BÖLÜM 1

228 12 2
                                    

Her gün olduğu gibi penceremde tüneyen kumruların sesiyle aralandı kirpiklerim. Elim yorganı iterken yataktan sarkan ayaklarım da terlikleri buldu.Banyoya gelip yüzümü soğuk suyla yıkadım ve aynadaki yansımama gülümsedim.
"Günaydın yeni gün "
"Günaydın Almira" diye yanıt verdi yeni günün sesi...
Telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim,telefonumu elime alıp mesajlar bölümüne girdiğimde gördüğüm isim gülümsememe neden oldu;"Furkan"
-Günaydın aşkım..
Mesajı görür görmez parmaklarım hemen tuşlara basmaya başladı "Günaydın canım.."
Bu kadar heyecanlanmamın sebebi onun kaç senedir platoniği olarak gezmem idi herhalde. O zamanlar yüzüme bile bakmayan biri şimdi bana "Günaydın aşkım" diye mesaj atıyordu. Tamam kabul ediyorum o zamanlar bakılacak pek hâlim yoktu...
Yine bir mesaj sesiyle gözlerimi hemen telefonun ekranına çevirdim ve gördüğüm mesaj hemen üstümü değiştirmeme neden oldu;
"Bugün buluşalım mı?"

Hızlıca tuşlara basarak;

-"Tamam nerede buluşalım."dedim ve anında mesaj geldi;

-"Yarım saate hazır ol yeter ben seni alırım ,seni çok güzel bir yere götüreceğim." dedi ve o anda hemen üstümdeki günlük kıyafetleri çıkarıp üstüme beyaz bir elbise giydim ve makyaj yapmaya başladım,makyajım bittiğine aynaya son bir kez bakarak odadan çıktım.

Bir anda telefon sesiyle hemen telefonumu aramaya başladım bulduğumda ekrandaki ismin en iyi arkadaşım Tuğba olduğunu gördüm ve hemen açtım.

-Canımcımcım

Tuğba'nın sesinden iki dakika önce ağladığını rahatlıkla anladım ve ;

-"Tuğba ne oldu neden ağladın" derken bir hıçkırık sesiyle yeniden"Neden ağlıyorsun" dedim. Tuğba ağlayarak anlatmaya çalışırken ben dikkatlice kurmaya çalıştığı kelimeleri aklımda Türkçe'ye çeviriyordum. Ve sonuç olarak sadece şu kelimeleri çevirebildim ve kısa bir şok yaşadım;

-Bu-buğrayla a-ayrıldık...

Yeniden ağlamaya başlamasıyla onu sakinleştirmeye çalıştırırken kapı zili çaldı ve kapıyı açtığımda Furkan'ın üzerindeki lacivert gömlekle ve altındaki siyah pantolon ile yakışıklılığı çağ atlamış gibi olduğunu gördüm ve beni süzerek ufak bi ıslık çaldı ben de sessizce Furkan'a "İçeri gel" dedim.

Tuğba'ya;

"Yarımsaat sonra bize gel burada konuşalım ve buraya gelene kadar ağlamak yok tamam mı?" diyerek tembih ettim ve o da boğuk bir sesle bana "Tamam" deyip telefonu kapattı.

Furkan'a olanları anlattım ve "Bugünkü planımızı yarın yapsak olur mu" diye sordum. O da biraz bozulsa da "Tamam, o zaman ben de Buğra'ya gidip şu olayı bir de ondan dinleyeyim" dedi soğuk bir sesle ve evden çıktı.Furkan diğer insanlara karşı hep bu ses tonunu kullansa da bana sadece birazcık kızdığında bu ses tonunda konuşur. Birkaç dakika sonra zil çaldı koşarak kapıya gittim ve açtığımda Tuğba beni görür görmez dakikalardır tuttuğu gözyaşlarını akıtarak boynuma sarıldı ben de ellerimi belinde birleştirdim dakikalardır böylece duruyorduk onu içeri aldım ve koltuğa oturduğunda "Anlat hadi ayrıntısına kadar bilmek istiyorum"dedim üzgün bir şekilde.Tuğba birkaç kere sesini akort ederek ;

-Buğra, "Birkaç dakikaya kapının önündeyim bir şey konuşacağım"diye bana mesaj attı ben de "tamam canım" dedim geldiğinde sert bir şekilde bana hiçbir açıklama yapmadan ayrılalım dedi olan bu...

-Ne yani hiçbir şey demeden direk ayrılalım mı dedi? diye sorunca yüzüme bakıp "Anlatırken sen beni dinlemedin mi?" diyerek soruya soruyla karşılık verince "Peki sen sormadın mı "Neden?" diye demeden "Hemen ayrılalım deyip hızla arabasına bindi, soramadım" dedi sessizce.Tamam Buğra'dan çok fazla hoşlanmıyordum ama en yakın arkadaşım için onunla konuşmalıydım en azından neden ayrıldığını öğrenip Tuğbayı daha iyi teselli edebilirdim.

Tuğba bana bakarak depresyon için bir şeyler var mı ?diye sorunca hemen koltuğun altından yumuşacık depresyon battaniyelerini çıkartıp Tuğba'nın üzerine attım,Tuğba battaniyenin altından çıkmaya çalışırken ben de hemen mutfağa koştum ve peçete kutularının hepsini topladım buzdolabını açıp dondurmaları aldım ve dolaptan çikolataları çıkardım bunları kucağıma alıp Tuğba'nın yanına gitmeye çalışırken Tuğba'nın neredeyse kırk defa izlediğimiz ve en çok ağladığımız aşk filmini açtığını gördüm ve elimdekileri yanına bırakıp dondurma kabını kaşıkla beraber Tuğba'nın eline tutuşturdum,hemen perdeleri içerisinin kararabileceği kadar kapattım yeterince kararınca Tuğba'nın yanına yani battaniyenin altına girdim ve kumandayı elime aldım tuğbaya bakıp "Hazır mıyız?" dedikten sonra başını iki kere sallamasıyla başlat düğmesine bastım.Film bitene kadar ağladık ve filim bittiğinde ayağa kalkınca etrafa baktım ve gördüğüm manzarada çığlık atma isteği gelmişti içimden ama tabii ki atmadım.Tuğbaya dönüp ben kesinlikle temizleyemem dedim ve telefonu alıp temizlik için birini çağırdım, Tuğba da bu sırada eşyalarını topluyordu telefonu kapatınca "Nereye gidiyorsun?" diye sordum Tuğba da bana dönerek telefonunu açıp bana uzatınca babasının attığı mesajı okudum mesajda "Kızım bir şey konuşacağım lütfen ofisime gelir misin?" yazıyordu ve "Tamam peki çıkınca beni ara merak ederim dedim

Tuğba evden çıkınca Buğranın yanına gitmem için hazırlanmaya başladım havanın iyi olduğunu görünce altıma kısa kot şortlardan giydim ve üstüme de bir tişört giydim Buğra'nın evine doğru yola çıktım.

Tek Hece "AŞK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin