Stranger

16 Dağılma

Medya önerisi:

The Chainsmokers - Don't Let Me Down ft. Daya

Elimizdeki tabancaları birbirimize doğrultmuş gibi hissediyordum,ve bir ses-saf rüzgar esintisi-bizi harekete geçirip-katliama sürükleyebilirdi. Asansör yolculuğunda bu hale gelmemiz ne garip.Bana göre,28 saniye 28 yıldan daha fazla uzun hissettiriyordu.

"İlaç içmek istemediğine emin misin?"

"Ben-"Sesin küçük alanda yankılandığında kısık bir sesle yineledim,"Ben iyiyim."

  Sehun'un biraz hareket ettiğini hissettim,"Hasta mısın?Nerede?Neden?"Hızla sordu.

"Hayır."Soğuk bir sesle cevap verdim." İyi olduğumu söyledim."

Sonra sessiz durdu ve asansöre sızan bu gerginlik beni boğmaya başlamıştı. Açıkçası,dışarıya çıktığımızda Sehun yanımdayken bir şeyler yapmanın ne kadar zor olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu.Üstüne üstlük,Jae Sun usulca yanıma yaklaşarak avuç içini alnıma bastırdığında şaşkınlıkla geri sıçradım.

"Biraz ateşin var."Sonucuna varmıştı.

"Oh Hayır."panikledim,"Ateşim yok.Sadece burası biraz sıcak anlarsın ya?Aslında ne demek istediğimi biliyorsun asansörde gereğinden fazla durmuş gibi hissediyorum."Bir damla ter şakaklarımdan aşağı süzüldü." Tanrım burası çok sıcak oldu.Hissetmiyor musun?Çünkü ben sıcakladım ve düşünü-"

Jae Sun bir kahkaha attı,ve işin garip tarafı,bu beni çok rahatlattı. Kıyaslayabileceğim bir şey değil ama Jae Sun'un kahkahası Sehun'dan farklıydı.Sehun'un daha çekici bir havası varken,Jae Sun'un daha rahatlatıcıydı.

"-Şimdi çenemi kapamalıyım,"

Normalde,mahçup olduğumu hissederdim.Ama değildim. Jae Sun panik atağımı zevk ile izlerken,kendimi rahat hissettim. Garipti,ama onun yanımda olması bana iyi şeyler yaptırıyordu,tıpkı ilk gün ki gibi.Onun güvenilir dostluğunu hissediyordum.

Park yerine ulaştığımızda,içim rahatlama dalgalarıyla doldu.Gözlerimi Jae Sun'a yapıştırılı tuttum,Hee Jin ve Sehun'a bakmaktan korkuyordum,çünkü bu bana daha fazla zarar verirdi.Neyse ki,ayrı arabalara bindik ve Quintavitta buluşmakta karar kıldık.Restoran yolunda,Jae Sun iyi olacağım hakkında beni ikna etmeye çalışıyordu.Ve buna inandım.Sadece normal davranmamı ve Sehundan rahatsız olmamamış gibi davranmamı söyledi,ve kalbim için tavsiyesini dinledim.

İçeri girdiğimizde restoran neredeyse boştu.Sanki Tanrılar dördümüzün de garip durumlarda kalması için komplolar kuruyormuş gibiydi.Hee Jin ve Sehun ön kapıya en uzak olan masaya oturdu,ohh tabi ki de,yan yanaydılar.Jae Sun benim için dikkatle bir sandalye çekti,ve bana doğru gülümseyen Hee Jin'in karşısına oturdum.Yanlışlıkla,gözlerim Sehun'a kaydı,ve o anda bir konuda mutlu olmadığını söyleyebilirdim.

"Bay Lee,"Francis bize yaklaştı."Oh,Bay Oh ve Bayan Jung'u da getirmişsin."Bana döndü,"Luhan,seni yeniden görmek çok hoş."

"Daha öncede buraya gelmiş miydiniz?"Hee Jin kibarca sordu.

"Dün gece buradaydılar."Francis yanıtladı.

Sehun gözleriyle beni vururken kaşlarını çattı,sinirle yutkundum.Çatık kaşları hiç iyiye işaret değildi.Huzursuzca peçetemi aldım ve kucağımda yaydım,bakışlarından kaçınmaya çalışıyordum. Sonrasın da Francis bize menüyü uzattı ve Sehun'un bana işkence veren görüntüsünü engellemek için yüzüme siper ettim.

Menüye kaç defa bakarsam da boşunaydı,tek bir kelimesini bile idrak edemiyordum. Quintavi füzyon mutfağı,karar verdim,belki de kafa karışıklığım için mutfağa danışmalıydım. Yapabildiğim tek şey  fotoğrafları incelemek ve temel bir şeyler seçmeye çalışmaktı.Hepsi çoktan siparişlerini vermişti,Jae Sun iç kargaşamı fark etti ve beni kurtarmaya geldi,"Yeni bir şeyler denemek istersen eğer,Penne Tricolore sipariş edebilirsin.Hoşuna gideceğini düşünüyorum."