Uçurumun Sonunda

Gerçekler

"Benn Aslıya deliler gibi aşıktım oda beni seviyordu hemde çok. Ama benim çok yakın arkadaşım Tarık babamın imrendiği çocuk Aslıyı seviyordu .Aslı yürüyemiyordu tekerlekli sandalyeyle ilerliyordu . Bir gün bizim çok sevdiğimiz bir göl vardı bu göle gidip konuşurduk o gün cok güzel geçmişti taki Tarık gelene kadar geldi ve Aslıya ben seni seviyorum dedi . O çok utangaç bir insandı arkasından bağırıyordu seni seviyorum diye bende Tarığa yumruk attım o sırada o yolun ortasına gelmişti bize bakarken araba geldi ve Aslıya çarptı ben Tarığa yumruk atmasaydım o bize bakmazdı . Ben ızdırap çekerken Tarık kendini kitaplaara vermişti . Nede olsa o çok iyi bir çocuktu değil mi? Ben İzmirden gittim çok uzaklara Ankaraya İstanbula ama o benim peşimi bırakmadı . Sen ona benziyorsun Mayıs ona herşeyin bakışın gülüşün saçlarının kokusu sert mizaçın senin üzerindeki cekeeti ben örttüm çünki biz Aslıyla sahilde tanısşmıştık . Sana öyle yapmamın sebebi de seni kıskanmam seni seviyorum ama seni Tarıktan kıskaniyorum çünki sen ona benziyorsun"

"Haklısın yaşadıkların kolay değil ama bunu bana ödetme Uzay tek sen acı çektin değil mi ben dört dörtlük bir hayat yaşıyorum sanki . Ben annemi hiç görmedim Uzay hiç benni doğururken ölmüş . Peki babam dersen kendi doğum gününde öldürüldü. gözümün önünde aşık olduğum adam öldü şerefsizin teki babmı tehtid etti ya seni kızının önünde tecavüz ederim ya da ölürsün diye hayattaki tek varlığımı gözümün önünde öldürdüler bana Tarık yardımcı oldu annemin arkadaşı Melek hanım bana bakıyor anlıyormusuun .ama ben neden zarar vermiyorum sana. babama benzemediğin içinmi .illa benzemen mi laazim .kötüsün Uzay kendi kötülügün içinde boğuluyorsun ve böyle yaptıkça kimse sana yardımcı olmıycak.

Ve adam dediki sana baktıkça engin denizlerde boğuluyorum...