REKABET

16.5K 1.1K 189
                                    


Yurt binasından siyah ekip olarak birlikte çıkıp eğitim alanına doğru yürümeye başladık. Bu gün diğerinden daha heyecanlıydım ve bu diğerine oranla daha gerçekçi bir operasyon olacaktı. Yeniler eskilere karşı mı olacaktı yoksa başka bir kriter mi vardı onu Bozkurt geldiğinde öğrenecektik. Şimdilik sadece özel ekipmanlarla hazır halde bekliyorduk.

Her birimiz siyah üniformalar içindeydik. Üzerimizde özel yapım yelek vardı. Sadece bu tarz operasyonlar içinde kullanılan ve hassas sensörlere sahip bir yelekti. Ellerimizde eğitim silahları vardı. İsabet etmesi halinde gerçek bir silah gibi acı verebiliyordu ama hasar bırakmıyordu. Bu mermiler üzerimize isabet etmesi halinde üzerimizdeki özel yelekler tarafından teşhis edilip belli edilecekti. Güney'in anlatımına göre hayatı yaralanmalar kırmızı, sıradan basit yaralanmalarda mavi ışık yayacaktı. Bu da demek oluyordu ki tek vurulmayla ölmüş sayılmayacaktık.

Bu eğitim de çaylaklar tarafından izlenecekti. Burada bir nevi onlara canlı ders veriyor gibiydik. Bizim böyle şansımız olmamıştı. Aslında Burak ve Güney'in sürekli kedi köpek gibi didişmeleri de oldukça faydalı eğitim olmuştu ama böylesi şeyler görmemiştik. Biz sert ve katı bir şekilde eğitim almış ve hemen göreve gönderilmiştik. Ben zaten sırf Selim Kuzey operasyonu için seçilmiş ve eğitilmiştim. Bir piyon olduğumu ölümden döndükten sonra öğrenmiştim. Bir piyon kaleyi ele geçirmiş veziri devirmiş ve oyunu şah mat etmişti.

Bundan daima gurur duymuştum ve daima da gurur duyacaktım.

" Bakıyorum da Siyah Ekip dünden hazır." Sesi duymamızla hepimiz tek sıra haline gelip hazır ola geçtik. " Bu eğitimi çaylaklar kadar diğer ajanlar tarafından da ilgiyle izleneceğini biliyor olmalısınız."

" Evet efendim" diye bağırdık hep bir ağızdan.

Elindeki koltuk değneğine rağmen hepimizden daha dinç ve güçlü görünüyordu. Yüzündeki memnun ifade ile tek tek yüzümüze baktı." Bunu sormam bile hata. Sizin gibi bir ekibin göreve hazır olması şaşırtıcı değil. Barut ve Zehir ..."

Bir adım öne çıkan ikili elleri arkasında duracak şekilde Bozkurt'a bakıyorlardı. " Emredin efendim" dediler aynı anda. Bozkurt, koltuk değneğinden destek alarak pantolonunun cebine eğilip siyah bir kese çıkardı ve Barut'a doğru fırlattı. Bir milim bile kıpırdamadan kolayca keseyi yakaladı Barut ve yeniden ellerini sırtında birleştirip karşısına bakmaya başladı.

" Ekibinizi seçin" diye buyurdu Bozkurt. Bunun üzerine Barut ve Burak tek ayağının üzerinde dönerek bize bakmaya başlamışlardı. Elleri hala arkalarında birleşmiş haldeydi. Bu halde ne kadar profesyonel göründüklerini düşünmeden edemiyordum. Zehir'in bu hali normalinden daha katlanılırdı.

" Ateş" diye kod adımı söyleyen Güney'in sesiyle kendime gelip bir adım öne çıktım. Keseyi açıp içindeki bandanaları çıkarıp keseyi cebine koydu. Mavileri ayırıp Burak'a uzattı ve kırmızılardan birini bana uzattı.

Uzanıp aldım ve Burak'ın" Venüs" dediğini duyduğumda elimdeki bandanadan ayırdığım bakışlarım Gizem'e kaydı. Kendimi biraz tuhaf hissetmiştim. Evet, belki sadece bir eğitimdi ancak ben şimdiye kadar hiç rakip olmamıştım. Bu da haliyle azıcık zoruma gitmişti. Onun da benden farkı olmadığını anlamıştım ama yapılacak bir şey yoktu.

" Gölge"dedi Güney.

" Kobra"

Herkes seçimi yaptığında son kalan bandanaları da kaptanlarımız koluna bağlayarak Bozkurt'a doğru dönmüştü. " Şimdi Mavi ekip ayrılın ve harabenin arka tarafındaki kapıya doğru ilerleyin."

KOD ADI  SERİSİ -2 KAOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin