Osmanlı Devleti 2:KÖSEM

Osmanlı Devleti 2:KÖSEM (26.Bölüm) "Aşk-ı Derun"

Hacı ağa:Hünkarım şehzade Mustafa'nın odasına gittik lakin kendisi gelmek istemediğini söyledi bizde zorla getirmeye çalışşakta kendisi direndi.
Sultan Ahmet:Anlıyorum yıllardır o odada kaldı normal insan çevresine çıkmakta zorlamıyor kardeşim o gelmiyorsa ben gideyim onun yanına,zira özledim kardeşimi..
Safiye sultan:Bizi ziyaret ettin demek Kösem bu ziyaretini neye borçluyuz?
Kösem:malımız ve mülkünüzü devlete geri iade etmeniz gerekiyor artık valide sultsm değilsiniz
Safiye sultan:Ne malum Kösem belki tekrardan valide sultsm oluruz ve sarayımıza geri dönerim hem unutma sultan Ahmete biz sunduk seni...
Kösem:O günler geride kaldı ve sizi hayatta valide sultan yapmaz bu kadar arkadan iş çevirir iken...
Safiye sultan:peki ya sen Kösem?Cennet hatun,hacı ağa,Zülfikar hatta murat paşa? Sen hiç arkadan iş çevirmiyor musun? Şuan yanıma gelip hazineyi soruyorsun çok yazık.
Kösem:ben napıyorsam ahmet için yapıyorum ona yardımcı olmaya çalışıyorum unutmayın ki her başarılı bir erkeğin arkasında bir kadın vardır! İzninizle.
Safiye sultan:çekilebilirsin.
Cennet Hatun:kızlar hadi temizleyin haremi tek bi tuz görürsem alırım canınızı!
Hacı ağa:hayırdır her zamankinden daha sinirlisin.
Cennet hatun:sen benle uğraşacağına Kösem sultanınaza daha fazla yardımcı ol.
Mehmet giray :daha ne kadar burada kalacaz şahin?
Şahin giray:merahketme kardeşim çıkınca taht bizim!
Mehmet giray:hala taht diyorsun ne tahtından bahsediyorsun senin yüzünden burdayız!
Selim ağa:Habzadelerim müjde hünkarımız derviş paşayı idam etmişler ve yerine murat paşayı tahin etmiş.
Şahin giray:görüyor musun kardeşim sana demiştim sonu yakındı diye...
Sultan ahmet:Mustafam korkma niye yanına gelmedin?
Şehzade Mustafa:yasak bana ben,ben çıkamam  öldürürler beni!
Sultan ahmet:Kim öldürecek seni Mustafam sen benden mi korkuyorsun?
Şehzade Mustafa:Hünkarım ben...
Pinhan ağa:söyleyin ona Şehzadem onu sevmiyorsunuz onu öldürmek istiyorsunuz!
Şehzade Mustafa:Hayır istemiyorum!
Sultan ahmet:anlamdım mustafa ne istemiyorsun?
Şehzade Mustafa:ben hiç birşey istemiyorum sadece sizi Allah başımızdan eksik etmesin...
Sultan ahmet:amin Mustafam  Allah şahidim olsun ki ben hiç bir vakit böyle olsun istemedim.Herkesten,herşeyden, kendimden bile korumaya çalıştım seni.Artık bitti hürsün!
ahmet mustafaya sarılır...Affet beni kardeşim bir gün beni anlayacaksın.

Mustafa haremin önünden geçer ve o sırada harem ağası destur şehzade Mustafa hazretleri der ve irkilir ve kızların oraya bakar ama fazla insan gördü diye cekinir ve tam o sırada annesi halime sultan gelir.
Halime sultan:Mustafa!nasıl olur oğlum diye sarılır.
Mustafa karşılık vermez.
Halime:validen tanımasdın mı? Benim mustafa annen.
Hacı ağa eğilir sultanım haddime değil ama Şehzademiz uzun süredir kimseyi görmüyor tanıyamaması normal.
Halime:Yo hayır oğlum tanır beni unutmaz o annesini! Dimi mustafa diye sarılır...
Şehzade Mustafa :validem diye ağlar sizi çok özledim hünkar abim ben saldı artık hürmüşüm!
Sultan ahmet:kardeşimi gördüm Zülfikar benden korkuyor öldürecem diye düşünüyor.
Zülfikar:Hünkarım uzun zamandır odada kalıyor normal bu korkusu geçecek hem siz merhametlisiniz babanız gibi olmadınız.
Sultan ahmet:ben yemin ettim ve sözümü tutacam!lakin şu ağrılarım geçmedi bir türlü...
Zülfikar :hekimler çalışıyor en kısa zamanda sağlığınıza kavuşacaksınız.
Sultan ahmet:inşallah.

Sultan ahmet:paşalarım,bugünden itibaren veraset sistemini değiştiriyorum bundan böyle taht babadan oğula değil ekber ve erşed üzerine gerçekleşecektir!
Müftü:nasıl Hünkarım kanuni kadim belli
Sultan ahmet:böylesi daha iyi kardeş katli ve isyanları duracak ve bu arada kardeş katlini artık kaldırıyorum şehzadeler sancağa değil artık sarayda kafes denilen odalarda kalacaklar!
Divan(Meclis) emrü ferman yüce Hünkarımızındır.
Kösem:Ahmet beni çağırmışın..
Sultan ahmet:evet sana müjdem var bundan böyle haremi sen idare edeceksin!
Kösem:Ahmet bana dünyaları bahsettin...
Sultan ahmet :sen benim güneşim oldun artık sarayıma ve haramimede bir güneş gibi doğacaksın!