1-Kayıplar

71 6 0
                                    

Multimedya= Christina Aguleria- Hurt

Bazen herkes üzerinize gelir sanırsınız. Kendinizi çıkmaz bi ara sokakta bulursunuz. Size bazen olan şey bazılarına her zaman olur. O bazılarının içinde bende varım galiba.
Her gece yatağıma yatıp eskide, geride zorla bıraktıklarımı, zorla ellerimden aldıklarını hatırlamak, ağlamak ve uyumak o kadar zor geliyorki bazen camdan kendimi atıp o boşlukta "KURTULDUM" diyesim geliyor. Düşünüyorum beni bu hayata bağlayan ne var? Düşünüyorum düşünüyorum ve aklıma kimse gelmiyor.
Kimse gelmemesinin sebebi ise herkesi teker teker kaybetmiş olmam. Ben herkesi kaybetmenin acısıyla yaşayan yalnız,mutsuz ve karanlık bir kızım. Ben Açelya. Okuldan eve evden okula ve okuldan yine eve giden, hayatı kalbini 1001 parçaya bölünmüş ve o parçaları toplamaya uğraşmayan kız. Bu ne zaman mı başladı. İki sene önce. Nasıl mı oldu? Tahmin bile edemezsiniz. O zaman anlat diyeceksiniz ve ben yine mızmızlanıp anlatmayacağım. Ama bu sefer farklılık belki iyi gelir. İşte her şeyin başladığı zaman.

İki sene önce...

Salonda ailecek oturuyorduk annem babamın sağında ben solunda ve küçük kardeşim annemin yanında. Televizyon izliyorduk mutlu huzurlu bir aile tablosu, kim mutlu olmazdı ki...
Bir anda kapı çaldı. Babam kalkarken annem " Sen otur hayatım ben bakarım" dedi ve gitti. Ben ve kardeşim televizyon izlemeye devam ettik. Annem kapıyı açtıktan hemen sonra bir inleme geldi. Babam hemen onun yanına koşarken geri dönüp" Kardeşini alıp çatı katına çıkın biz geleceğiz" dedi. Bende hemen onun dediğini yaptım. Babam benim ilk aşkımdı. Onu çok seviyordum. Annemin yeri bambaşkaydı. Kardeşim ise canımdan öte. Odama geldik hemen merdiveni kapıya dayadım ve çıktım kapıyı açınca geri inip kardeşimin merdivenlerden çıkmasına yardım ettim sonra kendim çıktım. Hemen en karanlık yere sindik. İkimizde ağlıyorduk. Güçlü olmam gerektiğini biliyordum ama yapamıyordum. Alt kattan gelen babamın haykırışları ve annemim hıçkırıkları buna engel oluyordu. Kardeşime sarıldım ve sessiz olmasını istedim. 10-15 dakika bekledikten sonra sesler kesildi ve ardından kapı çarpma sesi geldi. Ben her ihtimale karşı 10 dakika daha beklemeliyiz kararına vardım ve 10 dakika öylece bekledik. Kardeşim ağlamaktan yorulmuş ve gözleri şişmişti hemen onun elinden tuttum ve bir cesaret aşağı indim. Salona kadar geldik kapı kapalıydı açmaya korkuyordum. Ya babam ve anneme bir şey olduysa geberirdim herhalde. Cesaretimi toplayıp kapıyı açtım. Kapıyı açmamla gördüğüm görüntüyle ağlamaya başladım. Babam sandalyeye bağlanmış kanlar içinde hareketsiz yatıyordu annemin ise üstünde sadece iç çamaşırları vardı ve koltukta babam gibi kanlar içinde yatıyordu hemen kardeşime döndüm. Çok fena ağlıyordu. Kendime döndürüp sarıldım. Küçücük ellerini boynuma doladı. Daha fazla burada kalamazdık. Hemen telefonumu elime aldım ve amblansı aradım. İçimde bir umut vardı. Ambulansı çağırdıktan sonra kardeşimi kucağıma alıp salonun yanındaki odaya götürüp onu yatırdım. Çok yorgun düşmüştü. Gözleri ağır ağır kapandı. Ben onu izliyordum. Salona gitmeye ne cesaretim ne de gücüm vardı. 5 dakika sonra siren sesleri gelmeye başladı. Yerimden tam kalkacakken kolumda kardeşimin minik elleri ve bana" Gitme" diyen kısık sesi ile içim paramparça oldu. Hemen kardeşime sıkı sıkı sarıldım ve kucağıma alıp dışarı çıktım ambulans gelmişti ben bu kadar nasıl soğuk davrandım onu çözmeye çalışıyordum ama kalbim paramparça olmuştu. Şoktaydım ne zaman çıkcağımı bilmiyordum ama kardeşime bakınca çabuk çıkmam gerektiğini anladım. Yaşadığı çok büyük bir şeydi. Benden daha fazla etkilenmişti. O sırada ambulanstaki bir sağlık görevlisi bana bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum. Söylediği şeyler uğultu gibi geliyordu. En son hatırladığım ise kardeşimin hıçkırıklarıydı. Kalbim bir kez daha parçalanırken galiba bayılmıştım. İçimden lütfen bunlar bir rüya olsun diye geçirdim...

