-Yapma ne olur bırak !
-Firuze eziyet etme bize yalvarırım ..
-Eziyet mi? Ben mi eziyet ediyorum ? Ne yaptım söyle hadi ..
-Benden kaçıyorsun,ben sana zarar vermek istemiyorum,beni her seferinde yanlış anlıyorsun..Aslında ne biliyor musun sen korkaksın ,sevmekten korkuyorsun...
Dedi ve olduğu yerden hemen ayrılarak gitti ama bilmiyordu ki arkasında bıraktığı kadının göz yaşı döktüğünü..
Evden bir an önce çıkabilmek için acele ediyordu gece saat kaç olduğu da umrunda değildi .Partmantodan üstünü giyinerek ayakkabı bağacıklarına uzanırken '' acaba öyle demese miydim? Ama ne yapabilirim ki kendisine acı çektirmesine dayanamıyorum ,her seferinde ona yardım etmek istediğimde kaçıyor ve kaçtığı zaman da zarar görüyor..Sanki ben o sehbayı alırken onun elinide tutacakmışım gibi irkildi ,deymeyecektim ki ona keşke öyle irkilmeseydi o öyle irkilince ben korktum ve dikkatim dağıldı ayağı yaralandı.Ah be firuze ah!''
-Gitmiyorsun hiçbir yere
Ne demek yoluyordu ki bu?
-Efendim!
-Duymadın mı ? Hiçbir yere gitmiyorsun..Ben senin yüzünden Elif Hanıma mahcup kalamam .Bana ya derse nerede Emir diye ? Ben ne diyeceğim o zaman ha ? Sen ne kadar da rahat birisin!
-Ben mi rahat biriyim ! Ben mi ? Diyerek sesini yükseltti.Firuze donakaldı,ne diyeceğini bilememişti ama yine de inat ederek,
-Evet sen çok rahat birisin anneni babanı hiç düşünmeden dışarı çıkıyorsun ya başına bir iş gelirse o zamn onların halini hiç mi düşünmüyorsun ?
-Ben çıkıyorum..Dedi ve kapıyı sertçe çarparak dışarı çıktı.
''Asıl rahat olan sensin,hanım efendi.Ben o kadar ayağa kalma dememe rağmen halen daha kalkıyorsun bu ne ya deli oldum resmen..Sabrımı sınıyor sanki,birde gelmiş bana hesap soruyor ,sen bir önce kendi haline bak ,sana ne kadar da değer verdiğimi önce gör..''
''Hatsiz ,terbiyesiz ne olacak .Birde gelmiş kapıyı çarpıyor sanki kötülüğüne bir şey söylüyorum.Evet korkuyorum ya sana bir şey olursa''
Partmantodan o da giysisini alarak kapıyı yavaşça açarak parmak arası terliğin bir tanesini giydi diğer yaralı ayağının topuğu zarar görmesin diye de önceden önlem almıştı o yüzden şimdilik rahat hareket edebiliyordu.Hazır olduğuna emin olduktan sonra evin yedek anahtarını da alarak kapıyı kapatıp çıktı .Emiri biraz da olsa görebiliyordu çok yavaş yürüyordu dalgın olduğu belliydi ama o taşlara öyle sertçe vuruyordu ki her vuruşunda Firuze ''off acımıştır şimdi 'diyerek bir kez daha Emir'i düşünüyordu.Sokak lambası Emir'in gölgesini çok büyütmüştü o bile Firuze'ye huzur veriyordu,gölgesine sarılıp hayatı yaşamak bile...Biraz daha hızlanmaya çalıştı Emir ile aralarına çok fazla mesafe girmesini istemiyordu..Emir birden durunce Firuze'nin vücüdunu korku kapladı ,acaba hissetmişmiydi kızı..
-Ah firuze ah! Ne hale getiridin beni ,keike görsen şu halimi de ben de huzur bulabilsem.Yürüsem bir dert dursam bir dert ne yapsam olmuyor ,çıkmıyor işte aklımdan,her seferinde kafamı kucalamayı başarıyor,kim bilir hayırsız şimdi ne yapıyordur..Yürü Emir yürü en iyisimi deniz kenarına gitmek.
''Allahım ilerliyor çok şükür sana!İyı de nereye gidiyor bu''..Biraz ilertlediklediklerinde firuze Emir 'in deniz kenarına gittiğini anladı ve içine derince çekti o havayı ardından kendini tutamadı ağlamaya başladı.Emir ile aralarında mesafe çok azdı o yüzden Emir'in o ağlama sesinin an be an duyması beklenir bir şeydi.
YOU ARE READING
YAĞMURDAN ÖNCESİ FIRTINA
Romance''Hiç! Bir insanı unutmak istediğin oldu mu ? Veya vazgeçtin mi ? Hiç! Bir insanın yokluğunun acısını çektin mi ?Elinde olmadan kaybetmenin acısı.''