Teach Me Love

34 2 2
                                    

"Hızlı ol Baek yine geç kalacağız. Bu seferde bizi derse almazsa artık sana tekme tokat girişeceğim haberin olsun."

"Tamam be işte hazırım. Dün akşam o son naneli yoğurtlu gofreti yememeliydim. Tüm gece hazımsızlık çektim."

"Oh olmuş sana. Daha hızlı yürü çabuk!"

"Minseok sana bir şey soracağım."

"Sor bakalım."

"Eğer birine aşık olursan onu öldüreceğini bilsen bile ondan vazgeçmez miydin? "

"Yani eğer aşık olursam seveceğim kişi ölecek öyle mi?"

"Evet tam olarak öyle. Ama şöyle bir durum daha var ki eğer o kişiye aşık olursan bu sefer ölen sen olacaksın."

"Baek bu ne biçim çelişki böyle. Mutlaka her iki tarafında ölmesi gerek gibi konuşuyorsun."

"Evet, her ikisinden biri mutlaka ölecek aslında aşık olacak olan en ölümcül ceza denilen şeyle cezalandırılmış. Bu yüzden üzerinde böyle bir lanet taşıyor. Ama bu cezanın ne olduğunu hala anlayamadım."

Minseok hızlı adımlarla yürürken hafifçe kıkırdadı.

"Bunun sebebi aşkı bilmemen Baek.
Aşk karşında ki için kendinden vazgeçmektir. Bu karşındaki için de geçerliyse işte aşk orada kalıcı olur.

Aşk aslında en büyük güven testidir Baek. İlk vazgeçen pişman olur. İlk vazgeçilen ise sevindirildiğine inandırıldığı için incinen. Aşk kirli bir iştir, geçtiği yerde ayak izlerini bırakır. Ama ilk vazgeçenin işi daha zordur Baek. O aşkı kandırabileceğini sanan bir aptal, her şeyden habersiz bir çocuk, aşk tarafından kendini olgunlaştırılmaya esir eden bir mahkumdur. O ancak acı çeker.

Uzun lafın kısası eğer konu aşksa sonuç hiçbir zaman kesin olamaz. Belki senin dediğin gibi ikisinden biri ölür. Bana kalırsa yaşayıpta bir ölüden farksız olacağına sevdiğin için canını vermek yaşamdan bile güzel bir ölümdür."

Minseok'un dediklerini düşündüm bir süre. Hafifçe kıkırdayarak koluna vurdum daha sonra.

"Sende ne şair duygulu bi aşık çıktın öyle. Seni alan yaşadı dostum."

Minseok kahkahalarla yanıtladı.

"Beni ne doktorlar mühendisler istedi de ben gitmedim tamam mı"

Kahkahalar eşliğinde yürümeye devam ederken profesörün istediği cevabı bulduğum için daha da keyiflenmiştim.

Cevap aşktı. Ah nasıl olurda son güne kadar bulamazdım. Cevap hep önümdeydi. Ben sadece onu göremedim. Seni bir başkası için ölmeye bile razı eden bir zehirdi bu. Önünde uçurum olduğunu bildiğin halde gözlerini boyayan bir sisti aşk. En ölümcül ceza olmaya yakışan ondan başka kimse olamazdı. Bir seri katildi o. Suçu başkalarının kalbine atıp ellerindeki kanıda göz yaşı diye kakalayan bir katil.

Profesörün kapısını tıklatarak içeriye girdim. Profesör beni görünce meraklı gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Sanıyorum ki cevabı buldun Byun."

"Evet efendim buldum."

"O halde seni dinliyorum genç adam."

"Cevap aşk efendim. Canavara verilen en ölümcül ceza aşktı."

Profesör yaşlı yüzüne birkaç kırışıklık daha ekleyerek güldü.

"Bulacağını sana söylemiştim Byun."

"Yani dersinizden geçtim öyle değil mi?"

Profesör keyfinin yerine geldiğini belirtircesine koltuğunda kıpırdandı.

Before The Last Star Burn Out Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin