Forgive Me

26 4 2
                                    

Benim hikayem çok uzun zaman önce karanlıkta parlayan yıldızımı gördüğüm zaman başladı.

Ay ve güneşin küstüğü bu dünya da uzun bir zaman yaşayacağımı bilsemde en vahşi dürtülerle doğmuş, yok etmek için yaratılmış, bir canavardan bile daha igrenç olan, duygu nedir bilmeyen ben...

Bu uzun ömrümü nasıl harcamam gerektiğini bilmiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

Öldürmek için doğan ben tüm bu günahların altından nasıl kalkacağımı bilmiyorum.

Karanlık ormanda oturmuş avımı bekliyorum.

Dişlerimde ki kan tadını hissediyorum.

Bu acımasız dünyada beni yaratan tanrıya lanet ediyorum.

Günahkar bedenim sarsılıyor. Kana boyanmış gözlerim kararıyor.

Bir çıkış arıyorum.

Yaşamak neden bu kadar zor. Böyle yaşamak istemiyorum.

Canavar olarak doğan ben kendi benliğimden nefret ediyorum.

Kana susamış bu ellerden kurtulmak istiyorum.

Tanrıma lanet ediyorum.

Canavar olmak istemiyorum.

Tahtında oturan tanrı duydu tüm bunları.
Canavarın haykırışlarını.

Acıdı tek bir seferliğine
İnandı canavarın kana bulanmış kalbine.

Belkide sadece canı sıkılmıştı
Kullandı hileli kartlarını.

Ama tanrıydı bu
Eğer verirse umudu
Alırdı mutluluğu...

Önümdeki tanrıma baktım. Beni bu kabustan kurtarabilecek tek kişiye.

''Eğer kurtulmak istiyorsan seni kurtaracağım Chanyeol. Bu karanlıkta önünü görebilmen için sana hayatını aydınlatacak yıldızı hediye edeceğim. Ancak seni yarattığım gibi bırakacak, bana lanet etmenin cezası olarak kendi ellerinle yıldızını öldürmeni izleyeceğim. Sana aşkı veriyorum Chanyeol. En ölümcül cezayı..."

Canavar benliğim buna şaşırmıştı.

Aşk denen şey nasıl olurda en ölümcül ceza olurdu.

Beni bu karanlıktan kurtaracak yıldız benim elimden ölüme mahkûm olmuştu.

Şimdiden bağlandığım yıldızımı ölüme mahkûm edemezdim.

O masumdu,saf ve temiz...

Ona bunu yapamazdım.

Toprak kokusunu içime çekerek pençelerimi toprağa geçirdim. Tüm acımı çıkarmak istermişcesine kükredim.

Kara melek belirdi kayanın ardından. Güldü halime, acınası bakışlarını gezdirdi üzerimde.

Yalvardım kara meleğe yıldızım ölmesin diye.

Kara melekte acıdı halime lanetini saldı üstüme.

"En ölümcül ceza gerçekleştiğinde yıldız ölmeden önce senin ölmen dileğiyle"

Rahatladı az da olsa kana bulanmış kalbim. Yıldızımı kendi ellerimle öldürüp karanlığa gömülüşümü izlemektense kendi aydınlığımda yıldızımın ışığında karanlığın olurum.

Bu canavar ruh ölse de bir şey olmaz. Üzüleni yok bu ruhun. Etrafındakilere bela olmaktan başka çaresi yok bu bedenin.

Benim sevenim yok.

Eğer bir gün en ölümcül ceza gerçekleşirse -ki umudum yok-kendi ölümüme yol açarım.

Ölümden korkum yok gerçi.

Artık tek korkum bu canavar ruhun tek yaşama sebebi olan şeyi yıldızımı öldürmek.

Kaldırdım gecenin hüküm sürdüğü ve hiç ayrılmadığı gökyüzüne gece kadar karanlık bakışlarımı...

Sessiz gölgelerin şahitliğinde lanetledim kendimi. Daha doğmayan seni de karanlığıma dahil ettigim için.

Affet beni karanlığa ait olmayı ben istemedim...

Ve tam o anda kaydı tüm karanlığa inat parlayan yıldız.

Doğdu canavarın karanlık kalbine bir güneş misali.

İşte bu canavar ve yıldızın hikayesi.

Umudun habercisi.

Canavar ölmeden önce

Yıldız sönmeden önce

En ölümcül cezanın gerçekleşmesi dileğiyle...

En ölümcül cezanın gerçekleşmesi dileğiyle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Before The Last Star Burn Out Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin