Firuze,hayatındaki o kadar kayıplardan sonra her kadının olmak istediği mevkideydi.Belki de kaybedeceği birçok şey de olacak ama o bu hadiselere hazırbir şekilde yaşıyordu.
Emir'den sonra biraz hayata olan bakış açısı yavaş yavaş değişiyordu. Ne yapcağını bilmiyordu.Çünkü babasına hiç benzemeyen amcası onun hayatında büyük bir tehditti.Eğer Emir'e adım atarsa insanların hayatını büyük bir sorun ile etkileyecekti.Ama birde kalbindeki yoksunluk,annesinin ona küçüklüğünde''kızım her ne kadar çaresiz olsan da inançlarını sakın kaybetme ''sözünü şimdi anlayabiliyordu ve gerçekten de çaresizdi.
Firuze'' En iyisi hiçbir şeyi umursamadan hayatıma aynı şekilde devam etmeliyim ''diyerek kafasındaki düşüncelerine vesaire diyebiliyordu.
Akşam amcası aradı ve ,
-Firuze!Kafanın ne ile meşgul olduğunun farkındayım eğer ki abimi unutarak hayatına devam edersen ben de seni unutarak hayatıma devam ederim ona göre.Ayağını denk al.
Peki firuze'nin suçu neydi babasının ölümünde.Onu herşeyden habersiz deniz kenarına getiren annesiyle mutlu olmak mıydı? Ya da babasına bu kadar bağlı olması mıydı? Neydi peki suçu.Aslında hiçbir suçu yoktu sadece amcası kardeşini hatırlattığı için onu istemiyordu ama bir kenarı da atamıyordu yani ondan habersiz olmak istemiyordu.Ve ''her attığı adım başıma bela olmamalı''düşüncesini besliyordu aklında.
-Peki amca başına bela olmam .İyi akşamlar.
-Ha bu arada o çocuğun olmayan yengesi var ve senden o kız hakkında bilgi toplamanı istiyorum.Çok uzun sürmesin,çabuk.
-Pe...''Telefon kapandı ama kimdi bu kız? Nasıl yani olamayan yenge ? Ne alaka amcamın onu araştırmamı istemesi ?''Bunları gece boyu düşünerek uyuyakalmıştı.Sabah olduğunda pencerenin açık ,perdenin içeriye doğru uçuştuğunu gördü, kalkıp pencereyi kapatırken kapının çok hızlı çalındığını farketti.Hızlı adımlarla kapıya yöneldiğinde birden kalbinde büyük bir ağrı girdi.Ne yapmalıydı şu an ?Ya ona zarar verecek insanlarla ya onu gerçekten çok üzecek bir haberse.Bunları düşüncelerinden atmaya çalıştı ve kapı kulpunu tutarak yavaş yavaş açarken,
-Firuze ablaa! Açar mısın kapıyı ,ne olur...Bana yardım et. Firuze birden duraksadı.Ömer'di bu peki onu başına ne gelebilirdi ?Hemen kapıyı açtı ve açar açmaz Ömer'i kucağında buldu,nefesi güçlükle alan o minik vücud ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama neydi anlayamıyordu ,yüzünü korkuyla buruşturdu firuze.
-Bir de Ömer'm ne olduu!Soluk al sakin sakin anlat, anlaşılmıyor bu şekilde.
-Abla! Bizim yetimhaneye elini kolunu sallayarak herkeze saldıran birkaç adam girdive oradan kafalarından geçen sayıya göre çocuk alacaklarmış ne yapacaklarıda belli değil,isteklerine göre kullanacaklarmış.Emir...
Ömer,Emir'in ismini söyledikten sonra birden gözleri doldu ve,
-Eee,Ömer devam et,Emir dedin sustun.
-Tamam abla anlatıyorum,dur.
-Emir ağabey'de bize doğru silah uzattığı esnada geldi ve ''Ne oluyor burada ? Siz kimsiniz ?'' .Diyerek bağırdığında adam ona ''Sus lan asıl sen kimsin? çekil önümden.''Dedi ve silahı Emir ağabey'e uzattı ben de bu esnada kapıya doğru yavaşça yöneldim ve senin evine doğru koştum, ne olur bir şeyler yap!
-Kurtar kardeşlerimi! Dedi ve gözü yaşlı firuze'ye sımsıkı sarıldı.Firuze hemen üstüne bir şeyler aldı ve Ömer'e doğru yönelirken birden telefon çaldı ve arayan amcasıydı ''yine ne var acaba ''telefonu umursamayarak kapattı ve cebine attı.
YOU ARE READING
YAĞMURDAN ÖNCESİ FIRTINA
Romance''Hiç! Bir insanı unutmak istediğin oldu mu ? Veya vazgeçtin mi ? Hiç! Bir insanın yokluğunun acısını çektin mi ?Elinde olmadan kaybetmenin acısı.''