GÖZ YAŞIMSIN

11 0 0
                                    

  Hızlı adımlarla daha hızlı koşmaya devam etti.Kimin onu takip ettiğini bilmiyordu ama çok korkuyordu.

 Uzaktan gelen ama onu derinden sarsan bu sesler onun kendinden geçmesine yeterliydi ama o direnerek koşmaya başladı hızlıca

 Kalbindeki o hız sanki ağzında gümleyen bir gülle misali onu hem çok yoruyor hem de korkutuyordu.Nefesi...Nefesi onun koşmasına engeldi.

 Kimdi onu delice koşuşturan ?Koşarken ''yeter artık ne istiyorsun benden?'' diyerek korkusuna güç katıyordu.Hiç anlam veremediği, net olmayan bir ses ona sertçe ''günler ''diyerek bağırıyordu.Ürperticiydi,o karanlığın korkutucu hali gibiydi.Ne demek günler? Ne diyordu bu ? Durdu ve korktuğunu belli etmeden arkasına döndü ve kendisine doğru hızlıca gelen o karanlığın onu emmesine izin vermişti.

    -Emiiir! Oğlum uyanamadın mı daha ? Firuze'm sana zahmet şuna bakıp gelir misin ?

  Firuze duraksadı yüzü bembeyaz kesildi ve ''pe..peki'' diyerek merdivenlere doğru ilerledi.Opembe duvarların tadına uyumlu ahşap merdivenler Firuze'yi sanki uçsuz ama derin bir boşluğa götürüyormuşçasına ilerletiyordu.

 Kapıyı açmak istemiyordu ama bir yandan da o maviş gözler açılmamış haliyle nasıldır acaba merakıyla onu açmaya teşvik ediyordu.Kapıyı tıklattı..ses yok..tıklattı ..ses yine yoktu.Korkmaya başladı acaba bir şey mi olmuştu.''Yok artık Firuze kendine gel sadece annesinin onu çağırdığını söyleyeceksin ,hem sabah sabah ona ne olmuş olabilir ki?'' kapıyı en sonunda açtı ve ''Allah'' diyerek tekrardan sertçe kapattı.Ne olmuştu da o şekilde kapatmıştı.O ses ile Emir birden irkilerek uyandı ve uyanmasıyla her yerinin ter içinde olduğunu fark etti ama o irkilme sebebini hiç merak etmeden sadece o kabusun etkisinde kalarak evdekileri unuttu ve kapıya doğru yöneldi.Kapıyı açtı karşısında Firuze'nin olduğunu fark etmedi bile.Bir ellerini gözlerinden çekse görecekti aslında.Firuze onu bu üstsüz görüşüiki oldu ve '' af af yeter git şuradan''demesiyle Emir ellerini gözlerinden çekti ve

 -Aaa! Ben sizin burada olduğunuzu fark etmemişim kusuruma bakmayın.

 Firuze'nin gözleri doldu ve Emir,

 -Özür dilerim ben bilmiyordum burada olduğunuzu

 -Her neyse anneniz sizi aşağıya bekliyor,acele etseniz iyi olur.Dedi ve ahşap merdivenlerden hızlıca inerek sol koridordan kendi odasına gitti.Oturma odasına gitmedi çünkü kötüydü.

  Emir öylece  kalakaldı ne yapmalıydı da kızın gönlünü almalıydı.Acaba birkaç gün gözüne gözükmemelimiydi yoksa onu özür mabında seveceği ortamlara mı götürmeliydi.Aklına ney'i geldi acaba onu bugün sofradan sonra çalsa Firuze'yi biraz iyi edebilir miydi?Denemeliydi.Lavaboya ilerledi duşa girip çıkmalıydı.Tabi bu korku neden halen daha içinden gitmiyordu.Her neyse artık deyip duşunu alıp çıktı.Tabi çıkarken Firuze'ye aynı olumsuz etkiyi yaşatmamak için  kafasını ilk kapıdan çıkarıp etrafa bakıp onun ortalıkta olmadığını görünve hızlıca odasına ilerledi.Kapısını açtı içeri girip hemen kapıyı kapattı.Soluk soluğa kalmıştı,peki neden böyle olmştu ? Sanki Firuze'nin sakındığına ihtirasla saygı duyup o da  içine dert ederek yaşar gibi olmuştu.

 Üstünü diyinip aşağı indi ve Emir'in aşağı inmesinden sonra bayağı zamn geçmişti.İkindiye yaklaşmıştı saat.

 Firuze ağlamaktan gözleri kızarmıştı.Aşağıya nasıl inecekti veya aşağıya inmemek için ne bahane etmeliydi,bilemiyordu.Bu sefer Emir onun kapısına geldi,kapıyı tıklatı ve,

 -Annem çağırıyor ,hepimizi aşağıda istiyor.Tatlı yapıyormuş.''.Ve kapıya biraz daha yaklaşarak ''Özür dilerim sizi kırmak veya incilmek istemedim.Her şey bilinçsizce gelişti.''

YAĞMURDAN ÖNCESİ FIRTINAWhere stories live. Discover now