"Melisa neden ağladığını madem anlatmıyacaksın. Konuşmayacaksın. Ben konuşurum. Bizim Filiz öğretmen var ya türkçeci o beni delirtiyor. Sınavdan 84 almışım. Bir puan verse günaha girecek sanki. Matematikten de 100 aldım. Sözel konuları anlamıyorum. Hele ki sosyal bilgiler bana ölüm gibi geliyor. Yasemin öğretmen tam bir kırık. Geçen gün elime cetvelle vurdu. Niye vurdunuz diye sordum. Canım istedi dedi. Gerçekten manyak bir öğretmen. Sabrediyorum. Okulun bitmesine az kaldı. Hadi sana kendimi anlatayım. Ben aslen Kastamonu/Tosyalıyım. Meltem diye kardeşim var. Çok cadoloz ama kıyamıyorum. Annemle hiç anlaşamıyorum. Babamla her gün kavga dövüş bıktırdılar. Notlarım güzel olduğu halde daha da güzel bekliyorlar ne yapayım 100 yerine 140'mı alayım anlamadım gitti."
"Aydın konuştukça sinirlerim bozuluyordu. Ama konuşmuyacağım dediğim için susuyordum. Biraz daha kendinden bahsederse imdat diye çığlığı basacaktım. Sinirlerim bozukken biriyle oturup konuşmayı sevmem sadece kendi halime bırakılmayı severim. Beni kantine getirdiği gibi susmuyorda. Aydından hoşlanıyorum evet ama sürekli kendini anlatması da beni delirtiyor."
Melisa: Aydın!
Aydın: Efendim.
Melisa: Sus.
Aydın: Neden?
Melisa: Kendini anlatan insanları sevmem.
Aydın: O zaman sen anlat bir şeyler.
Melisa: Tiyatro ekibine almadılar beni. Kafkas ekibindeyim. O yüzden ağlıyordum.
Aydın: Niye bu kadar etkilendin ki sonuçta tiyatro o kadar da mühim değil.
Melisa: Tiyatro benim hayatım. Sen ne dediğini biliyor musun? Resmen hayatını bırak diyorsun.
Aydın: Özür dilerim. Bu kadar değer verdiğini bilmiyordum.
"Tekrar sustum. O sırada tenefüs zili çaldı. Millet akın akın aşağıya iniyordu. Kantinde sıra oluşmuştu. Millet sanki sadece bize bakıyor gibi hissediyordum. O sırada Büşra geldi. Benim niye derse girmediğimi sordu. Bende Tiyatro değil Kafkas ekibinde kaldığım için ağladığımı. Derse geç kaldığımı söyledim. Sonra Aydın'a baktı. Gülümsedi."
Büşra (Zuzu): Müsadenle arkadaşımı senin yanından alacağım.
Aydın: Tabii.
Büşra (Zuzu): Teşekkürler. Hadi Melisa bahçeye çıkalım.
Melisa: Tamam geliyorum.
"Aydın'a çay için teşekkür edip Zuzunun yanına gittim. Bahçede yürüyorduk. Zuzum sordu.
Zuzu: Sen bu çocuktan hoşlanıyor musun?
Melisa: Hayır zuzum nereden çıktı bu.
Zuzu: Çünkü yanakların olduğundan daha çok kızarmış.
Melisa: O nereden çıktı.
Zuzu: Senin yanakların sinirlenince, üzülünce ve utanınca çok kızarıyor. Aydın'ın yanındayken kıpkırmızıydın. Ağladığın zaman yüzünün rengi gidiyor. Ama kıpkırmızıydın. Domates Melisa diyerek gülmek istedim. Yanında Aydın var diye sustum.
"Zuzu bunu söyleyince ellerimi yanaklarıma götürdüm. Sonra bütün yüzümü kapattım. Çok utanmıştım. Eğer gerçekten böyleyse Aydın ondan hoşlandığımı anlamıştır. Of!"
Zuzu: Çek ellerini yüzünden. Çok belli ediyorsun. Kapının orada duruyor Aydın.
Melisa: Sınıfa çıkalım lütfen. Çok utanıyorum. Ayrıca evet Aydından hoşlanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK "BENİM" (6 YIL SONRA)
RomanceYAŞANMIŞ BİR HİKAYEDİR. 6 yıl sonra karşımda duruyordu. Kalbim hızlıca atıyordu. Mideme ağrılar girmişti. Bir insanın gülüşü hiç mi değişmez. Bakışları hala aynı. Nereden çıktı nasıl oldu. Yıllar sonra tekrar karşımdaydı. Uzunca bakıştık. Eskiler gö...