Muhtemel Aşk : Kader

'''''1'''''

" İstemiyorum! !"

Ellisini geçkin yaşı kadar yüzünde ciddiyeti her bir çizgisine sinmiş adama gözlerini kırpmadan bakarken çenesi kasılmaktan dişleri gıcırdıyordu.
Adamınsa varla yok arası istihzalı gülüşü dudaklarının sol köşesinden kıvrılıp düşmüştü.
Elinde gelişi güzel aheste aheste salladığı fincandaki kahvesinden son yudumunu alıp önlerindeki cam sehpaya koydu.
Sağ bacağını solunun üzerine atıp ellerini dizlerinde kavuştururken diğerinin kırpmaksızın üzerinde gezinen öfke  dolu bakışlarına daha geniş bir gülümseme sundu.
Dudaklarında hala o istihza ile diğerinin sınırlarında geziniyordu.

" Kahveni soğuttun."

Sinirle bacak bacak üstüne atıp kolunu siyah deri koltuğa hışırtı eşliğinde yaslarken gerilen sinirlerini bir an olsun yatıştırmak için şakaklarını ovdu genç adam.

" Senin kahveni de seçtiğin kızı da istemiyorum."

Gülümsemesi gittikçe genişleyen ihtiyar adamın dudaklarındaki istihza, sözlerine ve dahi gözlerine de yayılmıştı.

" Erkek de bulabilirim."

İhtiyar adamın ölçüsüz bulduğu sözlerine sertçe yüzünü çevirdi.
Kasılan çenesi başındaki ağrıyı şiddetlendiriyordu.

" Kız veya erkek..
Senin seçtiğin her ne cins olursa olsun sen seçtiğin için onunla evlenmek istemiyorum.
Zaten sizin istediğiniz okullarda okudum ve yine sizin istediğiniz üzerine sizin şirketinizde çalışıyorum.
Hayallerimden sizin yüzünüzden vazgeçtim. Sizin yüzünüzden en sevdiğim insanın ölürken yanında olamadım."

Adamın aniden ciddiyete bürünen yüzü ile oturuşu da değişmiş ellerini çözmüş ve karşısındaki genç gibi kolunun tekini siyah deri koltuğa yaslarken diğer elinin işaret parmağını tehdit edercesine diğerine doğrultmuştu.

" Sakın!
Sakın o kadının lafını etme bir daha."

Genç kendisini tehdit eden işaret parmağına odaklanan gözlerini diğerinin hiddet yayılan gözlerine doğrulttu.
Yüzüne belli belirsiz buruk bir gülümseme yerleşmişti.

" Zaten öldü.
Bahsedecek neyi kaldı?!"

Yaşlı adamın silikleşen hiddeti ile parmağı da inmiş ve kontrolsüzce dizine düşmüştü.
Genç diğerinin beklenmedik anda düşen savunmasını fırsat bilerek atağa geçti.

" Evliliğime de müdahale etmenize izin vermeyeceğim.
Gerekirse şu kapıdan çıkarım ve karşıma kim çıkarsa onunla evlenirim de yine de sizin bulduğunuz kişi ile evlenmem.
Babam olduğunuz için bunca zaman isteklerinize uydum.
Ama evliliğim olmaz.
Evime karıştırtmam."

Daha fazla dayanamayarak oturduğu koltuktan kalktı.
Geniş odada bir kaç adım sonra geniş ahşap kapıya ulaştığında diğerinin sözleri ile durdu.

" Buna izin vermem."

Eli kapının kulpunda iken diğerinin istihzalı gülüşünü kendi yüzüne takındı.

" İzin isteyen kim?!
On dakika içinde alışveriş merkezinde karşıma ilk çıkan kişi ile evleneceğim.
Kim olursa olsun.
Ne olursa olsun.
Kendi seçtiğim kişi ile evleneceğim.
Ve babacığım sizin aksinize onu mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
Üç beş sütü bozuğun lafına kanıp onun
yalnız başına ölmesine asla izin vermeyeceğim."