BÖLÜM 10 : Çakma Hemşire

10 3 2
                                    

Odam dağınık değil.  Bu benim kendi tasarımım.
Söz için byn_holmess a çok teşekkürler.

Multide : Duru Hemşire 🏩💉

Enes Kankiden
"Ne dövüldük be abicim ya." dudağıma ve kaşıma hafif hafif dokunmaya çalışıyordum. Nasıl orantısız güç kullandılarsa artık kafamızın üstünde dönen kuşları bile görmüştük. Kuzey sinirle bana döndü.

"Dayak arsızı olmuşsun heralde benden de dayak istiyorsun." dedi ve yumruğunu gösterdi. Gözlerimi kocaman açtım ve ellerimi yüzüme siper ettim.

"Nolur yapma abi! Acı bana! Zaten dayak yiye yiye bir hâl oldum. Tansiyonum düştü. Piknik tüpüyle dövülmüş Tüpçü Fikret gibi otobüsü kuruyemişçi zannettim bir an..." dedim hüzünle. Kuzey benim en yakın arkadaşımdı hatta kardeşimdi ve her zaman onun yanında durup korumak benim kardeşlik görevimdi. Ne kadar başkalarının dayağını çekebilsem de asla onunkini çekemezdim. Çünkü iyi dövüyor adam. Bizim dövülme sebebimiz sadece Kuzey'in Tunç'a karşılık vermemesiydi. Tunç mu? Aklını peynir ekmekle yiyip bizden akıl dilenmeye gelen bir deli.

"Enes!" diye uyaran kızgın sesinden sonra ona baktım.

"Ne?!! Abi sen de hiç acımıyorsun bana daha doğrusu acımıyorsunuz. Tansiyonum düştü umrunuzda değil. Ya sahi... Orda kaç kişi vardı?.." düşündüm biraz tansiyonumun düşmesi yüzünden anlayamamıştım kaç kişi olduklarını. Sonra bir anda aklıma geldi.

"Hah! Dört kişi vardı. Değil mi?!! İkisi senin üstüne ikisi benim üstüme çullandı, ben dedim 'Teker teker gelin!' diye ama dinletemedim. Her neyse bak şimdi bir hesaplama yaptım:
Birisi beni tutsa,
Diğeri ağız burun dalsa,
İnsanlar el ele tutuşsa,
Birlik ols-" diyecekken Kuzey sinirle bana baktı.

"Bir de ben sana ağız burun dalacağım göreceksin o zaman birlik olmayı!" diyip sargılı elini yumruk yaparak salladı. Çoğu kişinin dayağından korkmam ama Kuzey'inkiler çok beter olduğu için susmak zorunda kaldım.

Birkaç dakika sonra odaya Yaz girdi. Onu görünce gülümsedim. O benim ikinci kardeşim olmuştu şu kısa zamanda. Nefes kadar ona da değer verip, sevip, korumaya çalışıyordum. Çünkü o da bize çok yakın davranıyor ve bu da benim ve Nefes'in içini ısıtıyordu. Kuzey'le araları ise değişikti. Kuzey kızlardan hoşlanmazdı ama Yaz'la uğraşmayı ve onu gıcık etmeyi seviyordu. Yaz sevilmeyecek birisi değildi ki. Kavga ettiğimizde ne kadar çok endişelenip bizi apar topar hastaneye götürmüştü. Bize değer vermesi bile benim şu surlarımı yıkmama değmişti. Kuzey'den önce ben atıldım konuşmaya.

"Nerde kaldınız? Hem Nefes nerde?!!" dedim endişeyle. Nefes'in yanımda olamaması bile çok endişelendiriyordu. O benim biricik kardeşimdi ve ben ona zarar gelsin istemezdim.

"Telaşlanmana gerek yok Enes. Nefes sana aşağıdan su almaya gitti de sen niye hâlâ pansuman olmadın?!!" diye sordu Meraklı Sarışın. Elimle Kuzey'i gösterdim.

"Her şey şu meteor var ya!!! Onun yüzünden! Bütün hemşireler üstüne atlamamak için kendini zor tuttu. 'Ay yok ben pansuman edeyim' , 'Hayır ben pansuman edeyim' dediler. Eeeee haliyle ben de sona kaldım. Aslında övmek gibi olsun ama ben de yakışıklıyım da... Böyle meteor bir adamın arkadaşı da olmak zor yani." dedim biraz Kuzey'i överek. Bir anda Yaz kaşlarını çattı.

"Hani nerde o hemşireler?!! Niye çocuğun üstüne çullanıyorlar?!!" dedi sinirle. Bilmem dercesine kollarımı kaldırdığımda kolumdaki saati fark ettim. Hemen saate baktım ve sinirle Kuzey'e döndüm.

Yaz Kırıntısı ~ Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin