BÖLÜM 6: İkizler Sevgili Oldu

77 18 7
                                    

Altıncı bölümde karşınızda. Keyifli okumalar.

Öneri müzik : Manga-We Could Be Thé Same
Multi: Yavuz Hoca 😼

Sınıfta oturmuş o gün beni sınıftan kovmuş olan hocanın dersini dinleyip önemli yerleri not alıyordum. Hızlı yazı yazma yeteneğimle gurur duyarken pembe tüylü dolma kalemimin aniden ucu içine kaçtı. Nasıl çıkaracağımı bilemezken arka kısmındaki kapakçığı çevirip kalemin içindeki mürekkep tüpünü çıkarttım. Avucumun içinde bulunan ince tüpe baktığımda tüm elimin mürekkep olduğunu gördüm. Olamaz! Kalemin ucu içeri kaçıp tüpe baskı uyguladığında tüp patlamış olmalıydı. Hâlâ avucumun içinde mürekkep sızdıran tüpü masanın üzerine koyup çantamdan peçete almaya çalıştım ancak tek elle fermuarı dahi açamamıştım. Arkamdan bir peçete uzatıldı. Kimin verdiğine dahi bakmadan alıp hocaya döndüm. Farketmiş gibi durmuyordu. Elimi kaldırıp dikkatini bana çektim ve dışarı çıkmak için izin istedim. Memnuniyetsizce kabul ettiğinde arkama dönüp bana peçete uzatan kıza teşekkür edip sınıftan çıktım.

Elimi yıkayıp mürekkep lekesini olabildiğince çıkarttıktan sonra derse girmeyi canım istemedi ve bir kahve almak için kafeye indim. Henüz kapının önündeyken kahve makinasının yanında kahve alan Enes ve Nefes'i gördüm. Birbirlerine bir şeyler söyleyip gülümsüyorlardı. İnanmıyorum! Bu ikisi sevgili mi? Muhteşem bir tesadüf!

Hemen yanlarına gittim. Beni gördüklerinde ikisi de aynı anda konuştu.
" Seni Yaz'la tanıştırayım. " İkisi de kurdukları cümleden sonra birbirlerine baktılar. Ve yine aynı anda "Siz tanışıyor musunuz? " dediler. Şaşkınlıklarına son vermek için ben konuştum. " Asıl siz tanışıyor musunuz? Anladığım kadarıyla aranızda bir şeyler var." İmalı bir şekilde gülerken ikiside hafif kaşlarını çatmıştı. O sırada sonradan ortama girmeyi alışkanlık haline getirmiş Kuzey yanımıza geldi. Aynı anda Nefes'de konuşmaya başlamıştı. " Yaz sen ne diyorsun acaba? Enes benim sevgilim falan değil. " Olayı anlamaya çalışırken Kuzey'de benden farksız sayılmazdı. Sadece anlamaya çalıştığımız şeyler farklıydı. Çünkü Kuzey sonradan geldiği için muhabbetin ne olduğunu bilmiyordu. Konuyu baştan anlamaya çalışıyordu. " Nasıl yani, siz sevgili değil misiniz? " Sorum karşısında birden gülmeye başladılar. Buna Kuzey'de dahil.

Gülmeleri durduğunda Kuzey bana dönüp alayla konuştu. " Onlar çift yumurta ikizi. Sarışınsın ya yanlış anlaman doğal tabi." Aptal sarışın mı diyor bu bana? Yolarım ama ben bu çocuğu. " Ne var be! Yanyana konuşup gülerken görünce sevgili sandım. " diyerek çirkefleştim. Hafifçe bana eğilip konuştu. " Ben de dün senle Enes'i yan yana gördüm. Yanlış anlamalı mıyım? " Dediklerinden sonra kaşlarımla birlikte tüm sinirlerim de havalandı. " Saçmalamasana be! Arkadaşım o benim. Kankam. " Sorarcasına konuştu. " Arkadaşın? " " Tabi arkadaşım. " dedikten sonra gözlerimi ve gövdemi başka bir yere yöneltip çatık kaşlarımı daha da çok çattım. O ise hiçbir şey olmamış gibi " İyi o zaman. Hadi bir kahve içelim ." deyip kahve makinasına gitti.

Kahvelerin hepsini Kuzey ısmarlamıştı. Zengin tabi çocuk. Gerçi bizde zenginiz ama hiçte öyle dizilerde ki gibi bir hayatım yoktu. Mesala hiç alış-veriş merkezini talan etmemiştim. Sonra, soframızda misafir yoksa hiç çeşit çeşit yemek olmazdı. Tasarruflu bir zengindik biz.

Masa da ben ve Nefes karşılıklı otururken Enes ve Kuzey de iki çaprazımda oturuyorlardı. Herkes sessiz sessiz Kahvelerini yudumluyor kimseden çıt çıkmıyordu. Enes sıkılmış olacak ki derin bir öf çekti ve bana döndü. "Ee Yaz , tanışdığımızdan beri doğru düzgün konuşmadık. Nerelisin sen?"

Masadaki sessizlikten bende rahatsız olmuştum ama niye oklar ilk önce bana çevrildi. Yinede cevap verdim. " Aslen Maraşlıyım ama ailemle Istanbul'da yaşıyoruz." "Buraya üniversite okumak için mi geldin?" "Buraya gelirken üniversite okumak aklımın ucundan geçmiyordu. Babam beden habersiz halletmiş işlemleri. " Enes hafifçe kaşlarını çatarken sanırım konu Kuzey'in de ilgisini çekmişti. Çünkü bir sonraki soruyu soran O'ydu. " Üniversite okumak istemiyorsan niye geldin ki?" Rahat bir tavırla cevap verdim. " Yazar olmak için. "

Cevabım karşısında üçü de şaşkınca bana baktı. Nefes " Sırf yazar olmak için İstanbul'dan buraya mı geldin?" Diye sordu. Ama hayır ben gelmedim. Babam gönderdi. "Benim olaylar biraz karışık. E biraz da siz bahseden. " Gözümün ucuyla Kuzey'e bakıp sordum. "Mesala Kuzey sen nerelisin?" Soruyu beklemiyor gibi bir hali vardı. Ya da cevaplamak istemiyordu. Ona bakmaya devam ederken Enes onun yerine konuştu. " Kuzey İzmirli bir playboy umuz. Kendisi İzmir'e sığamamış buraya gelmiş. " Kuzey'e baktığımda gözlerini deviriyordu. Demek İzmir'den gelmiş bu kaslı uyuz çocuk. Ona dikkatle baktığımda ela rengi gözlerinin olduğunu gördüm. Daha önce fark etmemiştim. Biraz de yeşile benziyordu. Anladığım kadarıyla sakin bir yapısı vardı. Sadece bazen gereğinden fazla uyuz oluyordu. Umursamaz ve takıntısız görünüyordu.

Bana eski sevgilimi hatırlatmıştı. Mert. Aslında hiç sevgili gibi değildik. Sadece çevremizdeki insanlar ilişkinizi öyle adlandırırdı. Birlikte onlarca çılgınlık yapar etrafı birbirine katardık. Daha sonra ailesiyle Almanya'ya taşınmışlar bir daha da dönmemişlerdi. Gittikten sonra onu çok özlemiştim. Ama bir süre sonra aslında iki yakın arkadaş olduğumuzu fark ettim. Zaten hiç sevgililer gibi sarılmamış el ele tutuşmamıştık. Kuzey'in sîması onu andırıyordu.

Kahvemin bittiğini görünce ayaklandım. Diğerleri de kalkdı.

°•○●•°•○●•

Biraz yürümek isteyip evime doğru yol almıştım. Ağır ağır adımlarken telefonumun melodisini duydum. Allah'tan cebime koymuştum. Yoksa şimdi iki saat çantamda kazı çalışması yapacaktım.

Ekrana baktığımda tanımadığım bir numara gördüm. Genelde bu durumlarda telefonu açmazdım. Ama yeni arkadaşlarımdan birisi olma ihtimaliyle telefonu açtım."Kimsin?" "Benim Yavuz Hoca. " Kayıtsızca cevap verdim. "Ha sen misin? " dedikten sonra gözlerim irileşti . Adam hocayım diyor. " Ay yani siz misiniz diyecektim." "Benim tabi hayvan. O ne biçim tepki öyle. Doğru düzgün açsana. " " Tanımadığım numara olduğu için öyle tepki verdim. Hayvan mıyım ben!?" Adam durduk yere hakaret ediyor bana. "Değil misin? " Aa hâlâ hakaret ediyor. Ne ayıp! "Ne münasebet , ben çok cici , hanım hanımcık bir kızım. " Birden yüksek sesle konuştu. "Dikkat et!" Noluyor yahu? "Niye?" Çarpılacaksın canım çarpılacaksın. " Dalga geçiyormuş. Sorunlu bu adam. "Canın çıksın. " Keyifli bir sesle konuştu. "Nasıl konuşuyorsun sen hocanla?" Alayla dolu bir sesle cevap verdim. " Hah sanki siz çok öğrencinizle konuşuyor gibisiniz! Sâhi hocam siz beni neden aradınız? Telefonu açtığımdan beri hakaret ediyorsunuz." Biraz sessizlikten sonra cevap verdi. "Öğrencilerimi arayıp hakaret etmek hobim. " Ay gerçekten sorunları var bu hocanın. "Ne güzel bir uğraş. Yalnız ettiğiniz hakaretlerin hepsini geri iade ediyor ve telefonu kapatıyorum. Öğrenciyim ben dersim var. " Hiçte dersim yok , çaktırmayın. "İyi, tamam . Kapat. Ama numaramı kaydet. Bir daha ki aramamda da aynı tepkiyi duymak istemiyorum. "

Hiç bir şey demeyip telefonu suratına kapattım. Nerden bulmuştu bu adam benim numaramı. Bir bu eksikti. Sanırım üniversite hayatımda takıntılı hocamı bulmuştum.

Yavuz Hoca nasıl?

Çok da kötü bir adam değil gibi. Yaz'ı yine kaçık biri buldu.

Kuzey hakkında da yeni şeyler öğrendik.

Bölümün kendisi nasıl?

Bu arada benim favori karakterim Enes. Daha tam olarak tanımadık ama ileri ki bölümlerde onu çok güzel şeyler bekliyor. O çok renkli birisi. 🎨🎯🎗

♥♡♥

Yaz Kırıntısı ~ Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin