Aşktan Yoksun

434 6 0
                                    

Sıkıcı bir hayat denizinde yüzerken yeni kız olarak liseye gelmiş ve lise 2'seniz bu kötü bir şey çünkü arkadaşlarınızın çoğu orada kalmış olur.

Herkes dışarıda tören sırası oluşturmuş beklerken senin bir eşinin olmaması.Tuhaf kaçıyordu.

"Merhaba,sen şu gelen yeni kızsın değil mi?Senin hakkında bir çok şey duymuştum."

Kızın güzel bir gülüşü vardı.

"Merhaba.Tam olarak o ben oluyorum."

"Bu arada adım Yaprak."

"Bende Nil."

Ki konuşmamızı bölen müdür beye saçma sapan gülücükler yollamayıda unutmamıştım.

***

"Yeni bir seneye iyi bir başlangıç ve güzel geçmesi için size tanıyacağımız şansları iyi kullanın herkese hayırlı olsun!"

Müdür bey alkış falan bekliyor gibiydi ama hiç kimseden ses çıkmadı.Ellerim göğsüm hizasında iken hocayı dinlerken beni baştan aşağı süzen gözleri boşvermeyi denedim ama pekte başarılı değildim bu konuda.Bazıları bana bakıp gülerken yanımda Yaprak arkadaşlarıyla gülerken erkek kesmeyi de unutmuyorlardı anlaşılan.Yaprak bana dönüp sıkıldığımı anladığında arkadaşlarıyla etrafımı sardılar.Soru yağmuruna tutulurken derin derin nefes aldım.

"Orada sevgilin var mıydı?"

"Nasıl biriydi."

"Popüler miydin?"

"Hiç denedin mi?"

"Bakire misin?"

Sorular yüzünden gözlerim faltaşı gibi açılırken anlatmaya çalıştım.

"Aslında sevgilim yoktu ama sevdiğim vardı sonra siyah saçlı ama mavi gözlüydü ayrıca gamzeleri çok şekerdi.Ve o diğer sorulara gelecek olursak denemedim ve bakireyim.

"Tabi bakiresin baksana şu tipe!"

Tanımadığım ama uyuz olduğu bakışlarından belli olan kişi mal mal gülerken ben sadece ofluyordum.

Yaprak onun koluna vurdu ve git işareti yaptı.Kız yüzündeki gülümseme 'üf bana ne be!'tavrı alırken gülümsedim.

"O-onun adına özür dilerim Ebru böyledir ya-yani anladın işte."

Başımımı salladım."Biraz şakacı."

Gülümsedi."Fazlasıyla!"diye onayladı beni.

"İlk günden kötü öğrenci damgası yemek istemezsin değil mi?"

Güldüm."Hayır.Yoksa sen yedin mi?"

"Hm..Güzel soru yemediğim gün yoktu ki."

Şakalaşa gülerek yukarı çıktık.İlk ders tam olarak...Tarih.Tarih?Şaka olmalıydı bu hem de en büyüğünden.

***

Yıl 1919 Mustafa Kemal Samsun'a çıkmış ve Kurtuluş savaşını başlatmıştır.

En az 1000.kere duyduğum cümle kulaklarımda yankılanmadan edemedi.Arka sıradan bana bakıp gençleri saymazsak güzel bir dersti.

"Söyle bakalım ilk ders nasıldı?"

"İlk ders mi?Tek kelimeyle berbat."

Gülümsedi.

"Daha yeni başlıyoruz hemen sıkılmak yok."

"Yaa,tabii ne demezsin hiç sıkılırmıyım ki?"

Yüzündeki gülümseme daha da yayıldı.

"Amaa,sende öyle bir şey olmuş ki gülümsemeden edemiyorsun?"

"Çok mu belli oluyor.Agh...Kahretsin!Tamam ama hiç kimseye söylemek yok."

Yürüdüğümüz yolda durdum.Ve sinirli gözlerle ona baktım.Ellerim belimde buluşurken gülümsemesi hala daha yerli yerindeydi.

"Sence?Agh..Doğru o kadar fazla insan tanıyorum ve hepsine söyleyeceğim ha ha ha!"

Birden ciddileşirken..

"Cidden mi?"

"Agh..Hayır hayır sadece şakaydı."

Güldü."Peki bak o zaman söylüyorum.."

***

"Cidden mi bu mu?Kendini bir şey sanan şu kişi?"

"Sesini alçaltsan ne dersin çünkü pekte müsait bir alanda değiliz de."

Çocuğa olan bakışlarıma Yaprak'a çevirip"İyi de bu son sınıf.Hem de kendini bir şey sanıyor.Ben e-emin değilim başka biri olmaz mı?Mesela o nasıl?"

"Berk mi?O Beyza ile çıkıyor."

"Hmm.Peki şu nasıl?"

"Alp mi?Onu hiç sevmem."

"Pek-peki şu tam olarak nasıl?"

"Tarık mı?Şımarık ve kendini beğenmişim teki!"

'Sevdiğin çocuk ne?' Bakışını ona attım.

"Tamam tamam.Ne bileyim sadece öyle yani tam olarak emin değilim."

"Gerçeği söylemek gerekirse tatlı çocukmuş."

Güldü."İlk ben kaptım güzelim sıranı bekle."

Gülüşüne karşılık verdim."

Sıramı dört gözle bekliyorum"

"O zaman yemeğe inmeye ne dersin!"

"Harika derim"

***

Yemeğimi-yemek mi işkence mi tam emin olamadığım-alıp Yaprak'ın yanına geçicekken önümde görmediğim ve hızla koşmaya başlayan çocuğun üstüne dökmem sadece saniyeleri almıştı.

Tabak yere düştüğü an herkesin kafasının bize dönmesi ve gözlerin benim üzerimde olması korkutucuydu.

"Öz-özür dilerim."

"Özür mü diliyorsun?Beceriksiz!"

"Pardon dediğini duyamadım kendisi suçlu olduğu halde bana beceriksiz diyen birisi için fazla kendini beğenmişsin.."

Delici bakışları beni geçerken"Bu birinci küçükhanım ikincisinde affetmem."

"Emredersiniz imparatorum siz nasıl arzu ederseniz!!"

Cevap vermesini beklerken karşımda öylece dikili duruyordu.Kaşlarımı kaldırdığımda kendisi çoktan olduğumuz yeri terk etmişti.

Sinirli olduğum halde Yaprak'ın yanına geçerken burnumdan soluyordum.Ama hala daha gözler bendeydi.Sinir bozucuydu.

"O-o kimdi biliyor musun?"

"Hayır ve inan kendisi ile zerre kadar ilgilenmiyorum"

"İlgilenmesen iyi olur kendisi tam olarak Selim Kenta."

"Selim Kenta?"

"Okulun en popüler çocuğu."

"Ne güzel okulun en popüler çocuğu bana düşman başka kötü haberi olan var mı?"

"Aslında az önce ölüö fermanını yayınladın.."

Arkadan gelen ses ile irkildim.

"Teşekkürler,çok yardımcıydı."

"Ne demek her zaman."Göz kırptı ama ben ise olanları düşünüyordum ama asıl olan şey ise şimdi ne halt yapacaktım ne halt işlemiştim ben böyle."

Aşktan YoksunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin