Arabanın durmasıyla hastaneye geldiğimizi anladım. Başımı kaldırdım ve camdan dışarı baktım. Bu hastanede benim ilk aşık olduğum , kollarında huzur buldugum, gülüşüyle güneşi kıskandıran adam , benim babam vardı. Sorun hastanede olması değil orada cansız bir şekilde gülmüyor olmasıydı. Bu düşünce beynime çekiç yemişim gibi çakıldı. Omzunda hissettiğim elle arkamı döndüm. Abimin yüzündeki destekleyici ifade ile ona sarıldım. Oda sanki kaybolacakmışım gibi sıkı sıkı sarıldı. Ve arabanın kapısı açıldı. Dışarı çıktık. Yanımızda ki şoförle hastaneye girdik. Şoför bir görevliyle konuştuktan sonra yanımıza geldi ve" Anneniz birazdan gelir efendim."dedi. Biz orada beklerken karşıdan annemin geldiğini gördüm. Benim annem sert, soğukkanlı , işkolik, duygularını belli etmeyen biridir. Oysa ki şimdi bir yıkımdan farkı yoktu. Bizden çok işine ilgi verirdi. Bize oldukça az zaman ayırırdı. Yanımıza geldiğinde ona sarıldım. Aramızda çok güçlü bir bağ yoktu fakat bu durumda o belkide bana yardım edebilecek sayılı insanlardandı. Ben ona sarılırken onun bir tepki vermemesi beni şaşırttı. Ondan ayrıldım. Abim" Anne durum ne?"dedi. Annem ise gelin der gibi eliyle işaret etti. Anlamasamda peşinden gittik. Ve bir kapının önünde durduk. Annem bize döndü gözlerine baktım ve hüzünle gözleri dolmuştu. " Bu kapının arkasında babanız var...." öylesine zorlukla konuşuyorduki şaşırmıştım. Çünkü annem asla gevelemez ve ne diyecekse direk söylerdi. "Onu kaybettik. Ve o bu kapının ardında duruyor. " dedikten sonra gözlerinden yaşlar döküldü.
Bu kadar mıydı yani?
'Onu kaybettik'le herşey biti mi?
Öylece ansızın ? Bir anda?
Abimin beni kolunun altına almasıyla hıçkırık atması bir olmuştu. Ben ne ağlıyor , ne konuşuyor, nede bir tepki veriyordum. Annemin söylediklerini daha kavrayamamış, anlayamamıştım.
Bir an terler içinde uyanmayı herşeyin bir rüyadan ibaret olmasını isterdim.
Herşeyin dinlediğim bir hikâyeden ibaret olmasını dilerdim.
Düştüm ve kalkmak istiyorum.
Dahasında ise beyaz önlüklü biri yanımıza geldi ve bize üzüntü ile karışık bir tebessüm gösterdi. Ve bize eğilerek "Çocuklar geçmiş olsun . Size babanızı göstermemi ister misiniz? " diye sordu. Fakat ben ne diyeceğimi bilemiyordum. Babamı görmek ona kocaman sarılmak , o ışık saçan yüzüne öpücük kondurmak , kokusunu içime çekmek istiyorum. Ama bunları son kez yapar gibi yapmak istemiyorum. Ben her zaman ona sarılmak , ışığıyla aydınlanmak , sevgisiyle ısınmayı istiyorum.Üşümek , karanlıkta kalmak istemiyorum .
Ben eksik kalmak istemiyorum aslında...
Başımı salladım ve abime baktım . Kapı açıldı ve annem içeri girdi. Abim benim girmem için hafifçe itti ama girmedim. Çünkü kapı açıldığı anda bir soğukluk yüzüme çarptı. Ne yani benim ısı kaynağım burada mıydı? Üşüyor muydu? Yalnız mıydı? Bunların cevabını biliyordum. Çünkü benim içim buz tutmuştu. Demekki benim babacığım üşüyordu.
Bu düşünce ile tekrardan gözyaşlarım döküldü hem buz tutan içime hem de babamın binlerce öpücüğünün olduğu yanaklarıma. Bir adım attım , bir tane daha ve bir kaç tane daha.
Kesinlikle babam üşüyordu . Yada bunu hissediyor muydu ki?
Ve bir kapağın açılma sesi gelmişti. Sesin geldiği yöne baktım. Bakmak istemiyordum . Babamı bana gülmeden bakmasına dayanamayabilirdim. Fakat onu yinede görmek istiyor ne halde olduğunu bilmek istiyordum. Ve doktor kapağını açtığı yere elini uzatarak benim babamı çıkardı. Onlar ne hakla benim babamı buraya koyarlardı? Üşüyordur belki. Lütfen doktor amca o benim babam o üşümesin. O benim sırtımı dayadığım duvarım. O yıkılırsa ben o enkazın altından kalkamazdım. O... benim ... babam.
Ve üstünde beyaz çarşaf olan babam gözümün önünde idi artık . Ona donuk bakışlarımı atarken. Annem ferhat ediyordu. Abim sessizce ağlıyordu. Büyük ihtimalle bana yansıtmak istemiyordu. Yavaş yavaş babama doğru giderken bende ağlamaya başladım. Ama sessizce. İçimdeki fırtınayı dışarı yansıtmak istemiyordum. Çünkü babam ağlamamı sevmezdi. Elimi babamın eline uzattım. Ve hızla geri çektim. Eli çok soğuktu . Başımı kaldırdım ve doktor amcaya " Babam çok üşümüş onu neden buraya koydunuz?"dedim. Bana ne cevap vereceğini bulamıyor gibiydi. Babamın üstüne göğsümü koydum ve sessizce" benim babam çok üşümüş . Bilseydim obun için kalın birşeyler getirirdim." Ağladım bu sefer seslice ağladım. Çünkü babamın beni duymadığını artık biliyordum. Hadi ama baba öylece bırakmazsın beni. Bana beni bırakmayacağını söyleyen sendin oysaki. Sen sözünde dururdun.
Kapının kapanma sesini duyduğumda irkildim bir an. Annem gitmişti. Abim yanıma gelip gitmemiz gerektiğini söyledi. Bana bunu nasıl söylerdi? Babamı burada böyle bir soğukta bırakıp nasıl giderdim?
"Ama abi babam?" "Güneş durumu zorlaştırıma. Hadi kardeşim?"dedi ve elimden tuttu ,beni dışarı çıkarmaya çalıştı. Arkama baka baka gidiyordum. Ve doktor babamı oraya geri koyarak kapağı kapattı .
İşte onlar için olay bundan ibaretti . Günde buraya birçok kişi koydukları için onlar için basitti artık . Ama ben hergün yürüyüşüne, yemek yiyişine, gülüşüne , her hareketine özendiğim adamı , babamı kaybetmiyordum.
Ben benliğimi kaybetmiştim aslında.
Dışarı çıktığımızda annem bir sandalyeye oturuyordu ve ellerini dizine koymuştu. Yanına gittik ve başını kaldırdı . Gözleri bomboştu . Hiçbirşey ifade etmeksizin bakıyordu. Abim ona" Hadi anne kentine inelim." dedi. Annem de başını salladı ve yürümeye başladı. Kantine geldik ve bir masaya oturduk . Annem ben ve abimin karşısında oturuyordu. Başını kaldırdı ve bana baktı . "Nasıl oldu?"dedi. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum . Herşey birkaç saniye içinde olmuştu. "Nasıl olduğunu anlamadım anne. " dedim. Ve ona baktım gözlerinde ki öfkenin varlığını gördüm. "Onun yanında olan sendin bize nasıl olduğunu anlat. "Şaşkınlıkla anneme baktım . Bu durumda bunun sırası değildi bence fakat yinede olanları söyleyecektim. "Babamla teresa çıktık ve incirleri gördüğümde canım istemişti. Bende babamdan bana birkaç tane koparmasını istedim oda ayağa kalktı . Ben bir kaç saniyeliğine arkamı döndüğümde ismimi bağırmıştı ve... döndüğümde orada yoktu."dedim. Anneme baktım ve bomboş bir şekilde bana bakıyordu. Bir anda ayağa kalkması ve yanağımdaki acıyı hissetmem bir oldu. Şaşkınlıkla yüzüm yana kayarken abimin ayağa kalktığını gördüm . "İncirin batsın senin . Babanın orada olması senin hatan." dedi . Bunlar beynimi delerek girerken, anca kavrayabildim.Aslında doğruydu. Kendimi öldüren bendim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sözde İntikam
Teen FictionHerşey iki dostun kavga etmesiyle başladı. Ortaya çıkan intikam duygusu aslında belrisiz bir aşkın başlangıcıydı. Kim bilebilirdi ki Ayaz'ın ebedi kışına doğacak Güneş'in intikam sebebi olduğunu. Aslında ikisi birbirlerinin tam tersi idiler. Güne...