BİR KÜÇÜK MUTLULUK

51 7 19
                                    

Sabah uyanıp hazırlandığımda Ege çoktan gelmişti bile ben bu kadar okulu sevdiğini bilmiyordum arabaya bindiğimde yüzü gülüyordu ya da öyle görünmeye çalışıyordu bir anda radyoyu açtı Murat Boz "JANTİ" çalıyordu bizim sevdiğimiz sanatçılardan biri idi MURAT BOZ....
Okula vardığımızda Begüm ve Damla yanımıza geldiler "Geçmiş olsun" dediler. Gerçi onlardan hiç beklemediğim bir hareketti böyle zenginlerin de kalbi varmış Ben de onlara" Siz  nerden öğrendiniz?" dedim. Begüm "Sınıftakiler söyledi" dedi. Ege Begüm'e
"Ne ne söylediler"
"Sizin hastanede olduğunuzu"
"Başka bir şey demediler mi?"
"Yook tekrar geçmiş olsun" dedikten sonra gittiler. Onlar gittikten sonra Ege'ye "Neden söylemedin?"dedim Bana "Bilmem" dedi gerçi nasıl ve niye söylesin ki?? Belki de hazır değildi onu anlayabiliyordum birkaç dakika sonra Begüm ve Damla tekrar yanımıza gelip "Özür dileriz bi biz bilmiyorduk Allah rahmet eylesin başınız sağolsun" dediler Ege onlara "Sağolun dostlar sağolsun" dedi. Neden bilmiyorum ama bu kızlar zengin oldukları kadar iyi kalpliydiler bana göre bence bunlardan iyi bir dost olurdu tabi bizim dosta ihtiyacımız yoktu ben ve kardeşim birbirimize yeterdik ...
Okul çıkışı arabada iken Ege "İyi insanlar aslında" dedi. Ben de ona "Aynen katılıyorum" dedim. İkimiz de anlamıştık onları galiba. Aslında zenginler genellikle -tabi Ege hariç- kötü olabiliyorlardı. Ama bunlar farklıydı bana göre hem bunlar okulda hiç övünmüyorlar ama tanıdığım birçok kişi bana göre baba parasına güveniyordu. Bunlarla kafamı yorarken bir anda Ege arabasını başka tarafa sürdü bu yol yurdun yolu değildi emindim nereye gittiğimizi sorduğumda "Sürpriz" dedi. Bir anda kendimi kahvehanenin önünde buldum. Niye grlmiştik ki aslında tuhaf olan şey kahvehanenin boş olmasıydı. Ege hemen arabadan inip poşetleri çıkardı cips kola çikolata gibi şeyler vardı. Ege kumandayı alıp kahvehanenin televizyonunu açtı futbol maçı vardı inanamıyorum ya bu beşiktaş kupa maçıydı. Ege bana "Babamın vefatından sonra bir anda maç aklıma geldi ki bence sende maçı düşünüyordun yanılıyor muyum? " dedi . Ben de "Hayır" dedim. Neyse maçı izledik gerçi derbi gibi olmadı ama kardeşim benim için kahvehaneyi kapatmıştı. Benim için bu kadar uğraşmıştı ona çok teşekkür ettim ha bu arada maç 2-0 Beşiktaş'ın oldu. Sonra beni yurda bıraktı bu gece için ona çok teşekkür ettim yarın görüşmek üzere ayrıldık.

BEGÜM'DEN
Okul çıkışı biz Damla ile sinemaya gittik bir korku filmine. Film sırasında korkunca çok bağırmıştık herkes rahatsız olunca daha filmin başlarında kovulmuştuk biz de umursamayıp alışveriş yapmaya koyulduk. Bilirsiniz kızların en sevdiği şeylerden biridir alışveriş hele de o kişi Damlaysa...
Neyse alışverişten sonra onu eve bırakmak istedim ama o gezmek için ısrar etti ben de kıramadım akşam saatlerinde İzmir'in sokaklarını gezdirdim ona bir kahvehanenin önüne geldiğimizde durdum bu içerdekiler Yiğit ve Ege değil miydi?? Burada ne işleri vardı ki?? İçerden bir anda bağırış sesleri duyduk içerde ne olduğunu merak edip gizlice içeriyi gözetledik  en sonunda maç izlediklerini anladık  birkaç dakika sonra oradan ayrıldık çünkü galiba onlar da çıkacaklardı. Damlayı eve bırakıp kendi evime gelince uzanıp düşündüm dışarıdan hiç belli etmeyen insanlar kendi içerlerinde neler yaşıyorlardı bunları düşününce uyuduğumu sabah alarmın çalması ile anladım hazırlanıp okula gitmek için arabama bindim Damla'yı almadım çünkü babası ona BMV almıştı ve keyfini çıkarmasını istemiştim. Okula gelince o çocukları gördüm gayet mutlu ve neşeliydiler ben onları ilk defa böyle görüyordum belki de gece futbol maçının etkisinde kaldılar malum erkeklerin çoğu futbolu çok sever derste bir anda gözlerim onlara kaydı dersi çok dikkatli dinliyorlardı. Yiğit zaten yani gözlemlediğim kadar başarılı ve dersi yerinde dinleyen biriydi ama Ege için aynı şeyi söyleyemezdim yani şu ana kadar şimdi o da pürdikkat derse konsantre olmuş durumdaydı...
Okul çıkışı her zaman olduğu gibi yorucu geçiyordu e nasıl yorucu olmasın ki 8 dersten sonra gel de eve git böyle düşünürken yanımdan  Ege ve Yiğit geçiyordu Ege'nin  bir ara Yiğit'e "Yurda şimdi mi geçmek istersin?" diye sorduğunu duyunca şaşırmam ani oldu ne demişti o yurt mu yetimhane yani arabama binip eve gittim yüzümde hala şaşırmış bir ifade vardı neden bu kadar abarttıysam bende alttarafı yurtta kalıyordu ama öyleyse bu çocuğun ailesi yo yok muydu o ol olamaz ya acaba kaç yıldır böyle bir durumdaydı empati yapmaya çalışsam da ben böyle bir duruma dayanabileceğime inanmıyordum. Yiğit eğer böyle bir şey yaşamışsa ki umarım ben yanlış anlamışımdır ama eğer böyle bir şey yaşamışsa demek ki bu çocuk çok güçlü ve hayata tutunmayı çok iyi bilen biridir. Gece yatağımda uzanınca bunları düşünürken ağladım bu çocuk daha 17 yaşındayken bu acıları yaşamıştı acaba onun yerinde başka biri olsa da böyle güçlü olabilir miydi?????

ARKADAŞLAR UMARIM BU BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR YORUMLARINIZI BEKLİYOR VE HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUMM

ACI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin