O derin suskunluğu ve yoğun hüznü daha fazla paylaşamadım. Hızla tuvalete doğru koşup kapıyı kilitledim ve aynaya baktım. Gözyaşlarım beynimin ‘Dur!’ emrini artık dinlemiyor, serbestçe yanaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Ağlamak istemiyordum aslında, çünkü böylesine sevildiğim için çok ama çok mutlu olmuştum, ayrıca öğrencilerimle de gurur duyuyordum. Fakat tutamıyordum ki bir türlü kendimi…
Zil çalınca elimi yüzümü yıkadım, öğretmenler odasına girip hayatım boyunca unutmayacağım, her mandalina yediğimde mutlaka hatırlayacağıma emin olduğum hediyemi çantama özenle yerleştirdim. Yüzümde sevgi dolu bir gülümseme ve kalbimde sarsılmaz bir umutla sınıfıma doğru yürüdüm.