S.M4

56 3 2
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda herzamanki gibi beyaz tavanla karşılaştım. Bugün eski arkadaşlarımla buluşucaktım. Ama bana tarif ettikleri yer şu ana kadar sürekli duyup ama giremediğim yerdi. Bugün cesaret edip o sokağa girecektim. Şimdiye kadar hayatımda hiç o sokakta duyduğum şeyleri yapmamıştım. Veya  biriyle bıçak bıçağa kavga etmemiştim. Tüm bu yapmadığım şeyler o sokakta hergün duyulan ve yapılan şeylerdi. Yani en azından çevremde anlatılanlara göre. Tavana bakan gözlerimi yanımdaki ahşap renkteki komidinin üstündeki telefonuma çevirdim. Bugün neden bilinmez ama fazlasıyla uyuşuk hissediyordum kendimi. Telefonu elime aldığımda saat 9:30'a yaklaşıyordu. Fazla vakit harcamadan banyoya geçtim. Ve elimi yüzümü yıkadım. Odaya geçince siyah eşofmanımı ve beyaz V yaka tişörtümü giydim. Uzun, bir sürü motif bulunan koridoru geçip mutfağa geldim. Buzdolabının kapağını açıp şöyle bir göz attım en sonunda şeftalili bir meyve suyu ve vişne reçelini aldım. Annemin zevki olan mutfak masası ahşap renkteki masaya oturdum aç karnımı doyurmak adına vişne reçelli ekmeğimden büyük bir ısırık aldım. Böyle böyle en sonunda doyduğuma kanaat getirip dolaptan aldıklarımı yerine koydum. Ve ahşap masayı yüzeysel olarak sildim.  

Ben her zaman düzenli ve titiz biri olmuştum çoğu erkeğin aksine. Annemgille evimi ayırmadan önce annem bu huyumu çok severdi. Aslında hala da seviyor. Ara ara evime geldikce  memnuniyetle karşılıyor. Evde genel bir temizlik yapıyordu. Annem biraz sosyete gibi görünsede aslında tam bir ev hanımıydı. Yani kısaca evde ev hanımı dışarıda iş kadını gibi.

Mutfaktaki işim bitince salona geçip saate baktım daha arkadaşlarla buluşmaya vakit olduğu için önümdeki dergilerden birisini alıp incelemeye başladım. Üniversiteyi işletme ve ekonomi bölümünden bitirdiğim için derginin ekonomi bölümünden bazı şeyleri not aldım. Bölümümü gercekten severek okumuştum. Bunun iyi bir etkisi olarak notlarım gerçekten yüksekti.

Önümdeki notları toplayıp deste haline getirdim ve kucağıma alarak odama gittim. Odamda mavi dosyalara notları yerleştirip gardırobun karşısına geçip sürgülü kapagı kenara ittim.  Üst üste duran raflara bakınmaya basladım. Elime mavi bir tişört aldım altınada hardal sarısına kaçık bir kahverengi pantolon aldım. Onları yatağın üstüne koydum.

Banyo da dişlerimi fırçaladım. Dişlerim benim için gerçekten önemli.   Sonra tekrar odama geçip çıkardıklarımı giydim. Saçlarıma hiç dokunmadan salona geçtim. Buluşma saatine daha vardı ama yinede dışarıda oyalanma maksadıyla evden çıktım. Ayağıma beyaz sporlarımı giyip apartmandan çıktım. Bugün hava güneşli olduğu için yanıma aldığım güneş gözlüklerimi takıp nereye gideceğimi düşünmeye başladım. Önüme gelen fikirler bir hayli sıkıcıydı. Ama aklımda  yanan ampul gerçekten adrenalini içinde dolu dolu taşıyordu.
☠☠☠☠☠☠☠☠☠☠☠☠☠☠☠

Etrafa tekrar ve tekrar baktığımda buraya ait olmadığımı bir kez daha kabul ettim. Çünkü buradaki görüntü tek kelimeyle; berbattı!?

Yerde dünden kalma oldukları belli olan serseriler. Uyuşturucu veya alkolden -hiçbir fikrim yok hangisi olduğundan- kafayı bulanlar ve işlerini yatak odasında yapacak kadar sabrı olmayanlarla doluydu. Tanrım burası ve çevredekiler berbattı. Ve ben bu iğrenç sokakta sanırım... kayboldum. Kahretsin! Kahretsin ve birkez daha kahretsin!  Peki şimdi ne halt yiyicektim. Hiçbir fikrim yok kimseden yardım da isteyemezdim. Çünkü çevredekiler bana hiç arkadaş canlısı bakmıyordu. Bu bakışlarda ezilmeme ve ürpermeme sebep oluyordu.

Kafamı yukarı kaldırdım tanıdık birşeyler bulma umuduyla fakat yıkık dökük harabe evler ve evlerin arasında kalmış mavi gökyüzünden başka hiçbir nesne yoktu.

En sonunda pes edercesine omuzlarım çöktü. Ama aklıma gelen düşünceyle resmen mutlulukdan oturup ağlayacaktım. Telefonumu çıkartıp rehberden Ardıç ismini buldum hiç vakit kaybetmeden arama tuşuna bastım. Bir kaç çalıştan sonra neredeyse ümitsizliğe kapılıp sıkıntılı nefesimi dışarı bırakırken telefondan gelen sesle gözlerimdeki parlama sönmeye meyilliyken bir anda gözlerimde adeta ışık şöleninin olduğunun farkındaydım.

SİYAH MELEK#wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin