3-He and His Fucking Long Length

26 1 0
                                    

Geçen hafta Chanyeol'la yaşadığımız olaydan sonra bizi tekrardan geri göndermişlerdi. Bana ve Chanyeol'a bir takım testler yapılmıştı. Sonuçları bir hafta içerisinde açıklanacaktı. Bir şey bulamı planlıyorlardı ve görünen o ki hiçbir bok bulamamışlardı. Yani biz siktiğimin bir haftasını burada boşuna karantina altına sokularak geçirmiştik. Ufacık bir kavgadan domuz gribine yakalanadığımızı falan sanmışlardı heralde.

-----

"Çocuklar, bundan sonra kavga veya bir şikayet istemiyorum. Şimdi gidin ve eğitiminize kaldığınız yerden devam edin. Olur mu?" Eğitime daha başlamamıştık ama tabii sen bilirsin.

Bizde bu söylediklerinin üzerine, üstlerinde çok hoş şekiller bulunan damgaların üzerlerine çıktık ve abrakadabra yaptık! Yani, hayır. Aslında güçlerimizi söyledik.

"Işık."

"Ateş."

-----

"Evet, tekrardan hoşgeldiniz beyler. Artık birbirinizi öldürme girişiminde bulunmayın olur mu?"

Kadın sesini salak gibi o kadar tatlı yapmaya çalışmıştı ki kendimi bir ara anaokul öğrencisi falan sanmıştım. Fakat arkasında duran çocuk onu daha çok olgun ve masum gösteriyordu. Ve aynı zamanda... - Bu çocuk önceden burada değildi.

"Ve bu arada... Changmin, yani bu arkamdaki çocuk sizinle yakından ilgilenecek, eğitim bilgilerini falanda o verecek sizlere."

Çocuk bir anda öyle bir gülümsedi ki, olgun görünüşü anında yok oldu.

"Ve hayır o benim sevgilim değil. Aynı zaman da o bana ilgi gösteremeyecek şekilde bir cinsiyet seçimi yapıyor. Eşcinsel. Gay. Ama çok yakışıklı."

Peki...

"Artık çıkabilirsiniz." Kadının talimatı ardından Changmin bize başıyla işaret yapıp dışarı çıkmıştı. Bizde onun peşinden yola koyulduk.

Büyük bir kapıdan çıkıp, siyah koridorda yürümeye başlamışken, falcı gibi gözüken kadın, koşarak yanımıza gelmişti. Ve Chanyeol'un yanağına dokunduktan sonra göz kırpıp iyi şanslar dilemişti. Ve tekrar odasına çekilmişti.

Aman Tanrım, ıyyyyy... Chanyeol'un yerinde olsam, gururum kırılırdı. Ya da hayır, hayır. Komple, fiziksel olarak kırılırdım iğrenç.

Siyah koridorda biraz fazla yürüdükten sonra bir asansöre geldik. Asansöre bindiğimizde otomatikman yukarı çıkacağımızı düşünmüştüm. Çünkü zaten en aşağı kattaydık.

"Aşağı ineceğiz." Neredeyse sesli düşündüğümü sanacağım şekilde, tam zamanında Changmin konuşmuştu. Ve söylediği şeyi anormal karşılamamaya çalıştım. Çünkü Ölüler Şehri'ndeydik değil mi? Buradayken herşey anormaldi. Ve bizler buna zamanla alışıyorduk.

Changmin beyaz beyaz parlayan düğmelerin tam altlarında ki bir kutuyu yüzüğü ile açtı. Sonra içerisinden çıkan orta boy kırmızı butona bastı.

Asansör aynı zamanda hareket etmeye başladı. Çokta uzun sürmeyen bir zaman sonra durduk. Kapılar açıldı ve tekrar siyah bir koridor karşımıza çıktı.

Koridorun rengine zıt renkte çerçevelrre sahip olan resimler, duvarlara özenle yerleştirilmişti. Bazılarında tarih ayrıntısıda vardı.

Ben duvarlari incelerken koridorda sağ tarafa döndük. Virajı normal alamadığımdan neredeyse duvara giriyordum ama kendimi durdurabilmiştim.

Sağ tarfa döndüğümüzde, hemen yanımızda ki kirişte bulunan sensöre tekrardan yüzüğünü gösterdi. Esintiyle eş zamanlı olarak, yüksek desibel bir ses yükseldi. Changmin sesi duyduktan sonra yürümeye devam etti. Bizde peşinden gittik.

DEAD CİTY- FİRST TİMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin