Yeni nesil olarak hayatta ki bazı deyerli seyleri görmüyor ve duymuyoruz. İki kuruş uçkurumuzun peşinde sallanıp duruyoruz. Oysa ki ne güzel insanlar öldü kardeşçe yaşanması gereken bir dünya için.
Perdelerin kararıp solduğu bir dônem açığa çıkmayan kirli yüzler. Bir sabah ezanında sahte maskeler ile sokaklarda cirit atarken. Kalbimin soluğunda yaşamayı besleyen tertemiz yüzlü çocuklara hayatı üfleyenler. Yemyeşil bir zeytin dalında büyüdüler. Sadece Birgün öldüler hergün yaşayabilmek için.
Bu yalancı tarihi yırtılan bir yüz gibi söküp yerinden. Dillere koca bir destan düşürdüler. Gecelerine yıldız konmadı belki ama. Sabahları hep güneşliydi. Öfkenin karanlık yüzüne umudu çizdiler. Kardeşliği ve eşitliği sağlayabilmek için ve sömürüyü durdurabilmek için.
Ceza evlerinde maltaya yürüyüş sırasında kuşları saklayan gardiyanların kahpece gülüşlerini fizan bile hissediyordu...!
Gaddar bir silüyete bürünüp gencecik masum bedenleri cihazlara bağlayan âşşağılık bir sistem. dudağın kenarından akan salyasına bakmadan ay yüzlü çocuklara attıkları hırçın tokatların bedelini elbette ôdeyecekler. Ama bugün ama yarın ama elbet birgün küçüğüm elbet birgün......!!!
Bu kavganın bağrından kopup munzura düşen yürekli ve sevdası büyük yoldaşlarım elbette güneşin anlına dokunacak. Hayatın yüzüne bir kelebek gibi konup bu üç günlük dünyada binlerce yıla meydan okuyacaklar. Ve derdimizi anlamayan türkülerimizi susturan insanların. Savaş alanlarında kılıçlarına el koyacağız. Barış türküleriyle sokaklara dökülüp yeryüzünü esir alacağız...!İsterseniz beni yanlış anlayın ama.
Bazı insanlar cahil ölecek...!