GİRİŞ

31.3K 1.6K 346
                                    


Size küçük bir sürpriz yapmaya karar verdim. Hepinizin MGS ekibini özlediğinizi biliyorum.  gerek yorum, gerek gelen mesajlar olsun 1 şubat hepiniz için çok geç geldi. Ben de daha fazla bekletmeme kararı aldım. Final sizin için oldukça soru bırakacak türden oldu. Bu bölüm ne kadar sorularınızı yanıtlar bilmiyorum. Ama hikayeye bir giriş yapmanın zamanı geldi.  İlk bölüm karşınız da... 

Selim Beyden aldığım telefonla ne olduğuna anlam veremesem de onu almak için birilerini hava alanına yollamıştım. Selim Bey, benim bir nevi babam, akıl hocam ve iş ortağımdı. Bu günlere gelebilmeme en büyük etken oydu. Beni yetimhaneden alıp büyütmüş ve bu günlere getirmişti. Her ne kadar Cem her zaman aramızda bir engel olsa da onun bu tarz durumlara isteği olmadığından sorun teşkil etmiyordu.

Cem, Selim Kuzey'in görünen parlak yüzüydü. Ben ise karanlık tarafı. Olduğum kişiden hiçbir zaman pişman olmamıştım. Zaten gücün hiçbir zaman temiz bir geçmişten geleceğine inanmamıştım. Güç isteniyorsa birilerinin üzerine basmak zorundaydın. Bu hayatın kanunuydu. Güçlü zayıfı ezer ve ezdiklerinden bir imparatorluk kurardı. Ben de öyle yapmıştım. Kendime güçlü, tehlikeli ve ulaşılması zor bir imparatorluk kurmuştum. Ve bu imparatorluğun kurucusu, anlam veremediğim bir sebepten ötürü buraya geliyordu.

Nasılsa geldiğinde her şeyi anlayacaktım. Şimdiden bunları düşünüp işlerimi aksatmama neden yoktu. Bir saatten fazla yol vardı buraya varması için. Bu tarz işler yapan biri için şehir dışında bir yerde olmak sıradandı. Pis işleri herkesin gözüne sokarak yapamazdım. Aslında tam olarak yaptığım işlerden polis teşkilatının önde gelenlerinin de haberleri vardı. Biraz para verdiğinde satın alamayacağın kimse yoktu.Masanın üzerindeki silahımı alıp belime yerleştirdim. 

Her ne kadar dışarısı eksi otuz dereceye yakın olsa da, içeride böyle bir sorun yoktu. Benim çalıştığım yerlerde soğuğa tahammülüm yoktu. Tabi birine işkence etmeyeceksem eğer.

Kapıyı açıp dışarıya çıktığımda, korumalar hemen kenara çekilip bana yol verdiler. Benim gibi adamların dostları olmazdı ama düşmanlarının sayısı azımsanamayacak kadar fazla olurdu. Bu yüzden sadece benim silah taşımam hiç bir şey değiştirmezdi. Rus istihbaratı hafife alınacak kişiler değildi. Her ne kadar onlar kadar donanımlı bir eğitimden geçmiş olsam da düşmanımı hafife alma aptallığı göstermezdim.

Asansöre binip depoya indim. Bir yandan uyuşturucu sevkıyatı yapılırken, diğer yanda eğitim kampı devam ediyordu. Yeni gelenler Demir Yumruk'un kontrolünden geçip iyi birer korumaya dönüşüyordu. Bildiğim birçok şeyi Demir Yumruk'tan öğrenmiştim. Tüm Rusya'da bileği bükülmeyen bir adam olarak bilinirdi. Yaşı ilerlediği için artık dövüş müsabakalarına katılmıyordu ama benim için çalışmaya devam ediyordu. Kendisi doğrudan yardım edemiyor olsa da benim için yardımcılar yetiştiriyordu. Bu bizzat kendi yardım etmiş kadar önemli bir işti.

Sorgu odasının kapısına geldiğimde, içerideki inleme seslerini duyabiliyordum. Sahsa yine uslu durmamış görünüyordu. Bu kadın beni deli ediyordu. Bu kadar disiplinli olması güzel bir şeydi ama biraz da beni dinlemesi gerekiyordu. Sonuçta onun patronu bendim. Büyük ahşap kapıyı kendime doğru çektiğimde, açılırken çıkardığı sesle tüm gözler kapıya dönmüştü.

Sahsa, sandalyede zorlukla oturan adamın kucağındaydı. Giyindiği şortun etkisiyle tüm çıplaklığıyla iki bacağını yanlara açarak oturuyordu. Yüzünü göremiyor olsam da karşıdaki adamın yüzünü gördüğüm kadarıyla, oldukça keyifli olduğunu tahmin edebiliyordum. Bu kadın birilerine acı çektirmekte oldukça keyif alıyordu. Acımasız ve gözü kara oluşu onu keşfetmemi sağlamıştı zaten. Genç yaşına rağmen güçlü ve caniydi. Kendisine tecavüz eden adamı, gece kulübünde hadım etmiş ve sonra herkesin gözü önünde öldürmüştü.

KOD ADI  SERİSİ -2 KAOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin