S.M5

20 1 4
                                    

-Ben dövüş kursuna geri başlamak istiyorum.

Evren gözlerini büyütüp bana bakmaya başlamıştı. Bir anda hiddetle ayaklandı.

-Sen ne dediğinin farkındamısın? Geberip gitmekmi istiyorsun?

Ellerini oradan oraya savurup sağa sola gitmeye başlamıştı. Birşey demeden sadece izledim, izledim ve yine izledim. Benim birşey demememin onu daha da çileden çıkardığının farkındaydım. Ama eğer bende karşılık verirsem işler daha karışacak ve biz onunla tartışmaya girecektik ki bu en son bile istediğim birşey  degildi.

-Lanet olsun bunu iki defa denedin ve tahtalı köyü boyluyacaktın. Olmaz bu defa olmaz bir kez daha aynı şeyleri yaşamana izin veremem.

Ben kafamı yere eğip parkelere bakmaya başladım. Onu dinlemiyormuş gibi göründüğümün farkındaydım ama görüntümün aksine onu dinliyordum. Onun sözlerine daha fazla devam etmesine izin vermeden bu kez sinirle ben araya girdim.

-Evet! Bende farkındayım bende olmadığının farkındayım ama...

Bundan sonrası gerçekten utanç vericiydi. Ona nasıl söykerdimki nedenini.
Ellerimi zaten dağılmış olan saçlarıma daldırıp daha fazla dağılmasına sebep oldum.

-Ama ne? Söylesene bu kadar ölümcül bir karar almana sebep ne? seni bu kararı vermeye iten ne? Ne! Ne! Ne!

Başlarda sakin çıkan sesi sonlarda yükselmişti. Onun bana bağırması gerilen sinirlerimi daha fazla tetiklemişti.

-Ne biliyormusun? Bugün bir erkek olmama rağmen o adamların elinden kurtulamadım. Ama bir kız inanabiliyormusun bir kız beni kurtardı.

Ellerimi iki yana açıp kendimi gösterdim.

-Beni bir kız kurtardı. Bu ne kadar utanç verici bir durum biliyormusun? Hiç hissettinmi bu duyguyu Evren ha? Hissettinmi? Ama ben hissettim kendimi savunamadım bir kızın korumasına muhtaç kaldım bunun nasıl bir duygu olduğunu bilemezsin. Çünkü sende diğerleri gibisin güçlüsün ve kendini koruyabiliyorsun. Dövüşebiliyorsun. Ve en önemlisi benim gibi ümidini kesip onların işkencesinin bitmesini beklemiyorsun. Ben orda o kız gelmeden önce tüm ümidimi kesmiştim sadece bekledim... bekledim tüm o yaptıklarının bitmesini istedim.

Biraz önce bana kükreyen Evren şimdi hiçbir şey demeden oturmuş beni dinliyordu. Oda biliyordu haklı olduğumu. Ben iki defa denememe rağmen dövüşmeyi öğrenememiştim. Üstelik antremandada çoğu kez dayak yemiştim. Ve yinede eğitmenden durmamasını isteyip öğrenmek için inat etmiştim. Yine ve yine dayak yemiş hastanelik olmuştum.

Bir daha denemeyeceğim dememe rağmen yine yeni yeniden deniyecektim. Ve bu konuda kendimi haklı bulmuştum. Hangi erkek dövüşemezdi ama değilmi. Ama işte kaderin cilvesine bakın ki o kadar erkek içinde kader beni seçmiş en iyi dövüşemeyen erkek olarak ilan etmişti.

-Haklısın. Ama...

Evren çaresizce nefesini verdi. Cümlesini tamamlaması için onu teşvik ettim.

-Ama

-Ama sana değer veriyorum. Evet bunu göstermiyorum, göstermekte istemiyorum açıkcası. Herneyse işte ben yine o hastanedeki günlerimize dönmek istemiyorum.

Evrenin yanına oturdum. Kafam yere eğik iki bacağımın arasına sıkıştırdığım ellerime bakıyordum.

-Evren bu kez zevk için değil bu kez incinen gururum için öğrenmek istiyorum. Şu halim için öğrenmek istiyorum.

Evrenin omuzları pes edercesine aşağı çöktü. Kafasını yana çevirip yüzümdeki yara ve morlukları incelemeye başladı.

-Peki sana engel olmuyacağım. Hatta arkanda destekçi olucağım ama en azından yaraların iyileşene kadar bekle sonra eğitim için araştırma yaparız.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAH MELEK#wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin