Okulun karşısına park edip arabadan indik ve Tuğba ile göz göze geldik evet aynı sınıftaydık ama Furkan'la Buğra da bizim sınıftaydı,bu ikimizi baya zorlayacaktı. Eylül ayında olduğumuz için dışarının yavaşça soğuması gerekirken tam tersine hava gittikçe sıcaklaşıyordu.
Okulun müdürü tanıdıktı, babamla bu okulu çizmesi ve yaptırması için birkaç kez toplantıya girmişti ve sonradan arkadaş olmuşlardı, ben tabii ki o zaman lisedeydim.
- "Eveet üniversite ikii" diye bağırdım, amacım enerjiyi yükseltmekti çünkü şuan yerlerde sürünüyordu..
Tuğba başını iki yana sallayarak gözyaşlarını içine gönderdi.
-"Sen çocuksun hala..."
-"Ruhumuz öyle güzelim birileri gibi beynimiz değil."diye yapıştırdım-bir yerde okumuştum bunu- birkaç saniye durduktan sonra iki dakika laf sokmaya çalışıp sokamadığını anlayınca konuyu değiştirmeye çalıştı ve ben neredeyse gülmekten yerlere yatacaktım bana ters ters bakıp hızlı adımlarla okulun içine girdi arkasından yetişip kolumu omzuna attım ve;
- "Tripcanlık yapacağım diyorsun öyle mi Tuğba hanım?"
-"Öyle diyorum Almira hanım"dedi tirip atmaya çalışarak.
-"Trip atamıyorsun Tuğbacım bir ara gel de özel ders veriyim bu konuda..."
-"Olur vallaha ne zaman geliyim?" ikimiz de kıkırdadıktan sonra sınıfa girecekken Tuğbaya 'sakin ol' diye fısıldadım.
Furkan, Buğra,Oğuz ve Eren sıralara oturmuş sohbet ediyorlardı.( Oğuz ve Eren Furkan'ın Buğra kadar olmasa da yakın arkadaşları ,onları hiç sevmem davranışları çok iticidir ve okulda her gün birini döverler. Furkan onlarla beraber olunca onlar gibi davranır. )
Bir an ağlayacak gibi oldum ama daha ilk günde bunu yapmamalıydım biz sıraya çantalarımızı koyarken bir sessizlik oldu ama oraya bakmadan Tuğba ile sınıftan çıktık.
Tuğba'nın yüzüne baktığımda gözlerinden iki damla gözyaşı düştü ve ona sarılarak;
"Ağlamak yok(!).. onlar için artık gözyaşı dökmek yok(!).. anlaşıldı mı?.. dedim. Kafasını onaylarcasına salladı ve gözyaşlarını sildi dışarıda 10 dakika sessizce bankta oturduktan sonra zil çaldı.
-"İlk derse girmesek mi??"
-"Saçmalama Tuğba.. belki yeni erkekler gelmiştir." dedim biraz gözlerimi parlatarak Tuğba bana bakarak güldü.Aslında ben de derse girmek istemiyordum ama bugün derse girmezsem bir daha giremeyeceğimi biliyordum.
Oturduğumuz banktan kalkıp Tuğbayı da kaldırdım, okulun merdivenlerine kadar karşımıza çıkan erkekleri kestik ve merdivenlerden çıkmaya başladık; ne yani ikimiz de sapız sonuçta...
Sınıfın kapısı kapalıydı tamam ilk günden derse hocadan sonra girecektik ama Sabah dedikodusu falan da mı yapmayalım??
Kapıyı iki defa tıklattıktan sonra içeri girip hocadan özür diledik.Hoca Ömer hocaydı(Kel göbekli ve gözleri biraz zor görür.)
Yerime oturdum ve Tuğba da yanıma.. Aslında geçen sene Furkan ile ben; Tuğba ile de Buğra oturuyordu bazı istisnalar dışında, ama şimdi hep böyle oturacaktık...
Hoca tatilden çıkınca sorulan klasik soruyu sordu "Tatiliniz nasıl geçti?"
Ve sırasıyla anlatmaya başladı herkes, sıra bize geldi:
"Almira senin tatilin nasıldı."Çok güzeldi hocam ya işte.. tatilde sevgilimle neler yaşadık bir bilseniz onun beni aslında sevmediğini benimle oyun için çıktığını öğrendim bunu öğrenmemden iki hafta önce de arkadaşımla öpüşürken yakalamıştım ama salak gibi affetmiştim onu;çok güzeldi yani...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Hece "AŞK"
Novela Juvenil3 yıldır platoniği olan ve bir iddia uğruna kalbi kırılan bir kız Almira, Her daim yanında olan kendi kalbi kırık olmasına rağmen kalan sargılarını arkadaşına saran bir kız Tuğba, Yalandan nefret eden ve bu yüzden ailesinden kaçan asla pes etmeyen...