6. Bölüm - Neden Ben Berke?

33 1 0
                                    

Multimedya= Açelya'nın barda giydiği elbise var!!

İyi okumalar!!

Sabah alarmın müthiş (!) sesiyle uyandım. Gerçekten bu alarmı bulanı sikicem ya nedir bu arkadaş.
Neyse böyle söylenirken banyoya girip rutin işlerimi hakledip çıktım. Dolabımın karşısına geçtim. Hemen mor dar bir kot ve çiçekli bir bluz aldım. Evet çiçekli yanlış yazmadım. Artık hayata tutunma vakti gelmişti. İlk adım siyahten çıkmak.
Boy aynasında kendime baktım ve gözlerime aylaynır (nasıl yazıldığını bilmiyom dldkldk) çektim. Dudaklarıma da hafif parlatıcı sürdükten sonra aşağı indim. Merdivenlerde burnuma bir koku geldi. Sonra bir cümle " Hay ben senin gibi krebe... " diye saydırıyordu. Hemde krebe. Bunu düşündükten sonra öutfağa girdim. Berke krep yapıyordu. Daha doğrusu yapmaya çalışıyordu. Kapıdan onu izlerken bana " Kızım niye bakıyosun gel yardım et " dedi. Hafif bir tebessümle içeri girip yardım etmeye başladım.

Büyük bir uğraş sonucunda mutfağı temizleyip yemekleri yaptık. Hemen yiyip evden çıktık.

Okula geldiğimizde Can, Deniz,Derin ve Doğuş iki banka dağılmış konuşuyorlardı. Bizi gören Derin hemen elini kolunu sanki tuvalete düşüyormuş gibi sallamaya başladı. Onun bu duruöuna gülerken onların yanına geldik. Can " Hoşgeldiniz " dedi. Hepsiyle sarılıp öpüştükten sonra sınıfa çıktık. Ben Can'la , Deniz Derin'le ve Berke Doğuş'la oturdu. Biz girdikten bir iki dakika sonra hoca girdi ve ders başladı.
Zil çalınca hemen bir sırada toplanıp konuşmaya başladık. Doğuş " Ya bu akşam bara falan mı gitsek lafa dağıtırız. " dedi. Belki olabilirdi. O sırada Derin " Ay evet bence çok güzel olur " dedi. Berke " O zaman dokuz buçukta barda buluşalım. Doğuş ikizleri alır. Ben ve Açelya evden birlikte geliriz. Can'la da orda buluşuruz. " deyince plan tamamdı. Bu saatten sonra hayır demenin bir mantığı olmayacaktı. Bir anda zil çalınca yerimden sıçradım. Bu duruma gülenlere ölümcül bakışlar atarken herkes yerlerine geçti.

Derslerden sonra Berke ile eve gittik. Berke üstünü güymek için geri kendi evlerine gitti. Bende ne yeceğime bakmaya başladım. Yarım saat sonra dizimin bir karış üsütnde siyah dekolteli bir elbise giydim. (Multimedya) . Bu sırada Berke eve gelmiş beni bekliyordu. Hemen gözlerime siyah yoğunlukta far sürüp, kalem ve aylaynır çekip çantama gerekli eşyalarımı koydum. Sonra aşağı indim. Saat dokuz buçuğa geliyordu. Bu arada eve erken gelmediniz mi nasıl bu kadar saatte hazırlandın diyorsanız. Okul çıkışı Derin'in zoruyla bir cafeye oturup sohbet ettik. Derin ben ve Deniz. Derin'in hoşlandığı bir çocuk varmışta. Emir. Pnu konuştuk.

Berke koltukta oturmuş televizyona bakıyordu. O kadar odaklanmıştı ki anlatamam bemde fırsattan istifade arkasıan geçip onu korkuttuğumda sanki hiçbir şey olmamış gibi bana baktı ve ayağa kaktı. Hayır abi anlamıyorum hiç mi korkmadı. Ben bu sorularla cebelleşirken arabaya bindik. Berke'ye " Diğerleri gitmiş mi? " diye sordum. Bana " Can gitmiş ama ikizler ve Doğuş gitmemiş daha. " deyince gülümsemekle yetindim. Kim bilir belki Derin hala kıyafet bakıyordur.

Birkaç dakika sonra bara gelmiştik. Berke kapımı açtı ve elini uzattı bende " Oooo Berke Bey çok centilmensin. " dediğimde güldü. Elini tutup arabadan indim. Kolunu girmem için kıvırdı bende koluna girdim. Birlikte içeri girdik. Gözlerim Can'ı arıyordu. Başımı sağdan sola doğru gezdirdim. Bir çift konuşup kıkırdıyordu. Bir çift sarmaş dolaş dans ediyordu. Ne diyim özendim. Sonra başımı bir köşeye çevirdim. Bir erkek ve bir kadın öpüşüyordu. Yan profilleri gözüküyordu. Bu görüntü midemi bulandırmıştı. Sonra bakmaya devam ederken geir öpüşen çifte döndüm. Hayır olamazdı. Yapmazdı. Bir adım attım onlara doğru. Belki yanlış görüyürumdur diye. Ama yanlış görmüyordum. Kızla iç içe girip öpüşen Can'dı. O an dünyam yıkıldı. Gözümden bşr yaş firar ettiğinde yanımda Berke belirdi. Ona döndüm. Gözlerinde hayal kırıklığı ve öfke vardı. Bem ona bakarken o Can'lara yaklaşmaya başladı. Tam yanlarında durdu ve Can'ı kendine çevirip (öptü falan sjsjsjjsj) ona yumruk attı. Ağlıyordum. Can beni aldatmıştı. Hemen arkamı döndüm ve çıkışa doğru koşmaya başladım.

Dünya başıma kaç kez daha yıkılmayı düşünüyordu acaba. Bu kaçıncı olmuştu. Kalbimin parçaları tam toplandı derken neden yine etrafa saçılmıştı. Bu bok gibi dünyada bok gibi yaşamanın ne anlamı vardı.

Ben bunalrı düşünürken bardan çıkmış ve hala koşuyordum. Nereye ve neden koştuğumu bilmiyordum ama koşuyordum. Hem ağlıyor hem konuşuyordum. En sonunda durdum. Etraf çok karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum. Birden duyduğum ses ile irkildim. " Oo güzelim tek başına ne yapıyorsun burada. Dikkat et tekin değildir buralar " dedi. Bu sözcükleri duymamla hemen koşmaya devam ettim. Arkamdan gelen ayak seslerini duyaniliyordu. Korkuyordum. Aslında bu hayatta sevgisizlikten başka bir şeyden korkmuyordum. İlk defa korkmuştum. Savunmasızdım. Bir şey yapamıyordum. Koşarken birden kolumda bir el hissettim. Hissetmemle diğer yarafa doğru çevrildim. Önümde tanımadığım ayyaşın teki vardı. Sarhoş olduğu her halinden belliydi. Birden beni bir duvara ittirdi. Sırtımın duvara çarpmasıyla inledim. Acımıştı. Duvarla beni kendi arasına alan adam dudak büzüp ( biri söylemedimi acaba buna dudak büzünce boka benzediğini) " Aaaa acıdı mı? Çok özür dilerim " dedi alayla. Bu sırada beni daha çok sıkıştırıyordu. Bende belki zaman kazanırım diye yüzüne tükürdüm. Beklemiyordu ki biraz gevşedi bemde fırsattan istifade kasıklarına tekmeyi geçirdim. Adam iki nüklüm olmuştu. Zaman kaybetmeden koşmaya başladım. Bir iki adım gittiğimde saçıma dolanan bir el hissettim. Benş yere fırlattı. Kafamı yere vurmuştum. Elimi refleks olarak oraya götürdüm. Kanıyordu. Panik yapmamıştım çünkü annemler öldüğünde kafamı duvarlara vurup kanattığım olmuştu. Hışımla adama döndüm. Adam üstüme geliyordu. Geri geri gitmeye başladım. Aklıma her şey geliyordu. Ya bana dokunursa ya bakireliğim elimden giderse. Bunları aklımdan çıkarmam gerekiyordu. Ama adam üatüme geldikçe daha çok aklıma geliyordu. Adam üstüme çıktı. Şoktaydım. Bir şey yapamıyordum. Adam daha doğrusu adam demeye dilim varmayan kişi boynumu öpmeye başladı. Sadece ağlıyordum. Korkuyordum. Adam üstümde doğruldu ben ise çığlık atıp " Birak beni lütfen " diyordum. Adam alayla bana baktı ve pantolonunun fermuarını açtı. Artık avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Adama vuruyordum. Adam ise sadece bakıyordu. Birden elbisemin altını açtı. Aetık yapabileceğim bir şey kalmamıştı. Gözlerimi kapattım ve hayatımı düşündüm. Hayatımdaki siyahşarı ve grileri. Benim hayatımda beyaz yokru. Ya siyahtım ya gri. Bu zamanlar geiydim galiba. Arkadaşlarım bana iyi gelmişti. Hala ağlıyordum. Adam bir şey yapmıyordu. Aslında üzerimdeki ağırlıkta kalkmıştı. Gözlerimi açtım. Üstümde adam yoktu. Yattığım yerde doğruldum ve etrafa bakmaya başladım. Baktığımda rahatlamıştım. Berke gerizekalı piç kurusu orospu çocuğu adamı dövüyordu. Ohh canımada deysin dedim içimden ve elbisemi düzelttim. Berke'nin yanına gittiğimde adamın yüzünün kanlar iöinde olduğunu gördüm. Ama hala Berke onu dövüyordu. Bağırcak gücüm kalmamıştı. Elime Berke'nin omzuna koydum. Bana döndü. Dövmeyi kesmişti. Bana sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim. Az önce olan olayları hatırlamak istemiyordum ama aklımdan çıkmıyordu. İstemsizce ağlamaya başladım. Berke ise " Şşşşşş her şey geçti. Sakin ol. Hadi pofuduk pandam. Sakin ol. " dedi. 5 dakika boyunca sarılmıştım. Beni geri çekti ve gözlerime bakıp "Sana dokundu mu? " diye sordu. Sesi titrek çıkmıştı. O an gözkerim dolmaya başladı. Zorlukla başımı olmumsuzca salladım. Bana tekrar sarıldı. Sarılırken artık gözlerim açık kalamıyordu. Çok yorgundum. O yorgunlukla gözlerimi kapattım. Berke

" Sen bunları yaşayacak kadar ne yaptın ve pıfuduk pandam" dedi. Tamamen uyuduğumu zannediyordu ama onu dumuştum. Hayatım karanlık bir enkaz gibiydi. Gözlerimi açıp dolu gözlerle Berke'nin karşısına geçip " Neden ben Berke " diyebildim. Sonra ağlamaya başladım. Birlikte arabaya doğru yürüdük beni arabaya bindirdi ve eve getirdi. Hemen odaya çıkıp üatümü değiştirdim. Yorgundum. Hem fiziksel hem bedensel olarak yorgundum.

Hayat ya hep acıdır ya da hep tatlı. Ortada durmaz hiç. Ben hayatımı acı tarafından yaşıyorum. Hayat bana acı yüzünü gösteriyo hep. Neden diye soruyorum cevap vermiyo. Her gün dünyanın başıma yıkılışı tekrarlanıyor. Her gün enkazda daha çok gömülüp ölüyorum. Hayat bana şaka yaptığını falan mı zannediyor. Anlamıyorum. Tek bildiğim bunun bir şaka değil eşek şakası olduğu.

İlk önce ailem sonra sevgilim daha sonra kardeşim ve son olarak (son olmasının umuduyla) yeni sevgili. İlk üç sevdiklerimi başkaları elimden aldı. En sonuncusu ise kendi gitti.

Sende Bırakma BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin