepki vereceksin acaba canım oğlum.''

-Baba!

-Eeeeee.Bekle hanım aynı sözleri.(Diyerek gülmeye başlamışlar )

-Baba'm.Ben bugün çok uykuluydum o yüzden kalkmakta güçlük çektim

-Tam artık.Zaten Zümrüt kızımda iki saat sonra evine gelir sen de gider ona açıklarsın durumunu .

-Peki baba'm.diyerek kahvaltısını kafasını hiç kaldırmadan utangaç halli bir şekilde bitirmeye çalışmış.Tabi o bu halde iken anne ve babası kendi aralarında kikirdeyip dururlarmış her ne kadar Emir'e farkettirmek istemeselerde.

Emir dalmıştı.Rüyasında kendisine seslenen sese kendini vererek kahvaltıdaki halini unutmuştu birden .Acaba izlediği filmlerden dolayı mı bu kadar etkilenmişti de rüyasına böyle şeyler geliyordu.Aklıyla çelişmeye başladı.Her ne kadar on beş yaşında da olsa bir yetişkin gibi sohbetlerde bulunup söz edinmeyi seven bir çocuktu ve bir o kadar da utangaç.Ne garip değil mi ?Aklında sorular karman çorman olmaya başladı ve izin alarak kahvaltıdan kalkıp odasına gitti ve kapısını kapatıp balkonuna çıktı .Tabi ney'siz çıkmazdı o balkonuna .O neyini eline alıp üflediği zaman bakkal Hüseyin ''Ooo! bizim Emir aldı yine ilacını '' deyip dinlemeye koyuldu taburesine oturarak.Mahalle bayılırdı Emir'in ney'e olan hassas dokunuşuna öyle bir üflerdi ki annesi bile sesi duyup onu rahatsız etmemek şartı ila babasını çağırıp odanın kapısını açıp dinlemeye koyulurlardı .

Annesi ney hocasıydı ama uzun bir süre ara verdi.Emir daha çok küçükken annesinin bu sanat anlayışını çok sever ve hep onun taklidini yapardı.Tabi annesinin de hoşuna gitmiyor değildi.Şehit olan oğlundan sonra kalan tek parçasıydı.Her sarılışında ayrı bir göz yaşı döken ama Emir'e bunu hissettirmeyen zarif ve bir o kadar da güzel olan o kadın.

######

Emir,on beş yaşında uzun boylu ve yaşıtlarına göre biraz iri ve bir o kadarda açık sözlü olup açık zihinlidir.Her söylenen söze değer verip büyük bir sabırla dinleyip kendi terbiyesini gösteren bir çocuk.Çocuktan ne beklenirdi ki ama Emir öyle değildi işte abisinin şehit olma durumundan sonra biraz daha ağırlaşmıştı sanki.Abisinin yokluğunu ailesine hissettirmemeye çalışan o büyük yürekli çocuk.

Zümra ile her cumartesi yetimhaneye gidip kendinden küçük veya yaşıtlarının gönlünü mutlu edip kendi huzuruna nasıl kavuşacağını iyi bilirdi.Zümra abisinin en bi değer verdiği ,sevdiğiydi,o güzel genç.Ahmet'in şehit haberi ile kendisi uzun bir zaman hastanede kalmıştı.Ama o kadar büyük bir sabrı vardı ki bu acı da kendini pişiriyordu.Emir de onun bu haline hayran olan manevi kardeş.Ona her sarıldığında Ahmedi'nin parçası olduğunu bildiği için bir hayli çok sıkı sarılırmış çok zor dayansa da.Zümra eğer Ahmet şehit olmamış olsaydı üniversite kepini ikisi birlikte atacağı hayalini gerçekleştirmek isterdi ama o kepi havaya atmak yerine al bayraklı şehit tabudunun üzerine sarılarak''Ahmed'im bak sana ne getirdim!Bak hani birlikte atacaktık ama ben atamadım sensiz bir şey yapamadım,özür dilerim sözümü tutamadım.Hani demiştin ya '' bana bir şey olursa ne olur o kepi at '' diye.Bak atamadım .Ne olur bana kızma olur mu ?''.Bu onun Ahmede olan son sözleriydi.

Hiç bir insanın yokluğunun acısını çektin mi ?Elinde olmadan kaybetmenin acısı.

#######

Emir neyi üflemeyi bırakıp balkondan çıkmaya koyulurken '' Hüseyin abim haydi Allahıma emanet ben kaçar''diyerek içeriye girdi.Annesi ve babası bulundukları yerden hızlıca aşağı inip Emir 'in duyamayacağı çekilde sessizce konuşmaya başlamışlar.Emir,

-Anne ! Ben dışarı çıkıyorum bir kaç işim var haberin ola ,babama da selamımı söylersin kusura bakmasın onunla işimiz biraz ertelenecek.

Annesi birden affalamaya başladı ve ''Peki oğlum ben söylerim babana sen rahat ol.''Diyerek Hasan Efendiye parmağıyla sus işaretini yaparak ''hadi efendi bizi fark etmeden çarçabuk inelim aşağı''.Hasan Efendi,

-Tamam hanım tamam sakin ol çocuk bizden uzak .diyerek tebessüm ederek eşine sıkıca sarıldı.

                                                                      ######


YAĞMURDAN ÖNCESİ FIRTINAWhere stories live. Discover now