..........bölüm 6..........
****
MULTİMEDYA: Yalın (sanatçı)
****
Ben bilmem, unutmayı ben bilmem...
Yüreğinde ağırlığınla,
Sana esir canımla, bu yollardan geçemem..."Koydum sevinçlerimi önüme, baktım hepsi sensin.
Yazdığım şiirlerin her hecesi, üzüldüğüm tüm filmler..." diye sahnede şarkısını seslendiriyordu Yalın.Ne zaman dinlese duygulanırdı. Yalın dinleyince duygulanırdı daha doğrusu. Sanki onu anlatıyormuşcasına...
Haluk Bey'e sarıldı Güneş. Çok güzel bir sürpriz bu. Yalın'ı babası getirtmişti. Sahilin neden boş olduğu da anlaşıldı. Herkes konser alanına toplanmıştı. Konser yeni başlamıştı, "Ben bilmem" duygusal şarkısıyla... Hayranlıkla Yalın'a bakan gözlerini bir an olsun ondan ayırmıyordu. Çok güzeldi her şey, en arkada zar zor görüyor olması dışında tabi. Sürekli parmak uçlarına basıp görmeye çalışıyordu. İlerden de Sarp Güneş'i izliyordu. Güneş'in bu durumu komik gelmişti ona:
-Küçük şey...
Hâlbuki küçük falan değildi Güneş. Sarp fazla devdi. Yani devden kastım yaşına göre iri ve uzundu. Sarp daha da yaklaştı ona. Tam arkasında duruyordu ama Güneş en sevdiği sanatçıyı hayran hayran izlerken ve dinlerken onu fark edecek durumda değildi. Buna rağmen bu gün Sarp'ın yanına gelen kız aklına takılmıştı. "Sevgilisi miydi acaba? Çok güzel bir kızdı ama ya. Bizim ukalâ ile de yakışıyorlardı." Bu saçmalamalarıyla duraksadı. "Ne düşünüyorum ben ya? Banane onlardan. Hazır o Sarp denilen ukalâ yokken bunun tadını çıkarayım. Keyfimi bozmanın bir anlamı yok." Bu düşüncelerine kendisi de her ne kadar aldırış etmese de inanmış gibi yaptı. Bunlar gerçek düşünceleri miydi? Tabiki değildi...
"Hazırlanmış bir yere gidiyor gibisin... Benim her yerde elim kolum var..." diye giriş yaptı şarkıya Yalın.
Herkes bu şarkıda dans etmeye başladı. Yani gördüğü kadarıyla herkesin bir eşi, sevgilisi vardı...
Sap durumundaydı Güneş. Sarp da aynı şekilde. Daha sonra Ceyda -Sarp'ın eski sevgilisi yani bu gün sahildeki o kız- yaklaştı Sarp'ın yanına ve "Dans edelim mi?" dedi. Kabul etmedi tabiki Sarp. Ceyda'nın yüzündeki o kızgınlık ifadesi çok komikti...
Dudaklarını okumaya daldı Güneş'in. Şarkıyı tekrar ediyordu. Böyle durmasına bir anlam veremeyip, Güneş'e, "Benimle dans eder misin Barbie?" dedi. Güneş şarkıdan aldığı zevkin boğazında düğümlenmişcesine kısık sesindeki sinirli tavırla:
-Ya bak sana kaç defa söyleyeceğim karşıma çıkma diye! Sınırları zorluyorsun bak!
Güneş'in bu sinirli halleri daha da hoşuna gidiyordu. Elini tuttu ve dans etmeye başladı. Güneş de belini saran bu kolları, boynundan iki elini sarmasıyla tamamladı. Yutkundu bir an. Bu ukalâ ile dans ediyordu resmen. Ama sinirli de olsa hiç istifini bozmadan dansa devam etti. Gözlerini kaçırmayı da ihmal etmiyordu. Ama gözlerine bakmak hoşuna gidiyordu da bunun farkında değildi ya da olmak istemiyordu. Tek istediği şey, bir an önce bu dans bitsin. Kalbi bunu her ne kadar istemese de...
Gerçekten özür dilerim ama yeni bölümleri yetiştiremiyorum. Daha fazla yazmaya çalışacağım.
Görüşürüz...