Şimdi dönüp bir bakın ardınıza küllenen bunca emek bunca amaç ne uğruna savaş verdiğinizi unutmuş durumdasınız. Yanmadan ve içimizden birşeyler eksilmeden gururla yaşamanın bir anlamı olmalı. Yetmeli artık doymalıyız. Kana kavgaya ve savaşa dur demek gerekiyor artık. İşleyen asılsız onca dava kime ne fayda verebilir ki...!
Bir zamanlar gül beyazında 29 'encü' sonbahara dayanmış sıcak bir yaylanın tam göbeğinde. Sırtında mazot yüküyle. Çocuklar bekleyişde. Eş ve anneleri dağların telaşesinde.
Bu Aşk davası deyil sevgili küçüğüm.
Siyaset davası deyil.
Muhalefet deyil
Koltuk davası deyildir bu.
Bu hazin bir öyküdür. Roboskide cesede çevrilmiş. Ekmek tarlasıdır..!
Mayın tarlasına dönmüş. Encü'lerdir.
Kimi protes için. Kimi dershane taksidi kimi ise daha doğmamış bebeğinin geleceği için çıktığı bu yolda. Uçakların bıraktığı bombardımanın kurbanı oldular..!Öfkeliyiz anlıyormusunuz.
Her türlü savaş farz kılınmıştır bizim için. Gökyüzünden kan damlaları bırakan uçaklar. Kavgaya ve direnişe sebebtir. Savrulacağız. Yeşeren ümitlerin baharı gibi. Karanlıktan bir türkü gibi. Bir cebimizde umutlar bir cebimizde zaferle döneceğiz. Yüreğimizde barış hasretiyle. Yankılanmaya başladığımız anda sesimizi fırat nehrine dökeceğiz. Bağrı yanmış annelerin umutlarıyla yıldız biriktirip. Maviye dokunacağız. Öfkemizi okşayıp silahlarıyla bize meydan okuyanlara meydanları mezar edeceğiz. Güneşin yüzünde açan çiçekleri koparıp bizden baharı saklayanların. Mevsimine kanlı bi örtü gibi kapanacağız. Gökyüzü bizimdir. Sol yanımızla ışık saçan bulutlar. Gözlerimizde kaybolan karanlığın simgesidir. Yani..!
Yağmur yüzümüzdür damlanın baktığı heryer bizimdir....!!