Hayal etmeyi çok seviyorum. Özellikle geleceğim hakkında. Acaba kimle evleneceğim? Kaç yıl ömrüm kaldı?Çok sıkıntı çeker miyim? Çocuklarım olursa nasıl olur hayatım? Hayallerimi gerçekleştirebilecek miyim? Hep mutlu olabilme şansım var mı? Hep polyanna kalabilir miyim? Mesela örnek verirsem. Yine düşüncelerime dalmıştım şarkı bittiğinde ne yazık ki kulaklıklarımı çıkarıp reele döndüm ve okula 2 durak kaldığını fark ettim. Yavaşça toparlandım ve inmek için düğmeye bastım. 5 - 10 dakika yürüdükten sonra okula geldim. Derslik binasına geçtim sıkıcı ve uzun bir gün vardı önümde nihayetinde bir süre uymaya çalışıp beceremedim ve kafamı kaldırarak dersi dinledim. Sıkıcı bir hocanın sıkıcı bir dersinden sonra nihayet gün bitmişti. Kumsala gitmelisin dedi iç sesim haklıydı iyi gelecek tek şey bir deniz kıyısında dalgaları dinlerken o güzel kokuyu içime çekmekti. Bende ayaklarımı onun için kumsaz otobüsüne doğru yönelttim. Ahhh yine kime çarptım be sakarsın kızım sen hem de en tescillisinden! Diye mırıldanarak kafamı kaldırdım ki karşımdaki kişinin karizmatikliği karşısında erimeye başlamam bir olmuştu.
Pardon çok özür dilerim mmmm gerçekten farketmedim,dalmışım. Diye zırvalarken işaret parmağını dudağıma koydu ve bilmişçe bir tavır takınıp "sıkıntı yok insanlık hali olabilir"dedi ve arkasında şaşkın bir ben bıraktı. Tam ben de gidecektim ki geri dönüp Uzay dedi telefonumu elimden aldı, Hey! Ne yapıyorsun dememe fırsat kalmadan geri vererek uzaklaştı yine dönecek mi diye bekledim birkaç dakika oh iyi bari gerçekten gitmişti bu sefer ben de sonunda kumsaz otobüsüne vardım ve bir saat sonunda nihayet kumsaza gelebilmiştim. Oturup sahilde kumsalda dalgaları izlerken içimden keşke denizkızları gerçekten olsaydı ya da gerçekse bir kez rastlayabilseydim diye geçirdim. Eğer şansım olsaydı denizkızı olmak isterdim okyanus altında yaşayabilmek nasıl bir şey çok merak ediyorum. Ama okul gibi bir şey olmadığından çok rahat oldukları konusunda emin gibiydim. Gözüme yakınlarda bir dal çarptı minicik. Direke elime aldım ve rastgele çizmeye başladım. Ortaya çıkan resim ise beni şaşırtmamıştı çünkü gökyüzünde bir uzay gemisi ve altına denizkızı çizmiştim. Anlaşılan Uzay'ın etkisinden denizkızlarını düşünürken de kutrulamamışım. Geçmiş olsun. GALİBA ilk görüşte aşık oldum. Çünkü şu an aklımda o var ve yüzümde ise aptal bir sırıtış. Başka bir açıklaması yok galiba. Bir anda duyduğum sesle irkildim. "Yoksa buralı mısın küçük ressam?" Başımı sağa çevirince gördüm ki bu çocuk tahmin ettiğim kişi değildi. Şaşkınlıkla beraber tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Uzay değildi o.
"Noldu az önce sırıtıyordun, şimdi somurtuyorsun bir sıkıntı mı var yoksa deli falan mısın ya da belki de sadece aşıksın ama iddiaya girerim kumsazdan değilsin yoksa kesin tanırdım seni." Direkt olarak ağzımdan çıkan tek cümle"Nereden anladın?" oldu. O da"Hangisini buralı olmadığını mı, bir sıkıntı olduğunu mu yoksa diğerlerini mi" diye karşılık verdi. Kahverengi mezarlığa benzeyen gözlerine bakarak"Ya da belki de sadece aşıksın" diyerek onun cümlesini ona geri ilettim. O ise"Öngörü desek olur sanırım" dedi. "Hmm" sesini çıkarıp sonrasında sustum. Adım ege küçük ressam bana senden şarkı istesem biraz söyler misin? Diyene kadar tabii ki şok geçirmiştim ve etrafa bakınıp kimse olmadığını gördükten sonra "Nasıl bir şeyler istersin? " diye sordum. Nasılsa bir daha karşılaşmazdık. Ve bana dedi ki "İçten ölen ama yaşıyor gibi görünen bir insana en uyacak şarkı ne olursa..." Cümlesini bitirir bitirmez aylin aslım - ölünür de şarkısına başladım. Bu şarkıdan daha iyi tanımlayamazdı çünkü hiçbir şarkı bu durumu.
"Kimsenin değil, bi tek senin yerin var
Geçmişimdeki iyi kötü anlarda" Ardından o da bana eşlik etmeye başladı.
"Yanımdaydın ya ne isterdim daha ama evet her güzel şeyin de bir sonu var
E tabi haklısın sen boğulmaman için gemiyi terk etmen en doğru seçim" Ses tonumuzu artırarak nakaratta, bir süre birbirimize baktıktan sonra başladık söylemeye.
"Görünürde nefes alıyor gibiyim,
Görünürde gülüyor oladabilirim,
Görünürde yaşıyor gibi dursam da,
İçten ölünürde..." Dedikten sonra ben tek devam ettim şarkıya o denizdeki dalgaları izlemeye başladı.
"Kimsenin değil, en çok senin payın var
Bu hayattan kopuk ölü balık halimde
Son bir iyilik yap ve sonra onun sesi doldurdu yine kulaklarımı at beni denize"
Sırtını dönerek koluma yaslandı ve başını omzuma attı nakarata girdik.
"Görünürde nefes alıyor gibiyim,
Görünürde gülüyor oladabilirim,
Görünürde yaşıyor gibi dursam da,
İçten ölünürde..."
Ölünürde kısmında sustum ve onun sesini tek duymak istedim. Şimdi sadece o söylüyordu.
"Ölünürde farkına varamaz insan,
Ölünürde kopamaz bu dünyadan,
Ölünürde yaşayan sıradan biri gibi görünür de..." Sesi kusursuzdu, mükemmeldi insanı büyüleyen bir silah gibiydi şarkı söylerken herkesi kölesi yapabilirdi. Ama ben hariç çünkü Uzay'a karşı ilk görüşte aşık olmam beni o sınırların dışında tutuyordu. Şimdi bu iyi mi, kötü mü onu çözemicem galiba. Çünkü önce kapanışını yapmamız gereken bir şarkı var ne yazık ki bitmedi, beni bekliyor.
"Ölünürde farkına varamaz insan
Ölünürde kopamaz bu dünyadan
Ölünürde yaşayan sıradan biri gibi görünür de... " Şarkı biter bitmez ayağa kalktı konuşmaya başladı "Küçük ressam keşke seninle ona aşık olmadan önce tanışmış olsaydım, huzur verdin, rahatladım, bütün acılarım yok oldu, benim meleğim olmanı isterdim. Keşke o aşık olduğun kişi ben olsaydım. Son olarak adını sorsam söyler misin?" dedi ve bende "Adımı bilirsen her duyuşunda acı çekersin bunları söylediysen kesinlikle, o yüzden kusura bakma ne yazık ki söyleyemem ben acı çektirmeyi seven bir insan değilim." Diye cevap verdim. "İnan bana söylemezsen asıl daha fazla acı çekerim" dedi ve beni ikna etti."Peki o halde ben uyardım ısrar ediyorsun madem adım Asena" dedim."Denizkızı ege denizinin kalbi senin uğra kalbine bir gün mutlaka, ege sana ait artık" Diyerek ilerledi arkasını dönerek "Hoşça kal küçük ressam" diye veda ederek kalbini sökmüş gibi yaparak benim elime getirdi koydu ve kesin olarak gitti. Aferin ezgi kafa dağıtmaya geliyorsun çocuğun kalbini alıyorsun ilk görüşte aşık olduğun için çocuğu kalpsiz bırakıp gideceksin mutlu musun? Diye içime azar çektim ve o bana o kadar etkileyici olmasaydın diyerek omuz silkip karşılık verdi. İç sesim beni delirtecek sanırım şimdi de ayna karşısında kırmızı renk ve gümüş simli Ezgi prenses 18.yaş günü için tasarım yaptırmış olduğu uzun sırt dekoltesi olan kıyafetini giymiş saçları topuzun altından örgü gelerek çevresini dolanırken bir kısmı maşalı ve salık duruyor. Tac olarak yakut tacını takmış gerdanlık ve küpeleri ben mükemmelim diye bağırırken kendinde kusur olup olmadığına bakıyor. Evet doğru ne yazık ki iç sesim Ezgi kibar bir prenses hazretleri. Şu ezgi gıcık etti beni saldırıcam şimdi diye hırlamaya başlayarak kaldığı mağara şatosundan çıktı ultra mükemmel sürtük kurt kadın Asena ve iki ezeli düşman aralarındaki tek fark ise biri gündüz tarafında biri gece. Asena şimdi benim de bakacağım türden bir sürtük neden derseniz, kırmızı yakası taşlı bütün vücudunu fazlasıyla belli eden penye kalçasının yarısından fazlasını açık bırakan etek kısmı büzgülü bir zamanlar tunik gibi kullanılacak bir eşyayı tişört halinde elbise gibi giymiş saçlar kırmızı altın sarısı ve siyah olmak üzere üç renk bulunduruyor sadece uçları kıvırcık üst kısmı düz ön tarafında beline kadar uzamış saçlarının yarısına gelen dalgalı perçemleri bulunuyor. Dudakları kalp şeklinde kırmızı bir ruj siyah likit gür kirpikler maskara sürülerek daha da belirginleşmiş dumanlı göz farı 20 santim siyah, kırmızı ve beyaz renkleri bulunduran taşları ışıltılı bir çift topuklu ayakkabı giymiş, saçının tepesinde siyah bir ay ve içinde yıldız bulunduran, yakut, safir, zümrütve pırlantadan oluşan bir taç takmış. Etrafa bakınıp Ezgiyi göremediği için ateş yakarak aradaki sınırı iyice belirginleştirdi. Ezginin sınırı yapay şelale duvarlarından oluşuyordu sütunlar halinde onların arasında ise ateşler hakim oldu az önce. Tabii ki ezgi mutluydu çünkü olduğu taraf mükemmeldi ve gökkuşağı vardı hatta hiç bitmeyen. Öfkesini atmak için biraz elektro gitarını çalmaya gitti Asena ve bende nihayet eve geldim. Kimse olmadığı için odama geçtim direkt . Ve bir şeyler düşünmemek için üstümü değiştirip uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSUN KALBİNDE-CENNETTE-(Kalbinde Serisi 1)
Teen Fiction#19 - 14/08/2019 - Yanılgı #64 - 12/04/2020 - Yeni başlangıç O okyanus gibi bakıyordu açık mavisi gözlerimin içine mavinin en koyu,engin tonundaki gözleriyle.Hapsediyordu, kaçamıyordum, gönüllü tutsak olacaktım ona. Ne yaparsa yapsın,hep kalsın diyo...