BİR KURŞUN BİR AŞK

13.8K 1.1K 292
                                    

Kısa bir bölüm oldu yalnız finale gelmeden biraz durgunluk iyi gelir diye düşündüm. Tüm heyecanı Finale bırakıyorum. Çarşamba günü Kaos'a veda ediyoruz. Final için neler düşünüyorsunuz?  Ne olmasını bekliyorsunuz?

" Seni sürtük! Ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırdı namlunun ucundaki adam. Elimdeki silahı başına bastırdım. Gizem'de çoktan silahını çıkarmış kimsenin kontrolsüz bir hareket yapmamasını güvence altına almaya çalışıyordu.

Bunun rahatlığıyla gülümseyerek" Kafana dayalı bir silah varken konuşmana dikkat etmeni öneririm. Zira beynin parmaklarımın ucunda. Tabi sen etrafa dağılmasını istiyorsan o başka" dedim alaylı bir şekilde. Odaki misafirler ki bunlar misafirden çok keşti, korkuyla bana bakıyorlardı ancak bir şey yapamayacak kadar kötü durumdaydılar.

" Kimsin sen?" diye sordu öfkeyle.

" Ateş" dedim kısaca. " eğer istediklerimi yaparsan ecelin olmak zorunda kalmam." Silahı başına yeniden bastırdım. " Ayağa kalk"

" Buradan canlı çıkamayacaksın" diye bağırdı öfkeyle. Ama söylediğimi yaparak ayağa kalktı. Gülümseyerek kolunda tutup silahı başından çekmeden yürütmeye başladım.

" Barut, patron elimizde. Arka tarafta iki adamın koruduğu koridordayız. Çıkarın bizi buradan" karşılık gelmedi. Onun yerine kulağıma çığlıklar ve silah sesleri dolmaya başlamıştı. "Venüs aç kapıyı" Gizem içeridekileri kontrol ederek kapıyı açtı ve kenara çekildi. Silahını hala oturan adamlara doğrultuyordu. Kızlar korkudan biraz daha sokulmuştu adamlar. Onların yerinde olsam bizi öldürmeyi istemek yerine mutlu olurdum. Korku filmi sahnesi etkisi yaratmıştık burada.

" Yürü." Memnun olmadığı her halinden belli olsa da söylediğim gibi yürümeye başladı. Önceliği bana vermişti Gizem. Patronla koridora adım attığımızda Gizem'de arkamızdan geldi. Koridorun başında gelirken gördüğüm iri adamlar olmalıydı ama Burak'ın kibirli gülüşüyle karşılaşınca, adamları bulmak için yere baktım. Yanılmamıştım. İkisi de yerde boylu boyunca uzatıyordu.

" Harikalar yaratmışsın "dedi elimdeki adamı işaret ederek.

" Her zamanki halim." Kolundan tuttuğum adamı öne Burak'a doğru ittim. Yalpalayan adam Burak'ın kucağına düştüğünde, içerideki silah sesleri artmaya başlamıştı. Buradan bir an önce çıkmamız gerekiyordu. Aksi takdirde zaten başlamış olan çatışmanın içinde kalacaktık. Yerde yatan adamların yanından geçip koşturan kalabalığa karışacakken o sırada arka taraftan gelen ayak seslerini duyunca sesli bir küfür ettim.

Ellerinde silahlarla onlarca adam ortaya çıkmıştı. " Bu adam toz yerine adam mı büyütüyor bu evde?" diye sordu Burak. Patron olarak anılan adamın bu durumdan dolayı memnun olduğunu görmek daha sinir bozucuydu. İşte şimdi bittin tarzı alaycı bakışlarıyla yüzüme bakarken kendimi daha fazla tutamayarak dizimi çok sevdiği yerine sertçe geçirdim. Acıyla inlerken biraz olsun rahatlamıştım.

Bir anda ateşlenen silahlarla köşeye sindiğimizde, koca salon savaş alanına dönmesi saniyeler sürmüştü. Burak'ın tuttuğu adam kaçmak için çırpınırken, cebinden çıkardığı kelepçeyi bileğine geçirdi. Diğer ucunu da kendi bileğine geçirdi. Bu şekilde onun kaçmasını engellemiş olabilirdi ama kendisine de engel koymuş oldu. Şimdi hareket kapasitesi yarıya düşmüştü.

Elimdeki silahla kendimi korumaya alarak ateş ederken, salon yavaşça kan gölüne dönmeye başlamıştı. Acıyla kıvrananlar, korkudan bağıranlar, öfkeli olanlar... Sesler kandan daha korkun görünüyordu. Gizem'le birlikte sırtımızı kanepeye dayayarak kesik kesik nefesler alıyorduk. Kurşun bitmişti ve çatışma sürüyordu. " Yedek şarjörü var mı?" diye sordum yanımdaki Gizem'e.

KOD ADI  SERİSİ -2 KAOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin