CESARET

26 2 0
                                    

     

   Emir üniversite iki sınıfına gelmiş adeta ağızları açtıracak bir sıfata sahip olmuştur.Üzerinde hem Üniversite derslerinin stresi hem de yoğun bir boşluk hissetmektedir .Yanlız bunun ne olduğunu kendisi de idrak edememişti.

-Firuze ablaaa! Bizede hadi ne olur !

-Tamam çocuklar hepinize yetecek kadar jelibon var.

Emir biraz yakınından gelen bu sesleri anlamayan gözlerle bakarak orada ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.Biraz yaklaştı .Yaklaştı ve

Aaa EMİR abii! diyen minik Ömer direkt Emir'e doğru koşmaya başladı.Firuze,

-Ömer!Nereye ? Ayrılma buradan tehlikeli o taraf diyerek Ömer'in arkasından bakarken Emir ile göz göze geldi ve afallayarak ne yapacağını bilmeyerek kendini toplamaya başladı.Emir,

-Ömer'm!Koş aslanım benim.Maşallah!Der demez Ömeri kucağına alarak sıkıca kavradı ve o minicik yanaklarından öptü.Ömer Emir'in kulağına yaklaşarak,

-Emir abi bak Firuze abla bize şeker getirdi.Emir,

-Sus aslanım sus!Diyerek Ömer'e gülücük kondurdu ve kucağından yere inmeye çalışan Ömeri yavaşca yere indirip kendini toparlamaya başladı.Sakin adımlarla diğer çocukların yanına giderek onların da mutluluğuna ortak olmak istedi.Tabi Ömer,

-Abi hadi ,hızlı yürüsene yardım et ablama.Dedikten sonra Emir'in yüzünün biraz daha kızarmasına neden oldu.Firuze ise ne yapacağını bilmeyerek 'Allahım ne edeceğim ben şimdi yardım et ne olur.Yoksa ben her şeyi elime yüzüme bulaştırırım.Ne olur yardım et.Bismillahirrahmenirrahim.''dedi ve Emir'in yaklaşması ile gelen selamın karşılığını yere bakan gözleri ile verdi.

Emir afallayarak ''Şey...Ben ''dedi ama daha cümlesine devam edecekken Firuze onun ne diyeceğini bilerekten ''Biliyorum çocukları görmeye geldiniz.''Dedi ve Emirin ona bakmadan tebessüm ettiğini fark etti ve Emir''Evet ben çocuklar için gelmiştim .Bugün onları ziyaret etmem için en uygun gündü.''Dedi.Firuze ,

-Kusura bakmayın ben sözünüzü kestim.Çocukların bu hareketlilinden insanın kafası karışıyor ve ne yapacağını bilmiyor.Dedi .Emir,

-Tabi evet öyledir.Hele yok mudur şu Ömercik insanın aklını alır .Dedi ve Ömer'e bakarak göz kırptı.

Her ikisi de çocuklarla işlerini bitirdikten sonra bulundukları konumdan ayrılmak isterlercesine çıkarken Emir,

-Hanım efendi!

Firuze ''Acaba bana mı dedi? Allahım ne edeceğim! Ya bana hangi günler buraya geldiğimi sorarsa veya burada çocuklar hariç başka bir bağımın olduğunu sorarsa!''Dedi ve hiç duymamış gibi elindeki çantasıyla ilgilenmeye devam etti.

Emir ''Acaba Bu kez ne diye seslensem baksana bakmadı.Sadece dün elinde cetvelerle kampüs içersinde Fuat hocayla konuşan kendisi miydi onu soracaktım.Ah be oğlum daha cesaretini toplamadan ne diye kıza seslenirsin .''Dedi tedirgin bir hal ile.

Firuze yoluna devam edercesine ilerlerken Emir ne yapacağını bilmeyerek bir kez daha seslenmek için kendini toplamaya çalıştı ama yapamadı.Onu yapacak kadar cesaretli hissetmiyordu galiba kendisini ama yapmakta istiyordu her ne kadar kendisine engel olmaya çalışsa da.Firuze'' Ah be kızım sanki sana sesleniyormuş gibi ne diye afallarsın ki.İnşallah bu şaşkınlığımın farkına varmaz'' Dedi ve adımlarını biraz daha hızlandırarak Emir ile mesafesini açtı.Ama Emir her artan mesafe için yanıp duruyordu .

'' Nerede sende o cesaret Emir efendi'' diyen sese yönelerek kimin kendisine bu cümleyi kurduğuna baktı ve bahçivanın olduğunu fark etti.

-Efendim!

-Eh be güzel oğlum niye böyle yaparsınız bilmem ki

-Reha abi öyle deme ya .O kadar da kolay olmadığını anlaman lazım ,çok zor benim için.

-Farkındayım ama ne bileyim be oğlum kaç aydır firuzemi her gördüğünde böyle olursun.Açılmadığında da bana gülme konusu olursun .

-Ya Reha abim sen onu bırakta hadi açıldım diyelim ya beni terslerse ne edeceğim sonra ben. Biliyorum hiç de öyle basit biri değil fakültede görürüm onu ortamlarını çevresini de görürüm .Hepsi de kişilikli insanlardır ve onun çevresinde olan bazı insanlar benim de arkadaşlarımdır ama görüyorsun işte hep böyleyim .Açılamam ama sırf bana iki çift söz etsin diye saçma sapan sorular sorarım bak mesela az önce onunla muhabbete girmek için Fuat hocayla kampüste eli cetvelli kızın kendisinin mi olduğunu soracaktım.Sanki bilmiyormuşum gibi.Reha abi,

-Oğlum bak küçük değilsiniz,yaşınız belli.Her ikinizde ellerine mesleklerini alacak olan bireylersiniz.Hayatınıza o kadar şey girmiş bunu niye bu kadar zorlaştırırsınız.Sakin ol biraz rahatla sıkmayın kendinizi.

- Güzel hoş da o benimle aynı duygularda mı be abi? Ne yapacağım ben ondan olumsuz bir karşılık alırsam

-İşte ben sana o yüzden bu konuda çok kızarım oğlum bunu yaparak kendine de o....

- Efendim ona da mı ? Ona niye zarar vereyim Reha abi? yoksa o da mı?

Reha abi kafasını iki yana sallayarak gülmeye başladı .Emir ise ''İşte bu ya! Çok şükür Allahım sana .Şu an ne yapayım ben Reha abim hadi söyle bağırayım mı yaşasın diye ha ? Dedi ve Reha abinin daha şiddetli gülmesine neden oldu.

Siyahı andıran o denli gözler ve buğday tenli her ne takınırsa başına hiç kimsede o kadar güzel durmayacak vasfına sahip olan Firuze Emir'e bugün hiç bilmeden de canına can katmıştı.Bilseydi de nasıl bir tepkide bulunurdu acaba,işte bu bir yandan da Emir'in başını kemiren en büyük soruydu


YAĞMURDAN ÖNCESİ FIRTINAWhere stories live. Discover now