Kalktığımda başımda beni bekleyen teyzemi ve eniştemi gördüm. İkisinin gözleri kan çanağına dönmüştü ve bana bakıyorlardı. Benim uyandığımı gören teyzem bana sıkı sıkı sarıldı. Hemen karşılık verip ağlamaya başladım. Neden ben ve benim ailem?...

Teyzemden ayrılınca eniştemde bana sımsıkı sarıldı. Sarılma faslı bittiğinde teyzem hasta yatağına girip benim başımı dizine koydu. Ben" Teyze Deniz nerede? O onları o halde gördü onu yalnız bırakmayın. Lütfen teyze o daha çok küçük kaldıramaz" dedim kısk sesle, ağlarken. Teyzem" Şşş sen merak etme Berke Deniz'in yanında birazdan gideriz birlikte" dedi. Deniz Berke'yi çok seviyordu. Onun için en iyi kuzenim diyordu. Berke de onu şımartıyordu. Çok tatlıydılar. Teyzemin dizinden kalkınca teyzem gülümsedi. Ama onun içinde ne fırtınalar koptuğunu hepimiz biliyorduk. Teyzem ve annem ikizdi. Birçok huyları benziyordu. Teyzimi anlamakta zorluk çekmiyordum. Yataktan kalktım ve teyzem önde ben arkada Deniz'in odasına gittik. Odaya girdiğimizde Deniz Berke'nin dizinde uyuyordu. Berke girdiğimizi gördüğünde bize döndü. Onunda gözleri bizim gibiydi. Berke'nin en yakın arkadaşı sevgilimdi. Ona o anda o kadar ihtiyacım vardıki anlatamam. Berke gözlerime baktı. Sanki anlamıştı benim Mert'i düşündüğümü. Ama gözlerinde hüzün ve acı vardı. Birde endişeliydi. Gözleriyle kapıyı işaret etti. Çıktım o da arkamdan çıktı. Berke'ye anlamayan gözlerle baktım. İlk önce sarıldı bende sarıldım. Geri çekildi ve biraz durdu. Sonra konuşmaya başladı" Açelya nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bilmeye hakkın var diye düşünüyorum" dedi ve duraksadı. Saniyeler sonra yine başladı" Mert'in yanında olmasını çok istiyorsun değil mi?"dedi bende başımla onayladım. Acaba beni terk mi etmişti. Ama neden ben onunla geleceği hayal ederken neden?
Berke'nin gözünden bir yaş firar etti ve devam etti" Mert'i bu sabah odasında ölü olarak bulmuşlar ama nedeni bilinmiyor."dedi ve beni kollarının arasına aldı. Ne olduğunu anlamamıştım. Afallamıştım. Hayır Berke Mert'in öldüğünü söylememişti. Olmazdı, olamazdı. Daha annemi, babamı kaybedeli bir gün oldu ve birde Mert'i kaybetmiştim. Hayat bana acı çektirmeye bayılıyordu galiba ilk önce ailem sonra sevgilim. Ağlamaya başladım. Kollarımı Berke'nim beline sardım.
15 dakikadır böyleydik ben ağlamaktan helak olmuştum. Berke ise arada bir gözyaşı dökmüştü onuda fark ettirmemek için elinden geleni yapmıştı. Ama kolay değildi Mert benim sevgilim olabilirdi ama aynı zamanda Berke'nin dosttan öte kardeşiydi.

O gün dünya başıma iki defa yıkılmıştı. Ve ben onlar can verirken hiç bir şey yapmamıştım. En fazla canı acıtan buydu. Kardeşim. Kardeşim onu kaybedeli iki ay oldu. Yine benim elimden hiç bir şey gelmedi...

İki ay önce...
Teyzem, eniştem,Berke, ben ve kardeşim salonda oturuyorduk. Televizyon izliyorduk. Deniz biraz atlatmıştı şoku ama hala geceleri uyumuyor ve ağlıyordu. Benimde ondan farkım yoktu. Ama teyzemler annemlerin boşluğunu kapatmak için çok çabalıyolardı. Ama kalbimdeki boşluk durdurak bilmiyor, gittikçe büyüyordu. Televizyon izlemeye devam ederken camın kırılma sesi duyuldu. Panik yapmıştım ya o zamanki gibi olursa ya bir daha bu acıyı yaşarsam diye düşünüyordum. Birden kapıda bir adam belirdi. Koyu kahve gözlerinden ateş fışkırıyor nefretle bakıyordu. Eniştem bir mafyaydı. Düşmanı çoktu ama çok güçlüydü. Belindeki silahı çıkardı ve ona doğrulttu. Adam o sürede Deniz'i önüne sper edip konuşmaya başladı" Silahı bırak yoksa dağıtırım kafasını" dedi ben çok paniklemiştim adamın elinde silah vardı ve Deniz'in başına doğrulmuştu. Eniştem silahı bıraktı ve adama doğru itti. Ama Berke'nin de belinde silah vardı. Onu dün görmüştüm. Berke hamle yaptı ve hemen belindeki silahı çıkarıp adamın koluna sıktı. Adamın inleyişi kulaklarımı doldururken bir silah sesi daha geldi. Berke'ye baktım. Şaşkınca adaam bakıyordu. Adama döndüğümde yanında kanlar içinde yatan Deniz'i gördüm. Dünya başıma üçüncü defa yıkılmıştı. Artık bunu kaldıramazdım. Oda beni bırakırsa bu acıya daha fazla katlanamazdım. Eniştem bu sırada telefondan ambulansı arıyordu. Berke ve teyzem ise Deniz'in yanında yarasına aldıkları bezleri tutuyorlardı. Ben ise orda öyle bekliyordum. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum.
Omzumdaki elle irkildim ve ona döndüm. Eniştem yanıma gelmişti. Bir şeyler söylüyordu ama bana yine uğultu gibi geliyordu. Deniz orada öyle duruyordu. Onu gördükçe 1001 parçaya ayrılmış kalbim daha çok parçalara ayrılıyordu. En son hatırladığım şeyde siren sesleri oldu. Bayılmıştım. Karanlık bir odada yalnız başıma duruyordum. Ellerim kollarım bağlı hepsinin ölümünü izliyordum. Acı çekiyordum hem de çok...

Onların yoklığuyla yaşadım hep. Yanımda dertlerimi söyleyebileceğim kimsem yoktu. Onların yanımda olmasını o kadar isterdim ki ölesiye isterdim. Şu an
karanlık ve dipsiz bir kuyudayım ancak yukarıdan biri elini uzatırsa çıkacağım. Bunun mümkün olmasıda imkansız çünkü ben hep karanlığın içindeyim ve çıkamayacağımm...

BU BENİM İLK HİKAYEM VE ÇOK ACEMİYİM. DEVRİK CÜMLELER, YAZIM HATALARI OLURSA MAZUR GÖRÜN. UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR !!!!!!

Sende Bırakma BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin